Size 9 Ekim Salı günkü Nilgün Hanım ile gerçekleştirdiğimiz 4. toplantının detaylarını anlatmamıştım değil mi?
Şimdi ben yine sefil sefil 9 Ekim Salı günü 16:15 randevusuna gittim. Grip mahvediyor zaten. Günün kapanışını da Nilgün Hanım benim ile yapıyor 🙂 .
Bu sefer beklemedim 🙂 . Hatta ben Nilgün Hanım’ın katına çıktığımda Nilgün Hanım telefonda bir hastası ile görüşüyordu. Bana gülümsedi ve eliyle odasına gitmemi istedi. Nasıl yani) 🙂 . Yine gülümseme mi? 🙂
Ben tuttuğum tüm notlarımı kendisine verdim. Bu sefer telefonuma aldığım notların çıktısını alıp götürdüm için anlamakta sıkıntı yaşayacak diye düşünürken herhangi bir problem olmadı. Ben harika excel tablom ile gidiyordum yanına hep 🙂 .
‘Bu böyle olmayacak’ dedi. Tamam bitti, bana yine katı bir diyet listesi verecek derken korktuğum gibi olmadı.
Salı gününden bu yana;
– Sabah 2 dilim ekmek,
– Öğle 3 dilim ekmek,
– Akşam 3 dilim ekmek yeme hakkım var.
Bu ekmekleri karbonhidrat değişimini kullanarak değiştirebilirmişim. Yani 1 dilim ekmek yerine silme yemek kaşığı 3 kaşık bulgur pilavı yiyebilirim gibi. Silme yemek kaşığı diye neden vurgu yaptığımı birçoğunuz anlamıştır 🙂 .
Peki ya ara öğünler?
Sabah ve öğle arası 1 , öğle ve akşam yemeği arası 2, akşam yemeğinden sonra ise 1 ara öğün almamı istedi.
Bu ara öğünlerde 1 porsiyon meyve, süt ve ceviz, fındık ya da badem. Ama bunlardan öyle avuç avuç değil 🙂 .
Ha bir de en önemlisi artık ara öğünlerde insülin yapmamaya alıştım.
Glisemik indeksi yüksek besinler evimizin önünden geçmiyordu zaten ama şimdi tamamen geçmiyor. Hatta şirkette çekmeceme 1 paket tam tahıllı ekmek dahi koydum. Ola ki beyaz ekmek yemek zorundan kalırsam çekmecemde olmalı 🙂 .
Kan şekerlerim iyi gidiyor sayılır. Ara öğünlerde insülin yapmadığım için kan şekerlerim 150-200 arasında gidebiliyor ama genelde iyi. Yüksek değer görsem dahi ek doz insülin yapmam da şimdilik yasssak 🙂 . Bu konuda amacımız kan şekerini bazallarla iyi hale getirmek. Ana yemek sonrası ek doz insülin göndererek hem hipoglisemi riski oluyor hem de sürekli insülin yaparak vücudu da şaşırtıyoruz.
Yarın öğlen 13:30’da Nilgün Hanım beni arayacak. Asistanına telefon randevusu ayarlattı. Ve ben bu sefer dediklerine harfiyen uyduğum için içim oldukça rahat.
Bu aşamadan sonra da bazalların gerçekten yetip yetmediğini belirlemek için örneğin sabahtan öğlene, sonrasından öğleden akşama gibi aç kalıp kan şekeri kontrolü yapacağım. Bakalım bazallar çok mu az mı geliyor daha net ortaya çıkacak.
Unutmadan söyleyim. D vitamini almaya başladım. Dvit diye bir vitamim. Birisi tek kullanımlık tüp. Onu 1 seferde bitir dedi. Birisi de şişe, daha doğrusu damla formatında. Onu da herhangi bir öğünde günde 1 defa 10 damla olarak tüketiyorum. Bir bardak suyun içerisine damlatıp içiyorum.
Hipnoz devam ediyor 🙂 . Nilgün Hanım’a gün geçtikçe daha da ısınıyorum 🙂
Yeni hikayeler gelmeye devam edecek…
eveet buna katılıyorum ama bunun sebebinide küçük bir cümleyle açıkladığımı sanıyorum ablacım 🙂 şimdi burada o kadar açıklayıcı olamadığım için de affını diliyorum…