Diyabetimben.com’u kurduğumuz günden bu yana yazdıklarım ve gerçek hayatım oldukça tutarlıydı. Yani özellikle beslenme ve insülin dozlarıyla ilgili kendime oldukça dikkat ediyordum.
Farkettiniz mi bilmiyorum ama uzun zamandır çok fazla araştırma, kendimle ilgili ya da sizlerle ilgili pek bir yazı paylaşmıyorum. Bu durumun birkaç sebebi var. Hem iş yoğunluğum hem de tip-1 diyabetli hayatımda pek de başarılı olmayaşım.
Neler mi yapıyorum? Akşamdan kendime sandiviç hazırlıyorum. İki dilim çok tahıllı ekmek ve arasına ya cevizli ya da standart Ezine peyniri koyuyorum. Şirkete gelir gelmez de bu sandiviç güzel bir bitki çayıyla beraber tüketiliyor. en geç 09:30 gibi bu fasıl bitmiş oluyor.
Şirkette öğle yemeklerimiz 12:00-14:00 arasında yenilmekte. İstediğim zaman yemek yiyebilirim ama yemek yediğimiz alan bana çok karışık göründüğü için yemeğe inesim gelmiyor. İnersem iniyorum, inmezsem de beyaz peynirli tost yiyiyorum. Ya da dışarıda yemek yemeye gittiğimizde gelsin etler gitsin tatlılar modunda oluyorum 🙂 Özellikle saat 15:00 gibi bir açlık krizi doğal olarak başlıyor. Ve o anlar ne ben sizi ne de siz beni mümkünse görmeyin 🙂 Tatlı ne varsa yiyiyorum. Puding ve minik fındıklı baklava tercihim. Yoksa da kurabiye tarzı şeyleri yiyiyorum. Yetmiyor. Bir beyaz peynirli tost daha yiyiyorum 🙂 İnanın. Bunları ben yapıyorum. Akşam eve geldiğimde ise aç bir vaziyette yine yemek yeme faslı. Sonra bitmez bilmeyen meyve yemelerim.
Geçen gün bilincimiz gayet açıkken eve Nutella aldık. 180 gramlık minik kavanozdan. Eşref ile beraber 4 dilim ekmek kızarttık ve üzerine bolca Nutella. Ekmek sıcak olunca Nutella da kendinden geçiyor 🙂 Tadı daha bi güzel oluyor 🙂
Ama dün sabah yataktan kalkıp tartını üzerindeyken 64,9 kilo olduğumu görünce hayatımın hiç ama hiç iyi olmadığının farkına vardım. 61,2-62,4 gibi bir kilo aralığında dolaşan ben bu kiloya nasıl geldim diye kendime kızmaya başladım. Ye ve insülin yap modeli gayet işe yaramış ve kilo aldırmıştı. Bu hiç ama hiç iyi bir durum değil.
Dünden bu yanan kendime dikkat etmeye başladım. Kilodan değil, kilonun neden kaynakladığını bildiğim için sebepleri ortadan kaldırmam gerekiyor. Ortalama 7 aydır çalıştığım bu şirkete girdiğim günden bu yanan normale oranla günlük toplam insülin oranm % 50 arttı. Daha ne olsun. Şimdi farketmiyor da olabilirim ama her kan yükselişinde her organda oluşan minik hasarlara ne demeli.
Bu yazıyı yazarken günlerden Çarşamba ve saat 20:40. Bu yazıyı sizler Perşembe günü okuyacaksınız. Ve şu andaki günlük toplam insülin miktarım 32,60 ünite. Uzun zamandır görmediğim bir miktar. Ortalama 7 aydır bu oran 45 ünitelerde oluyor 🙂
Unutmadan. Tekrar yüzmeye başlıyorum. Bostancı’da bir otelin sağlık merkezine yazıldım. 6 Ocak’tan sonra fiziken başlıyor olacağım. Bu hafta işlerim yolunda giderse de belki bu hafta da başlayabilirim.
Yine bir akşam Eşref ile kendimizden geçerek yediğimiz anne yemekleri esnasında çektiğimiz bir fotoyu bu yazının fotosu yapıyorum 🙂 Herkese bu fotoğraf ile selam da göndermiş oluyoruz 🙂
Yazıyı bitiriyorum. Ben yaptım, siz yapmayın 🙂 🙂 🙂 Tip-1 diyabet yönetimi benim yaptığım gibi saçma sapan olmamalı. Her şeyden önce tip-1 diyabetinize dikkat edin.
Bak uyarıyım bizim insanımız şişmanlarla dalga geçmeyi destek sayar , o hale gelmeden önlem almana sevindim 🙂