Tip-1 Diyabetle Tanışma Hikayem (Güncellenmiştir)
Niğde Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde okuyordum. Ve bu şehirde yaklaşık iki yıldır yaşıyordum.
Ailem yurt dışında yaşadığı için abimin yanına, İstanbul’a sürekli gelip gidiyordum. Uzun bir tatilde Avcılar’da Rodi mağazasında çalışmaya başlamıştım.
Müşteriler gelir ve kıyafet denettirir, paça boylarını alır satış yapardım. Benim için ilginç bir deneyimdi 🙂 . Bu çalışma süresince yemek yemeye olan aşırı isteğim oluşmaya başladı. Hatta bir gün yüksek satış yaptığımız için mağaza sahibi burma kadayıf almıştı. Nasıl yediğimi anlatamam size 🙂 .
Çalıştığım yer ile ev arası 5 dakika yürüme mesafesindeydi. Ama o 5 dakikalık yolda yürümek inanılmaz bir işkenceydi. Çünkü tuvaletimi yaparak çıktığım mağazadan eve gidene kadar birçok kez tuvalet ihtiyacım oluyordu. Hatta birkaç kez belirlediğim bir yerde çömelip tuvaletimi yapmak zorunda kalıyordum. İki bina arasında J .
Evde de durum ayrı bir boyuttaydı. Her dakikada bir tuvalete gidiyorum. Ya çok az geliyor ya da çok fazla geliyordu. Genital bölgemin şişkinliği ise hat safhada.
İstanbul’dan Niğde’ye otobüsle nasıl döneceğimi düşünüp duruyordum. Sürekli tuvaleti gelen biri o kadar yola nasıl dayanırdı ki? Baktım olacak gibi değil Avcılar’da bir sağlık ocağına gittim. Enfeksiyon kapmışsın dediler. Baya ilaç verdiler ve kullanmaya başladım. Derde derman olması için sürekli bekledim ama olmadı.
Otobüs yolculuğuna mecburen çıktım. Ve yol boyunca her saat başı otobüsü durdurtup tuvalete gidiyordum. 1 saat boyunca tuvaletimi tutma başarısını nasıl gerçekleştirdim bir ben bilirim.
Niğde’ye geldiğimde sorun devam ediyordu. Yurtta kalıyordum. Derslere gitmem lazımdı ama yataktan başımı kaldıramıyordum. Uyku hali o kadar fazlaydı ki! Ayağa kalktığımda 5-10 adım attığımda inanılmaz bir mide bulantısı ve sanki yere düşüp kalacakmışım hissi vardı.
Bu arada sene 2002. Genital bölgemde bir problem olduğunu düşünerek Niğde Dr. Doğan Baran Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne gittim.
Doktor hemen kan şekerime bakılması için gerekli testleri istedi. Sonuçları aldığımda açlık kan şekerimin 360 mg/dl olması sebebiyle Niğde Devlet Hastanesi Diyabet Polikliniği’ne gitmem gerektiği söylendi.
Aile Hekimi Oğuz Demirtaş, ki kendisi halen bu hastanede görevlidir, ile tanıştım. Nasıl bir yol izleyeceğimizi ve neler yapmam gerektiğini detaylı anlattı. O yıllarda bazı testler bu hastanede yapılamıyordu. C-peptid ve Hba1C gibi birkaç test için İstanbul / Çapa Tıp Fakültesi’ne geldim.
Biliyorsunuz, pankreastan salgılanan insülin dengesi alfa ve beta hücrelerinin doğru çalışmasına bağlıdır. Bu hücrelerin bendeki rezervlerine bakıldı. Alfa, betalarımın kalmaması ve diğer test sonuçlarına göre de insülin tedavisine başlamam gerektiğini söylendi.
Artık Tip-1 diyabetle tanışma vaktim gelmişti. Üç gün Haseki Hastanesi’nde gözetim altında tutuldum. Kan şekeri değerlerime göre dörtlü insülin tedavisine başlandı. İlk insülinlerim Humalog ve Humulin-n’di…
Peki Avcılar’daki doktor yani bana enfeksiyon kapmışsın diyen doktor ile Niğde’deki kadın doğumcu doktor aynı eğitim süreçlerinden geçip, koskoca tıp fakültesinden mezun olmadılar mı? Nasıl olur da bir doktorun aklına direkt kan şekerine bakmak gelirken, diğer doktorun aklına dahi gelmez? (Yazının ilk yayınlanma tarihi 18 Şubat 2012, saat: 12:13)
[…] diyabetle nasıl tanıştığımı ilk yazımda anlatmıştım. İlk doktorum Niğde Devlet Hastanesi’nde Oğuz Demirtaş […]