Geçtiğimiz hafta içerisinde Ajda Hanım ve Selim Bey ile buluşacaktık ama Eşref’in rahatsızlanması sebebiyle buluşamamıştık. Perşembe akşamı cuma günü için bir plan yaptık ve cuma günü 19:00’da buluştuk Kadıköy’de.
Ajda Hanım ve Selim Bey’in Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin bulunduğu sokakta arkadaşlarının yeri olan Kibrit Kutusu’na gittik. Ben, zor yemek ve mekan beğenen biriyim. Zeytinyağlılarından köftesine ve hatta tatlılarına kadar harika bir menüye sahip. Özellikle köfte ve çikolatalı cheesecake harikaydı. İstanbul Buluşmamız gibi bir buluşmayı burada yapabiliriz gibi geldi ama eğer çok kalabalık olursak Kibrit Kutusu’na sığamayız.
Selim Bey ve Ajda Hanım 2,5 yıldır beraberler. Selim Bey ise 2 ay önce öğrenmiş diyabetini. O kadar konuştuk ki diyabeti nasıl öğrendi konuşamadık 🙂 . Bu yazının yorum kısmına yazarsa Selim Bey sevinirim. Kadınların diyabetle tanışma hikayeleri ile erkeklerinki oldukça fark ediyor.
Ben bamya, cacık, 2 adet köfte, 3 dilim tam buğday unlu ekmek ve light Pepsi içerken, Selim Bey ise bamya, yeşil fasulye, cacık, 2 adet köfte, 1 dilim ekmek yedi. Bamyanın içerisindeki küp küp doğranmış patatesleri yemedi Selim Bey 🙂 .
Selim Bey diyabetli hayatını çoook dikkatli yaşıyor. Yediği içtiği her şeye oldukça önem gösteriyor. Sohbetimizde özellikle karbonhidrat sayımını ve glisemik indeksi konuştuk. Elbette beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini ama kendimizi de ekstra kısıtlamamız gerektiğini de anlattım.
Ajda Hanım’ın ailesinde de diyabet var. Diyabete yabancı değil. Dolayısıyla Selim Bey’e ve diyabetine oldukça duyarlı. Yediklerinden yaptığı insüline kadar, diyabetle ilgili tüm detaylara kadar dikkat ediyor, araştırıyor.
Kan şekeri ölçüm aletleri, insülin pompası gibi birçok konu üzerine de konuştuk. Anlatmaya çalıştım kendilerine.
Bir de hipoglisemi anlarını Eşref’e bıraktım. Ajda Hanım’a elinden geldiğince hipoglisemi anlarımı ve ne yaptığını anlattı. Aslında en önemli öğrenmesi gereken detayın bu olduğunu söyledi. Ki Selim Bey bugüne kadar hipoglisemi yaşamadığı için bu anları bilmiyor. Eşref’in ve benim anlatımlarımla akıllarında o anları şekillendirmeye çalıştık.
Kibrit Kutusu sahipleri bize çikolatalı cheesecake ikram ettiler. Selim Bey ve Ajda Hanım yemekte biraz tereddüt etseler de 1-2 çatal almalarını sonunda sağladık Eşref ile 🙂 . Çünkü Ajda Hanım Selim Bey yiyemiyor diye düşünerek kendisi de yemiyor. Eşref’te aynısını yapardı eskiden. Ama ben karbonhidrat sayımını öğrendikten ve yeme düzenimde esneklik oluşturduktan sonra Eşref’te mahrum kalmamış oldu besinlerden.
Eğer İstanbul Buluşmamızı Kibrit Kutusu’nda yaparsak bu tatlıdan yaptırırız ve afiyetle yeriz 🙂 .
Çok mahcup olmakla beraber Ajda Hanım ve Selim Bey bana deniz ayakkabısı hediye ettiler 🙂 . Hediye paketini elime alıp, paketi açmadan tahmin etmeye çalışırken ilk aklıma gelen ‘aaaa deniz ayakkabısı bu’ oldu. Kendilerine tekrar çook teşekkür ediyorum. Ki hatırlarsanız 8 günlük tatilimizde yüzdüğümüz tüm denizlerde denizin tabanı taştı ve ayaklarım baya sıkıntı yaşamıştı.
Biz çok keyif aldık buluşmamızdan. Saat 23:00 gibi evlerimize dağıldık. Ayrılırken de Ajda Hanım ve Selim Bey’in DiyabetTV için yapmak istedikleri projelerini ayak üstü de olsa dinledik. Bence anlattıkları proje gayet şık ve öğretici olur.
Merhaba Esra Hanım,
Hem rutin, hem de geçen hafta yaptırdığım tahlilleri göstermek amaçlı. C-Peptid’im yüksek çıkmıştı hatırlarsanız, bunun sebebi balayı döneminde olmammış. Bunu da Anti-GAD antikorunun yüksek çıkmasından çıkardı Neslihan Hanım, Anti-GAD yüksek olduğundan Tip 1,5 olma ihtimali yok gibiymiş. Açıkçası tam ikna olmadım ama şimdilik itiraz da etmedim, Başkent Üniversitesi’ndeki Nilgün Hanım’dan da randevu alıp görüşmeyi düşünüyorum. Kolesterol’üm de 210 çıktı ama onunla ilgili bişey konuşmadık, sormayı da unuttum. Sizin de son durumunuz nedir bilmek isterim, merak ederim 🙂
Geçen buluşmanızda henüz 3 günlük diyabetliymişim ben, gelsem de bir şey anlamazmışım zaten 🙂 Siz tarihi belirledikten sonra ben her türlü uyarım 🙂
İyi geceler, sevgiler, Eşref Bey’e selamlar 🙂