Anasayfa Arşivler 2018 Şubat

Aylık ArşivŞubat 2018

1 2.562 görüntüleme

Tip-1 Diyabet Yönetiminde Herkesin Rolü Belirlenmeli

Hayatta bazen ne yapacağınızı bilemezsiniz?

Tip-1 diyabetle ilk tanışıldığında, bebeklikte, çocuklukta ya da ergenlikte ya da yetişkinken farklı konularla karşılaşırsınız. Çünkü her yeni yaş yeni konulara gebedir.

Tip-1 diyabet yönetiminde anne, baba ve varsa kardeşlerinin durumu, yaptıkları da çok önemli. Ya da yetişkin ve evliyseniz eşinizin desteği de önem arz ediyor.

Özellikle anneler ve babalar ya da diyabetli yakını çocuğunun tip-1 diyabetinin kendisi tarafından iyi yönetilmediğini düşünüyorlarsa bu oyuna çocuğunu daha doğru ve iyi yöntemlerle dahil edebilirler.

Bu sebeple de bence ilk adım yargılamanın olmadığı, empati kurulmaya çalışılan bir sohbet gerçekleştirmek. Ve özellikle herkes birbirine aşağıdaki soruları sorarak yanıtlar alıp, bu yanıtları da bir not defterine yazarsa daha sistematik ilerlenebilir.

👉Tip-1 diyabet deyince aklına ne geliyor? Kendisine ve size ne hissettiriyor?

👉Siz ve çocuğunuzun iyi yaptıkları ve başarıları neler?

👉Ne olursa mutlu oluyorsun/oluyorsunuz?

👉Tip-1 diyabetin yarattığı kötü bir his varsa bunu ne yaparsak daha iyi çözebiliriz ya da yarattığı kötü duyguyu azaltabiliriz?

👉HbA1c’si hep yüksek çıkıyorsa bunun sebeplerini masaya yatırıp yine ne yapılırsa bu oranı düşürebiliriz sorusunun yanıtını hep birlikte verebilirsiniz.

👉Mesela çocuk anne ya da babasından artık; Kan şekerin kaç çıktı? İnsülinini yaptın mı? gibi soruların sorulmasını istemeyecek. Ve artık o söz verildikten sonra anne ve baba buna dikkat edecek.

👉Anne ve baba da çocuğundan bilgi akışını sağlamasını isteyebilir. Beslenmesine, yapması gereken temel şeyleri yapmasının sözünü alabilir.

👉Bu tarz karşılıklı hedef ve sözlerden sonra bir sonraki sohbeti ve değerlendirmeyi ne zaman yapacaklarına yine hep birlikte yapmaya karar verip yola çıkmalılar.

👉Ve özellikle tahlil sonuçları gelince ya da herkesi mutlu etmeyen sonuçlar alınca birbirlerini yargılamadan yeni hedefler koymalılar.

👉Ama ufak da olsa bir gelişme varsa birbirlerine teşekkür ve takdir etmeliler.

👉Ara sohbetler de yapmak önemli. Neler konuşulmuştu, ne sözler verilmişti ve bu süreçte neler olduğunu konuşmak gerekiyor.

👉Bu tarz gündem maddeleri oluşturup konuşarak herkesin birbirine ödev ve hedef vermesini sağlayabiliriz.

Ve yukarıda da bahsettiğim gibi bence bu konuşulanları bir yere not etmek lazım. Birbirinize söz verdiğiniz bir manifesto gibi düşünün bunu.

Bu satırları bir tip-1 diyabetli olarak yazıyorum sizlere. Benim tip-1 diyabetle tanıştığım dönemde ve sonrasında ailem yanımda yoktu. Bu sebeple her sözü kendime verdim ve her hedefi kendime koydum.

Bu sebeple de bu tarz bir yol izlenerek tip-1 diyabet yönetiminde herkesin rolü belirlenirse hem anne ve babalar hem de tip-1 diyabetli kişi kendini daha rahat hissedebilir😊👊

Harekete geçmek lazım. Bugün değilse ne zaman?

#diyabetimben #tip1diyabet #günlerdenpazar

3 5.338 görüntüleme

Medtronic 640G İle Manuel ve Tam Otomatik Yapay Pankreas 670G – ATTD’den Notlar Bölüm3

ATTD’den notlarımı aktarmaya devam ediyorum 🙂 Viyana kendi içinde gelip geçse de notlarımı ancak toparlayıp paylaşmaya devam 🙂

Yapay pankreas yolunda ilerlerken Medtronic’in diyabet sektörüne kazandırdıkları tartışılmaz. Teknoloji geliştikçe de tip-1 diyabet yönetimimizi otomatik pilota alacağız gibi.

Medtronic 640G

Medtronic’in 640G modelini biliyorsunuz. Sensörsüz kullandığında standart bir insülin pompa tedavisi gibi bize faydası olurken G2 Link sensörü ve SmartGuard teknolojisi ile yapay pankreastan bir önceki adım tecrübeyi bizlere yaşatıyor. SmartGuard teknolojisi ile şeker değerimiz düşmeden düşük öncesi duraklatma modu ile insülin gönderimi durduruluyor ve şeker değeri normale gelince insülin gönderimi yeniden başlıyor.

Sonuç olarak Medtronic 640G ile düşük öncesi duraklatma ve SmartGuard teknolojisi bir önceki Medtronic VEO modeline göre farklılıklar sunuyor.

Medtronic 670G – Manuel Mod ve Tam Otomatik Mod

Ama asıl heyecan Medtronic 670G ile başlayacak. Çünkü SmartGuard teknolojisi ve yeni versiyon G3 Link sensör ile otomatik modda hem düşük öncesi duraklatma hem de hiperglisemi zamanlarında bazal doz değişimi ile şeker değerini hedef aralıkta tutmaya çalışıyorlar.

Yani 670G’yi tam otomatik mod ile kullanırsak şeker değerimiz yükseldiğinde sensör insülin pompasına emir vererek her 5 dakikada 1 bazal doz ayarlarını revize edecek ve kan şekeri değerini hedef aralıkta tutmaya çalışacak.

Medtronic 670G’yi sensörle kullanarak ister standart manuel modda isterseniz yukarıda da bahsettiğim gibi tam otomatik modda kullanabileceksiniz. Ve hasta olsak da, spor yapsak da şeker değeri şeker değeri 150 mg/dL gibi bir değer ve altındaki hedef aralıkta tutulmaya çalışılacak. Ama tam otomatik modda ana hedef 120 mg/dL olarak belirlenmiş.

Yani her koşulda ve hipoglisemi, hiperglisemi yaşatmamak adına bize destek verecek.

Medtronic 670G ile de hayatımıza yeni versiyon sensör de girecek. G3 Link sensör ile sensör glükoz değerinin daha doğruya gideceği bir teknoloji olacak. Bu arada G3 Link 7 gün süreyle kullanabilecek. Biliyorsunuz şu anki Medtronic’in sensörleri 6 günlük ve bizler kendi yöntemlerimizle süreyi daha da uzatmaya çalışıyoruz ama G3 Link’in başlangıçta 7 günle başlaması bence iyi bir gelişme 🙂

Medtronic’in özel sunumunu dinlerken aslında kendime bilgi eklediğim bir kısmı oldu. Biliyorsunuz Medtronic’in sensörleri gibi CGMs formundaki sensörlerde günde 2 kez kalibrasyon isteniyor. Günden 2 kez kalibrasyon olursa MARD değeri % 10,9+,-10,7 olurken 3-4 kez kalibrasyon yapılırsa bu oran %10,1-9,3’e düşüyor. MARD değeri (Parmak ölçümüyle sensör ölçümü arasındaki farkın oranıdır.) ne kadar düşükse o kadar iyi.

Bu sebeple ben de artık günde 3 kez mevcut sensörümü kalibre etmeye özen gösteriyorum ki sensör glükoz değeri ile parmak ölçümü arasındaki oran birbirine daha da yaklaşsın ve doğruluğu artsın.

Medtronic 670G ile karbonhidrat saymaya da elbette devam edeceğiz. Bu konudan da bahsetmeden olmaz. Ama bu tarz giyilebilir diyabet teknolojilerinin geldiği bu nokta dahi oldukça heyecan ve umut verici iken karbonhidratı da saymak bize zor gelmemeli 🙂

Önemli Notlar

Medtronic 670G’nin kullanılabilmesi içinde günlük toplam insülin dozunun minimum 8 ünite olması gerekiyor.

7 yaş üstü çocuklar, ergenler ve yetişkinlerde kullanılabiliyor. 7 yaş altı için şu an bir kullanım onayı maalesef yok.

Medtronic 670G hakkında daha fazla bilgi için http://www.diyabetimben.com/?s=Medtronic+670G linkindeki yazıları okuyabilirsiniz.

 

2 4.171 görüntüleme

Ultra Hızlı Etkili İnsülinler: BioChaperone Lispro, LY900014 ve FIAsp – ATTD’den Notlar Bölüm2

Bir önceki yazımızda sizlerle ATTD’den ilk gözlemlerimi paylaşmıştım. Diyabet İçin İleri Teknolojiler ve Tedaviler Kongresi (ATTD)’den Notlar Bölüm1 linkindeki yazımı okuyabilirsiniz.

Bu yazımda ise;

  • Ultra hızlı etkili insülinler (BioChaperone Lispro, LY900014, Faster Aspart – FIAsp) hakkında sizlerle bilgi paylaşacağım.

Ultra Hızlı Etkili İnsülinler: BioChaperone Lispro, LY900014, Faster Aspart – FIAsp

Bildiğiniz gibi ben şu anda NovoNordisk’in ultra hızlı etkili insülini FIAsp’ı kullanıyorum. Yurt dışından kendi imkanlarımla alıyorum.

FIAsp hakkında tüm tecrübelerime ve teknik detaylara http://www.diyabetimben.com/?s=FIAsp linkindeki yazılardan ulaşabilirsiniz.

FIAsp ve diğer anlatacağım hiçbir ultra hızlı etkili insülin Türkiye’de satılmıyor.

FIAsp, Novorapid ve Novolog insülinlerine benzer bir yapıya sahip. Ama FIAsp, Novorapid ve Novolog’tan farklı olarak, B3 vitamini (niacinamide) ve L-arginin amino asitinin eklendiği yeni bir formülasyondan oluşmakta. Bu sebeple de insülin etki hızının arttığı belirtilmiş. Ve özellikle yemeklerden sonraki tokluk kan şekerinin tavan yapmadan kan şekerinin daha regüle halde gitmesi hedeflenmiş. Normalde diğer hızlı etkili insülinlerin etkisi 15-20 dakikada başlarken FIAsp’ta bu etki 5 dakikada başlıyor.

2010 yılında FIAsp çalışmaları başlamış ve faz 1 ve 2 çalışmalarında 17 deneme, faz 3’te de 8 deneme çalışmasından sonra geçtiğimiz yıl verilen onaylarla Amerika, Kanada, Hindistan ve Avrupa’da satışa sunulmuştur.

Ultra hızlı diğer bir insülin ise BioChaperone LisproUltra Hızlı Etkili İnsülin BioChaperone® Lispro  linkindeki yazımı okuyarak biraz daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

BioChaperone Lispro insülini enjekte edildikten ilk 30 dakika boyunca diğer hızlı etkili insülinlere göre daha iyi performans sergiliyor ve hızlı yükselişi engelleyip diğer saatlerde de kan şekeri değerinin daha ip gibi gitmesini sağlıyor.

BioChaperone Lispro çalışmalarına ise 2012 yılında başlanmış. faz 1 ve 2 çalışmaları 10 deneme yapılarak sonlanmış.

LY900014 insülin lispro ise Eli Lilly’nin ultra hızlı etkili insülini. 2015 yılında çalışmalara başlanmış. Faz 1 ve 2 çalışmaları 17 deneme, faz 3 çalışmaları ise 2 deneme olarak tamamlanmış. Ve bu çalışmalar oldukça hızlı ilerlemiş.

LY900014 insülin lispro, diğer hızlı etkili insülinlerin çalışmaya başlama sürelerinden % 26 daha hızlı sürede çalışmaya başlamakta.

Bu insülinler insülin kalemi ve insülin pompası için uyumlu ve uyumlu olacak. Ama özellikle ilk zamanlarda yaş sınırı söz konusu.

Ama özellikle tam otomatize yapay pankreas teknolojisinde muhteşem bir etki yaratacaklar. Bu konu beni çok heyecanlandırıyor.

1 4.246 görüntüleme

Diyabet İçin İleri Teknolojiler ve Tedaviler Kongresi (ATTD)’den Notlar Bölüm1

İlk kez ATTD’ye katılmış biri olarak beklentimin çok da üzerinde bir etkinlik olmadığını söyleyebilirim. Belki de diyabetimben.com’da genel olarak tüm gelişmeleri Türkçe’ye çevirip yayınladığım için de alabilir ama nedense beni çok etkilemedi ATTD. Ama yine de fena değildi.

Bu arada Türkiye’den de birçok doktorumuz oradaydı. Prof Dr Şükrü Hatun, Prof Dr Temel Yılmaz, Prof Dr Serpil Salman, Prof Dr Selçuk Dağdelen, Prof Dr Rüveyda Bundak, Doç Dr Rahime Gül Yeşiltepe gördüğüm ve birkaçıyla da sohbet etme fırsatımın olduğu doktorlarımızdandı. Onların ilgiyle bu kongrelere katılıyor olması bence harika.

Kongrede Türk Teknoloji Forumu da vardı. Ve Dr Eda Cengiz, Dr Damla Gökşen ve Dr Selçuk Dağdelen bu modülde sunumlarını gerçekleştirdi.

Ben de bir tip-1 diyabetli ve blogger olarak kendi bakış açımla kongrede öğrendiklerimi ve gördüklerimi, birkaç ana başlık altında sizlerle gün be gün paylaşmaya çalışacağım. Bugün ilk 3 madde hakkında sizlerle bilgi paylaşacağım.

  1. Dexcom G6 ve insülin pompaları ile çalışması
  2. Roche – Eversense XL
  3. Roche – mySugr aplikasyonu
  4. Ultra hızlı etkili insülinler (BioChaperone Lispro, LY900014, Faster Aspart – FIAsp)
  5. Medtronic – Mio İnfüzyon Set
  6. Medtronic 670G Yapay Pankreas
  7. Ascensia – Contour Next One Glükometre
  8. My-Vivi – İnsülin Kalemi Koruma Aparatları
  9. Cellnovo – Kablosuz insülin pompası
  10. Nazal Glükagon

Dexcom G6 ve İnsülin Pompaları İle Çalışması

Bildiğiniz gibi Dexcom en güvenilir CGMs yani sürekli glükoz ölçüm sistemi. Dexcom’un ilk G4 modeli, ardından da G5 ve G6 modelleri çıktı. Her bir modelin kendi içinde farkları var. G5 ile birlikte mobil takip ve yönetim devreye giriyor.

Dexcom G6 ile de transmitter daha ince. Ve farklı bir inserter yani zımbalama aparatı ile cilte zımbalanıyor. Diğer aslında en önemli detaylar G6 diğer Dexcom modellerinden farklı olarak 10 günlük. Standart kullanım gereği 10 günde 1 değiştirilmesi öneriliyor. Ve parmaktan kalibrasyon zorunluluğu getirmeyecek.

Ayrıca Dexcom, Omnipod ve T:slim gibi insülin pompalarıyla birlikte çalışma hedefinde ilerliyor. Ki bu insülin pompaları Türkiye’de yok ama Dexcom gibi altın standarda sahip bir sensör ile bu iki iyi insülin pompasının birlikte çalışması bence harika olacak.

Ben de tüm tip-1 diyabet teknolojilerini kullanan biri olarak sadece sensör teknolojisinin bize yeterli gelmediğini düşünüyorum. Dexcom elbette iyi ama şu anda Türkiye’de birlikte çalışabileceği insülin pompası olmadığı için farklı bir marka insülin pompası ve Dexcom ya da insülin kalemi ve Dexcom kullanmak benim bireysel ihtiyaçlarımı karşılamıyor. Çünkü Medtronic 640G ile insülin pompası dedike ve hatta yapay pankreas gibi çalışan insülin pompa modeline alıştım.

Roche – Eversense XL

180 Günlük Sensör ve Roche Blogger Etkinliği başlıklı yazımızdan sizlerle Eversense XL hakkında bilgi paylaşmıştık.

Eversense ilk implant sensör. İlk modeli 90 günlük olarak piyasaya çıktı. 3 ana parçadan oluşuyor. Biri cilt altına yerleştirilen ve strip boyutundan da küçük çip, diğeri kolun üzerine yapıştırılan şeffaf bant ve bir transmitterden oluşuyor.

Roche’un eğitim verdiği doktorlar tarafından çok küçük bir kesi atılarak, dikiş gerektirmeden yapılan bir operasyonla çip cilt altına yerleştiriliyor ve transmittere gönderilen şeker değerleri akıllı telefondaki aplikasyondan takip ediliyor.

Şu anda 90 günlük versiyonu olanı Almanya, Polonya ve Amerika’da satışa çıkmış. Her ülkenin sağlık geri ödeme ve maliyet sistemi farklı olduğu için de maalesef fiyat bilgim bulunmuyor.

Daha fazla bilgi için https://eversensediabetes.com linkini  ve diyabetimben.com’daki http://www.diyabetimben.com/?s=eversense linkindeki yazılarımızı okuyabilirsiniz.

Roche – mySugr Aplikasyonu

mySugr bildiğiniz gibi bir mobil aplikasyon. Bu mobil aplikasyona tüm diyabet verilerinizi girip kendi takibinizi yapabiliyorsunuz. Girdiğiniz verilere göre de insülin önerileri, tahmini HbA1c değerini vs hesaplıyor.

Uygulamada bir avatar var. Girdiğiniz şeker değerine göre avatarın yani karakterin çıkardığı eğlenceli ya da sinirli sesleri olabiliyor 🙂

Bu arada Roche tüm cihaz ve aplikasyon çalışmalarında kendileri de tip-1 diyabetli olan insanlarla bir araya gelerek ürünlerini geliştiriyor. Bu durum gerçekten oldukça takdirlik.

Bu arada Roche, mySugr aplikasyonunu farklı diyabet teknolojilerinden alacağı verilerle daha büyük bir diyabet yönetimi aplikasyonuna evriltecek gibi görünüyor. Ki eğer bu olursa diyabet yönetim ve takip sistemlerinden en iyisi ortaya çıkmış olacak.

 

 

 

1 2.568 görüntüleme

Diyabet Tedavisinin Geleceği: İleri Teknolojiler Ve İnsancıl Hekimlik

Esra’nın Notu: Normalde bugün ATTD’de olan biteni kendi gözümle anlatacaktım ama yazım tam bitmedi. Bu sebeple Prof Dr Şükrü Hatun’un, ATTD’ye hekim gözüyle bakışını, analizini sizlerle paylaşıyorum.

Uluslararası bilimsel toplantılarda ufuk açan, heyacanlandıran, esinleyen bir konuşma dinlediğimde bilimin sesi ile müzik arasında bağ kurup mutlu olurum. Geçen hafta (14-17 Şubat 2018) Viyana’da yapılan ” Diyabette İleri Teknolojiler ve Tedaviler” (ATTD) kongresinde de açılıştaki küçük konserden başlayarak böyle duygular hissettim. Diyabet tedavisinde teknolojilerin rolü hızla artıyor ama esas mesele , başta diyabetli çocuklar olmak üzere ihtiyacı olan herkesin bu teknolojilere ulaşması. Bu konuda Avrupa’da da sorun var ve kongrenin açılışında Avrupa Birliği yetkililerin ” Yapay Pankreas” sistemlerinin geri ödeme kapsamına alınması için bir çağrı da yapıldı. Ben de geçen yazki diyabet kampı sırasında İznik’e yaptığımız yürüyüşte, ” Sensörleri devlet ödesin, parmak uçlarımız bize kalsın” diyen çocukların talebini hatırladım ve bunun için bir kez daha mücadele çağrısı yapmak istiyorum.

Sensöre dayalı ve deri altındaki dokular arası sıvıda 5 dakika arayla sürekli glikoz ölçen sistemler (CGMS olarak biliniyor.) diyabetliler arasında giderek yaygınlaşıyor. Ülkemizde de daha ucuz ve kalibrasyon gerektirmeyen model daha çok kullanılıyor. Kongredeki konuşmalarda bu konu üzerinde de duruldu. Pompa kullanmayan ve hipoglisemi sorunu olmayanlarda bu yöntem pratik görünüyor. Bu yöntem, Avrupa’da 4 yaşından büyük çocuklarda ve erişkinlerde onay aldı. Amerika’da ise 12 saat başlama zamanı ve 10 günlük kullanım için erişkinlerde onay almış durumda; Amerika’da çocuklarda da onay alması için girişimler sürüyor. Sensöre dayalı sistemler kullanılırken ekonomik faktörler, sistemlerin özellikleri ve diyabetlilerin ihtiyaçları birlikte düşünülerek karar verilmeli.

Kan Şekeri Düşüklüğü Korkusu Ve Burundan Verilen Glukagon

Tip 1 diyabetli çocukların ailelerinin en büyük korkusu bilinç bozukluğuna yol açan kan şekeri düşüklükleridir. Bunun için evde kullanabilecekleri Glukagon iğneleri var ama aileler bu iğneyi yapmaktan da korkmakta ya da çekinmekteler. Bu yüzden de kabus gibi saatler geçirdiklerini biliyoruz. Onlara sakin olmalarını ve telaşla 112’yi aramak yerine glukagon yapmalarını ve glukagon yapmaktan çekinmemelerini söylüyoruz ama pek etkili olamıyoruz.

Şimdi işte Viyana’daki kongrenin en önemli konuşması olduğunu düşündüğüm sunumda bütün bu sorunları çözecek burundan sprey şeklinde verilecek “Nazal Glukagon” yakında kullanıma gireceğini öğrendik. Bu arada nazal glukagon ile ilgili sunumu yapan Jennifer Sherr’in 1987’de Tip1 diyabet tanısı aldığını ve bu tanıyı aldıktan sonra çocuk endokrinoloji uzmanı olmaya karar verdiğini ve şimdi Yale Çocuk Diyabet Programı’nda çalıştığını ekleyelim (https://medicine.yale.edu/…/e…/people/jennifer_sherr.profile).

 

Kongredeki önemli konuşmalar, Medtronic tarafından geliştirilen ve ABD’de “Yapay Pankreas”olarak onay alan ( 670G olarak biliniyor) ve otomatik bazal insülin ayarına dayanan sistemle, Dexcom’un yeni CGM sistemi G6 ile ilgiliydi. Tip 1 diyabet tedavisinde kan şekeri düşüklüğünün önceden tahmin edilip önlenmesi ve şeker dalgalanmalarının azaltılması giderek önem kazanıyor; 670G ve sonrasında beklenen teknolojik gelişmeler bu konuda umut verici. Öte yandan sürekli glikoz ölçüm sistemlerindeki gelişmeler de heyecan verici. Dexcom’un yeni G6’sı kalibrasyon gerektirmemesi, 10 günde bir sensör değişimi ve doğru ölçüm keskinliği ile öne çıkıyor. Yakında ülkemize gelmesini dilediğimiz bu yeni teknolojiler diyabetlilerin yükünü azaltacak. Tip 1 diyabetli çocuklar ve aileleri iyimser kalarak, bilgi ve emekle çaba göstermeye devam etmeli. İleri teknolojilerinin diyabet tedavisinde bir çığır açtıkları gerçek ama öte yandan teknolojiler ile ilgili beklentilerin gerçekçi olması lazım. Joslin Diyabet Merkezi Çocuk, Adolesan ve İlk Gençlik Dönemi Diyabet Bölümü başkanı Lori Laffel, tip 1 diyabetliler ve aileleri ile yapılan görüşmelerden yola çıkarak diyabet tedavisi ile uğraşırken karşılaşılan “tükenmişlik” sorunundan bahsetti. Diyabet teknolojilerinin, eğer gerçekçi beklentiler olmazsa bu durumu çabuklaştırabileceğini anlattı. Bir çok konuda olduğu gibi diyabet tedavisinde de “Mükemmel, iyinin düşmanı” sözünü kulağımıza küpe yapmalıyız.

“Biyonik Pankreas”a Doğru Ve Klasik Hekimliğin Önemi

Tip 1 diyabet tedavisindeki teknolojik gelişmeler esas olarak sürekli glikoz izlem sistemleri(CGMS) ile insülin pompalarımın belli algoritmalarla entegre edilmesine dayanıyor. Şu anda özellikle gece kan şekerinin hedef aralıkta kalma sorunu çözüldü ama gündüzleri yemek sonrası kan şekeri yükselmeleri hala önemli bir sorun. Yeni “Yapay Pankreas” modelleri yemek sonrası otomatik düzeltme bolusu veriyor ve bu sorunun bir kısmını çözüyor. Tam otomatik sitemlere hala uzağız ama Harvard Grubunun geliştirdiği ve iki hormon vermeye dayalı Biyonik Pankreas sistemi kolaylık, karbonhidrat saymayı gerektirmemesi ile heyecan uyandırıyor (http://sites.bu.edu/bionicpancreas/) . Benim izlenimim önümüzdeki beş yılda bu sistemler tam otomatik ve çok başarılı olacak. Tabi herkesim bu sistemleri satın alması pek kolay değil.

25 yıldır diyabetli çocuklara emek veren bir hekim olarak, teknolojinin açtığı yeni ufukları görmekten etkilendim. Öte yandan ise, toplantının havasında teknoloji firmalarının belirgin yönlendirme ve etkisini de görmek mümkün. Bu yaklaşım, diyabetlilerin ve ailelerinin sorunlarını teknolojinin ve bu kongrede çok konuşulan digital karar verme yazılımlarının sihirli bir şekilde çözeceği beklentisini öne çıkarıyor. Buna ise, Joslin Çocuk Diyabet Programı sorumlusu Lori Laffel gibi çocuk diyabet uzmanları güçlü bir şekilde karşı çıkıyor. Her dinlediğimde kendimi daha yakın hissettiğim Lori Laffel , bir tür klasik hekimliğin, yani duygusal zeka ile çocukların ve ailelerin sorunlarını ve ihtiyaçlarını duyarlı bir şekilde hisseden insani dokunuşun önemini anlattı kongrede.

Koç Üniversitesi Çocuk Diyabet Ekibi olarak tam olarak bunu yapmaya çalıştığımızı ve doğru yolda olduğumuzu güçlü bir şekilde anlayarak, hissederek döndüm kongreden.

Not: En sondaki resim Lori Laffel. Sondan ikinci ise burundan verilen glukagon ile ilgili araştırmaları yapan ve kendisi de Tip 1 diyabetli olan Jennifer Sherr.