Yaklaşık 3-4 aydır blogunuzu takip ediyorum ve iyi ki de sizleri buldum diyorum. 26 Ekim toplantısına katılarak sizleri yakından görme fırsatımız da oldu ama toplantınız o kadar kalabalıktı ki , sizlere merak ettiklerimizi soramadık 🙁
Ben 14 yaşında yaklaşık 9,5 yıldır tip 1 ile mücadele eden Kutay Yıldırım’ın annesiyim. Ben şeker hastası değilim . Ama keşke olsaydım diyorum. Hatta oğluma böbrek bağışı gibi pankreas bağışı da olsa benimkini sana versem de sen bu insülinden kurtulsan diyorum bazen oğluma …. Oğlum da ‘hayır anne. Sen bu insülünler olamazsın. Ben alıştım baksana.’ diyor masum bakışları ile …. İşte o anda yüreğimdeki sızıyı sizlere anlatamam ….
Kutay 3.5 yaşında 2004 Mayıs ayındaydı ilk bu teşhis konulduğunda … Çalışan bir anne olarak mesleğime ara vermiştim doğumdan sonra.. Amacım oğlumu biraz büyütüp öyle işime dönmekti. Artık vakti geldi dedim ve ve işe başlamıştım… Benim iş hayatım ile birlikte oğlum her geçen gün zayıflamaya başlamıştı, çocuk psikolojisi dedik önceleri….. Anne çalışmaya başlayınca çocuk psikolojik tepki veriyor dediler tüm çevremdekiler ve hatta çocuk doktorumuz bile…
Ama 15 gün gibi kısa bir süre sonunda oğlum yaklaşık 7-8 kilo kaybetti ve içtiği suyu takip edemez hale geldik … Dr.muz artık bir kan tahlili yapalım ve hatta gaita idrar falanda alalım dedi. Tahlilleri sırayla laboratuara veriyorduk ama bir türlü gaitayı veremedik. Sonra versek olur mu diye sormaya gittiğimde laboratuar görevlisi durun sakın gitmeyin dedi ve dr.odasına koşarak gitmeye başladı. Dr. odasından koşarak çıktı sağa sola koşturmaya başladılar. Neler oluyor dedim kendi kendime … Eyvah dedim bir şeyler olmuştu. Ama şeker aklımızın ucuna bile gelmiyordu.
Dizlerimin bağı çözüldü kalbim sıkışmaya başladı. Hala o günü hatırladığımda ve konuştuğumda aynı duyguları hissediyorum. Veeeeeee dr. odasına çağırarak bütün gerçeği söyledi bizlere ve hemen yatması gerektiğini söyleyerek bizi Göztepe Çocuk Endokrin servisine sevketti.
+++ Keton ve 680 şeker ile hastaneye yattık . İlk günler geçmek bilmedi çünkü oğlum makinelere bağladılar iğneler,ilaçlar,dr.lar,hemşireler,….. gelip gidiyordu odamıza… Belki kulaktan dolgu duydugumuz şeker ile tanışmıştık artık …
O günden bugünlere kadar sağ salim geldik çok şükür …. Her 3 aylık kontrollerimizde yüreğim ağzıma gelir hala ve son zamanlarda bu korkularım daha da çoğaldı. Çünkü oğlumun ergenlik dönemi ile birlikte şekerini kontrol altında tutmaya zorlanmaya başladık… Hormon gelişimi ile birlikte vücut şeker salgılar dedi dr.muz…. İnsülin dozlarını arttırmamıza rağmen hba1c değerini düşüremiyoruz. Son zamanlarda 10-12 arası değişmekte değerleri …. Oysa hba1c si 8’in üstüne çıkmamıştı daha … Veeee son gittiğimizde de haşimato ile de tanıştık. Çekilen ultrason sonucunda henüz başlangıç olduğunu söylediler. Herhangi bir ilaç başlamadık henüz…
Şimdi sizlere sormak istediğim ; Bu haşimato ilerleyip ilaç başlar mıyız acaba ????
Bir de bu şekerleri nasıl düzene sokabiliriz inanın delireceğim .Geceleri hipoglisemi olur mu diye gece 3’lere kadar oturuyorum. Şekerini kontrol edip ondan sonra uyuyabiliyorum gönül rahatlığı ile …
Ama sabah o şeker hiç bir şey yemeden nasıl da yükseliyor hala çözmüş değilim….
Kho sayımı şimdiye kadar bilmiyordum ama son zamanlarda onu öğrenmeye ona göre insülin dozlarını ayarlamaya çalışıyoruz.
Bir de fazla alınan insülinler kendine zarar verir mi ????
Nurgül Yıldırım
Geçmiş olsun pompaya geçmenizi tavsiye ederim bende kullanıyorum rahatım esneklik kazandırıyor insana pratiklik kazandırıyor Allah hepimizin yardımcısı olsun Allah sevdiği kuluna dert verirmiş hatırlasını istermiş firavunun başı bir kez bile ağrımamış derlerdi bana …..