Bugüne kadar karbonhidrat sayım yönteminden bahsetmeye çalıştım.
Bir de bizi yakından ilgilendiren Glisemik İndeks denen bir detay var.
Bir örnek üzerinden başlayarak detaya inmeye çalışacağım.
Aşağıdaki tabloda gördüğünüz gibi ekmek çeşidi fark etmeksiniz hepsi aynı tartı ağırlığına ve karbonhidrat içeriğine sahipler.
1 dilim beyaz ekmek = 25 gr (tartı ağırlığı) = 15 gr karbonhidrat içerir.
1 dilim kepekli ekmek = 25 gr (tartı ağırlığı) = 15 gr karbonhidrat içerir.
1 dilim çavdar ekmeği = 25 gr (tartı ağırlığı) = 15 gr karbonhidrat içerir.
Peki hepsi aynı ise neden bize beyaz ekmekten uzak durun diyorlar? Çünkü beyaz ekmeğin glisemik indeksi yüksek. Yani bir dilim kepekli ekmek 3 saatte kan şekerini yükseltiyorsa beyaz ekmek 1 saatte yükseltiyor.
Biz diyabetliler bu sebeple glisemik indeksi yüksek olan yiyeceklerden uzak durmalıyız. Çünkü kan şekerimizi hızlıca yükselten yiyecek ya da içecekler bize göre değil 🙂 . Biz kan şekerimizi yavaş yavaş yükselten şeylere yönelmeliyiz.
Glisemik indekse göre üç ana grup vardır. Yüksek, orta ve düşük glisemik indeksli besinler.
Glisemik indeksi 70’in üzerinde olan besinler yüksek, 56–69 arası olan besinler orta, 55 ve altı olan besinler düşük glisemik indeksli besinler olarak kabul edilir.
Beyaz ekmek, patates, beyaz un ve pirinç yüksek glisemik indekse sahiptir. Yulaf, arpa ve hamburger ekmeği orta glisemik indeksli, sebzeler, tam tahıllar, badem, ceviz ve süt düşük glisemik indekse sahip yiyeceklerdir.
Bu arada karpuz en yüksek glisemik indekse sahip meyve olup, ananas ise orta düzeyde glisemik indekse sahiptir.
Ara ara glisemik indekse göre sınıflandırılan besinleri sizlerle paylaşacağım.
Bir de düşük glisemik indeksli olup yağ oranı yüksek besinler de olabilir. Mesela patates cipsi. Glisemik indeksi düşük diye paket paket yemememiz gerekiyor. İçerisindeki yağlar bizde kiloya dönüşeceği için bunun gibi düşük glisemik indeksli ama yüksek yağ oranlı besinlere mesafeli durmalıyız.
Ama canımız çok çekti, kendimizi tutamıyoruz. O zaman yiyin gitsin 🙂 .
[…] glisemik indeks konusuna da yavaş yavaş girmiş olduğumu […]