Bugün ortalama 3 haftadır unuttuğum bir çalışmanın sorularını yanıtlamak için anketi doldurmaya başladım.
Anket KH Sayım Yöntemi ile ilgili.
KH Sayım Yöntemi öncesi ve sonrasında bazı testlerin sonuçları da isteniyor. Bugün üşenmeden bir araştırmaya başladım.
Öncelikle o zamanki diyetisyenim Nevin Özyurt’un çalıştığı Küçükyalı Diyabet Vakfı’nı aradım. Ve ilk olarak ne zaman Nevin Hanım’a geldiğimi sordum. Tarih 23.01.2010
Daha öncesinde ise bildiğiniz üzere Doç Dr Oğuzhan Deyneli’ye o zaman çalıştığı Academic Hospital Çiftehavuzlar Tıp Merkezi’nde gidiyordum. Burayı da aradım. 16.01.2010 tarihinde, Nevin Hanım’a gitmeden önce, Oğuzhan Bey bazı testler yaptırmış. Onları da buldum. Ve anketteki soruları daha bilinçli ve doğru bilgilerle doldurmaya başladım.
Bu araştırmam sonucunda da KH Sayım Yöntemi ile 23.01.2010 tarihi itibarı ile tanıştığımı duyurabilirim size. Yani ortalama 4 yıldır KH Sayım Yöntemi’ni dikkate alarak tip-1 diyabetimi yönetmeye çalışıyorum. Aynı zaman insülin pompasına geçişim de yine 2010 yılında olmuştu.
O zamanlar HbA1c değerim 5,47 imiş 🙂 Baya baya normal. Ama galiba ben o zamanlarda oldukça sık hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) ve hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) yaşıyordum. Dolayısıyla HbA1c değerimin bu kadar normal çıkması oldukça normal değil mi? 🙂
En son Mayıs 2013’te Prof Dr Nilgün Güvener Demirağ’a giderken HbA1c değerime bakılmış. O zaman 6,4 çıkmış. Ama ben biliyorum ki en gerçekçi değer bu değerdi 🙂 Çünkü her zaman söylediğim gibi ben HbA1c değerine güvenmiyorum. Ne kadar kan şekerimiz düşer ve yükselirse HbA1c değeri o kadar doğru çıkmıyor.
Peki hayatımda ne değişti? Eskiden birçok besini yemediğimi, hayatımda ‘kaçamak’ kavramının maksimumda olduğunu, kan şekerim yükselmişse kafama göre insülin yaptığımı ya da bir yemek yerken doktorun belirlediği ve tabiri caizse kafamıza göre insülin yapıp deneme yanılma yolu ile doğru yolu bulduğumuzu söyleyebilirim. Kimse tip-1 diyabete bütünsel bakmamı galiba sağlayamadı. Olay sadece şekerli ve şekerli ürünlerin yenilip, içilmemesi ile sınırlı değildi yani.
Ancak o kısıtlanmış hissiyatı gidince insan tip-1 diyabetine daha hakim olmaya başlıyor. Ne yerse ne yapacağını bilmesi ise ayrı bir güven veriyor. Mesela her besin grubundan günlük almamız gereken belli miktarlar var. Örneğin günde 10 dilim ekmek, 4 porsiyon meyve vb. Eğer o gün canımız bir şey çekmiş ve yemişsek o gün nelerden feragat edeceğimi öğrendim. Yani aslına bazılarının düşündüğü ve savunduğu gibi KH Sayım Yöntemi kaçamak yapmanın yasal adı değil. Doğru uygulandığı sürece tip-1 diyabetli hayatı ciddi anlamda toparlayan bir yöntem. Ki ben eskiden her zaman söylerdim. Bazılarımız için KH Sayım Yöntemi, kaçamak yapmanın yasal adı diye. Çünkü bazılarımız KH Sayımı yapıyorum her şeyi rahat rahat yiyiyorum diyor. İşte o kadar da rahat olmamak lazım. Sonra gelsin kilolar oluyor.
Hayatıma bu yöntem girdikten sonra İDF ve KH/İnsülin Oranı kavramları girdi. İDF=İnsülin Duyarlılık Faktörü. Yani 1 ünite insülinin kan şekerimizi ne kadar düşürdüğünü gösteriyor. H/İnsülin Oranı ise kaç gram karbonhidrat (KH) alırsak kaç ünite insülin yapmalıyızı ifade ediyor. Bu değer günün saatlerine göre değişkenlik gösterebiliyor. Böylece kan şekerim yükselince eskisi gibi kafama göre değil İDF değerime göre düzeltme insülini yapıyorum. Ya da yemek yerken kafama göre insülin yapmıyorum. H/İnsülin Oranıma göre insülinimi yapıyorum. Eskiden şekerli besinler tüketirken yine kafama göre ve bazen de aman yükselmesin diye yaptığım fazladan insülinler ile hipoglisemileri sık yaşarken artık günün en doğru zamanında en doğru insülin dozu ile kan şekerimi kendim yönetmeye çalışıyorum (Geçen sefer yediğim sütlaçları unutmadım 🙂 Akşam saatinde tüketmiştim maalesef 🙂 ).
Yağ ve proteinin de kan şekerini nasıl etkilediğini öğrenmiş oldum. Yoksa eskiden yap ve proteinin kan şekerine pek bir etkisi olmadığı bize öğretilmişti.
Aynı zamanda kaliteli kaynaklardan beslenme girdi hayatıma. Yiyeceksem bana yani bedenime zarar vermesin diye daha kaliteli ve kökeni belli besinler tüketmeye başladım. Evimizde şeker, çikolata, cola, bisküvi, tatlı vb birçok glisemik indeksi yüksek besin artık yok. Ama bu benim tercihim. KH Sayım Yöntemini iyi uygulayabiliyorsanız yemenizde bir sakıncası yok. Unutmayın. Ama evimizde olunca ve benim gözüm görünce o besinler bitene kadar tüketiyorum 🙂 Zarar veriyor bana.
Ancak birçok doktor, diyetisyen ya da tip-1 diyabetli bu yönteme karşı. Karşı olsalar da doğru uygulandığı sürece ve bir kaçamak yöntemi olarak görülmediği sürece bu yöntem, yenisi çıkana kadar uygulanmalı. Takip edilmeli.
Son olarak sizlerle 23.01.2010 tarihindeki testimin sonucunu da paylaşıyorum. 23.01.2010 Test Sonuçlarım yazısına tıklayarak görebilirsiniz. Böylece biraz da mazi yapmış olayım 🙂
Hımm teşekkürler bilgi için 🙂