Anasayfa Sizden Gelenler Diyabetle Nasıl Tanıştım? / Ayşegül Hacıalioğlu

Diyabetle Nasıl Tanıştım? / Ayşegül Hacıalioğlu

6 4.679 görüntüleme

sizdengelenlermaviMerhaba Arkadaşlar,

Ben 34 yaşında, 2 çocuk annesi bir tip1 diyabetliyim.  Kocaeli’de oturuyorum.

Diyabetle tanışmam 2010’un şubat ayında oldu.  2. oğlum doğalı 6 ay olmuştu.  31 yaşındaydım o sıralar.  Hamilelik süresince diş problemleriyle uğraştığımdan şekerli hiçbir şey yiyememiş, doğumdan sonra ilk iş olarak dişlerimdeki problemleri çözüp normalde pek sevmemekle birlikte tepsi tepsi kendi yaptığım tatlı denemelerimi yemeye başlamıştım.

Sonra birden kendimi çok halsiz hissetmeye başladım.  İlk önce grip olduğumu zannettim.

Öyle olduğum zamanlar hazırladığım pekmez limon, bal limon karışımlarımdan hazırlayıp içtim 1 hafta günde 2-3 bardak.  Oğlumun önüne oyuncaklar koyup ben de yere uzanıyordum onun yanına.  Değil yemek yapmaya,  başımı bile kaldırmaya halim yoktu.  Bol bol karbonhidratlı gıdalar yememe rağmen (1 öğünde 1 paket yoğurtlu makarna gibi 🙂 ) her sabah tartıldığımda 1-1,5 kg kadar kaybettiğimi görüyordum.  Bu şekilde 1 haftaya yakın devam ettim.  6-7 gün içerisinde 10 kg vermiştim.  Bu 1 hafta süresince sadece grip diyip eşimin doktora gidelim ısrarlarını geri çevirdikten sonra artık teslim olmuştum.  Sanki ertesi gün bir daha yerden kalkamayacakmışım gibi hissediyordum.  Apar topar gidebildiğimiz, özel bir kliniği bulunan, aynı zamanda eşimin ailesinin de doktoru olan bir dahiliyeci teşhis koydu bana da.  Tam hatırlayamıyorum ama humulindi galiba bana verdiği ilk insülin (Kesin olarak söylemem gerekirse evdeki dosyama bakmam gerekecek).  O gün kendime nasıl iğne yapacağımı öğrettiler hemen.  Genel olarak da bilgilendirildim.  O güne dair en net olarak hatırladığım şey eve geldikten 1-2 saat sonra başımdaki uğultunun birden nasıl kesilip etrafın sessizliğe büründüğüydü.

Daha sonra bu konuda çok bilgimiz olmadığı için 1-2 gün içinde randevu alıp İstanbul Küçükyalı’daki Diyabet Vakfına gittik.  Nevin Hanımla da orada tanıştık.  Kendimi daha iyi hissediyordum fiziki olarak.  Ama hala durumun şokunu atlatabilmiş değildik.  2-3 ay kadar önceleri her hafta, sonraları 2 haftada bir Kocaeli’den oraya gittik.  Nevin Hanım gerçekten çok ilgili bir insan.  Karbonhidrat sayımı konusunda gerçekten bilgilendirmeye çalıştı beni.  Ama uzaktan geldiğim için yaşadığım ilde kolaylıkla erişebileceğim devamlı bir doktor konusunda karara vardık.

Bu yaşıma rağmen benim isyan sürecim biraz uzun sürdü sanırım 🙂 .  Şerbetli tatlılardan yemedim de bu süre içinde, ama çikolata ve önceden hiç sevmediğim hatta ağzıma bile sürmediğim bisküvilerden baya yedim bu 2,5 yıl içerisinde.  Niye benim başıma geldi düşüncesi değildi bendeki de.  27 yaşında evleninceye kadar yediklerimin besin değerlerine ve sabah koşularıma hep dikkat ettim.  Hep nerede yanlış yaptım diye düşündüm.  Acaba sabahları aç karnına koştum diye mi iflas etti pankreasım yoksa üniversite yıllarında yaptığım diyetler ve vakit bulamayıp atladığım öğünlerden mi, geç saatte yediğim sandviçlerden mi yoruldu diye birçok soru sordum kendime.  Bir yandan da diyabet olduktan sonra ki yediklerime bahane bulmaya çalışıyordum ki çok şükür 10 gün kadar önce artık herşeyi geride bırakmaya karar verdim.  Tekrar egzersizlere ve diyetime uymaya başladım.  Artık aynadaki yüzüme daha rahat bakabiliyordum.  O sırada da sizlere rastladım ve çok mutlu oldum ben tek değilmişim diye 🙂

Sürekli devam ettiğim bir doktorum yok.  Diyabet Merkezinden sonra birkaç doktor denememde başarısız oldum.  Önce KOÜ Tıp Fakültesinden randevu aldım.  Muayene ve tahlillerden sonra doktorumla insülin pompasında karar kıldık.  Hastaneye yatmam gerekiyormuş.  Beni arayacaklarını söyledi ve tam 6  ay sonra tatilde aradılar.  10 gün sonra döneceğimi söyleyince yatak boşaldığında tekrar arayacaklarını söylediler ki ne yazık ki bu da tam 1 yıl sürdü. Ama bu sefer de başka nedenlerden dolayı gidemedim.  Bir daha da aramadılar zaten.   Onu beklerken buradaki  özel hastahanelerde değişik doktorlara gittim ama Diyabet Merkezindeki profesyonelliği bulamadım.   Sanırım yakın bir zamanda tekrar fakülteden randevu alacağım.  Ertelemeye gelmeyen bir konu bu biliyorum.  Bu sefer gerekirse hergün gidip rahatsız edeceğim onları 🙂

Benim hikayem de bu işte.  Umarım okurken sıkılmazsınız.  Tekrar görüşmek üzere…

Takipçimiz:  Ayşegül Hacıalioğlu

    • Mehmet Bey,

      Siz hepimizin yazdıklarını okumaya başlamışsınızdır. Sizin de katkılarınızı bekliyoruz.

      sevgiler

    Cevap Bırak

    This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.