Teşekkür Yazısı
Daha önce de bahsettiğim gibi 2010 Şubat ayında tanıştım Tip-1 diyabet ile. İnsanın kendisini hasta gibi hissetmesi ne kadar zor bir şeymiş. Allah hiç kimseye dermansız dert vermesin ve hastalığı olanlara da acil şifalar versin. Tam 2 yıl ölümcül bir hastalığa yakalanmış olduğumu düşünerek çevremdekilerin üzgün bakışları arasında yaşadım. Sanki bu bir son gibiydi benim için. Bunun herhalde tek faydası oldu bana. Daha önce beni sevmediklerini ve mecburiyetten bana katlanmak zorunda olduklarını düşündüğüm, aileden olan insanların aslında benim asabi davranışlarım yüzünden o şekilde davrandıklarını anladım. Yani kısacası dost kara günde belli olur derler ya öylesi oldu işte 🙂 .
Tam da kendime bir çeki düzen vermeye karar verdiğimde rastladım Esra Hanım bloğunuza 🙂 . Paylaştıklarınızı okudukça ayaklarım yere basmaya başladı. En çok da -tam ifade edemeyebilirim- biz diyabetlilerden başka organ görevi gören başka canlı yok dünyada, sözünüz beni rahatlatmıştır. Kendimi hasta hissediyordum ya artık hiç de öyle olmadığımı düşünüyorum 🙂 . Benim sadece pankreasım insülin üretmiyor ve ben de bunu dışarıdan sağlıyorum. İçim kıpır kıpır, bir süredir hissetmediğim mutluluğu hissediyorum 🙂 .
Çok teşekkür ederim sizlere ve hepimize hiç bir zaman umutsuzluğa kapılmamak dileği ile yazıma son veriyorum 🙂 .
Takipçimiz: Ayşegül Hanım
Not: Ayşegül Hanım’ın yazısına fotoğrafı ben ekledim 🙂 . Esra Avcı (Görsel ositivepsychologynews.com’dan alınmıştır.)
Bu sekilde bize yapılan samimi geri dönüşler, bu projenin doğru yolda ilerlediğinin en belirgin göstergesidir. Devamını bekliyoruz. 🙂