Farklı yazılarımda bahsetmiştim hatırlarsanız.
Hızlı tüketim sektöründeki bir firmada insan kaynakları departmanında işe alım yapmaktayım.
Mesaim sabah 08:00’da başlıyor. 07:00’da saatim çalar. Evden çıkmak için hazırlanırken mutfağa gidip Euthyrox 50 mg.’dan iki tableti 3-4 yudum su ile içerim.
Kalkar kalkmaz şekerimi ölçmek gibi bir alışkanlığım yok açıkçası. Tabiki kan şekeri düzeylerim dengesiz değilse.
Şirkete vardığımda saat 08:00 olmuş olur. Masama oturur, bilgisayarımı açar, çantamdan ölçüm aletimi, telefonumu ve el kremimi çıkarır, hemen kan şekerimi ölçerim.
Kan şekerimde bir düşüklük yoksa, göğüs aramda sütyenime takılı olan insülin pompamı çıkarırım. Açlık kan şekerimi insülin pompama girer, ‘act’ yani onayla tuşuna basar, yiyeceğim karbonhidrat miktarını 45 gram girer ve çıkan ekranda ne kadar insülin yapacağına bakarım. Sonra tekrar ‘act’ tuşuna basar kendi haline bırakırım pompamı.
Gün içerisindeki koşuşturmacalarım aklıma gelince bir peçeteyi dörde katlayarak göğüs arama koyarım. Göğüs arası terlerse, oluşan ter pompaya zarar verebilir.
Öğlen yemeğine doğru, saat 11 gibiyken bir açlık bastırsa da, 12deki öğle yemeğini düşünüp bir şeyler yememek için kendimi zorlarım. Genellikle başarılı olamam 🙂 .
Saat 12 gibi kan şekerimi ölçer, yine sabahki gibi pompaya tüm bilgileri girerim. Yiyeceğim karbonhidrat miktarı yemekhane mükemmel bir yemek çıkmazsa hep standarttır.
Birkaç zamandır, öğle yemeği sonrası, light-cola içmek bir alışkanlık haline geldi. Haftada 2-3 kez içiyorum. Bunun önüne geçmem gerekiyor bence. Çünkü inanılmaz bir şişkinlik oluşuyor.
15:00da tekrar kan şekeri ölçümünü yaparım. Öğle yemeğinde, ara öğün için, aldığım bir elma ve 1 dilim çavdar ekmeğimi yerim. Kan şekeri değerimi pompaya girerim. Bu ara öğün bu aralar gayet yeterli geliyor. Ara sıra bu ara öğünde bir simit yemek büyük bir seramoni halini almıştı 🙂 .
17:45te bitiyor mesaim…
Bundan sonrasını sabah yazacağım.
Teşekkürler cavpladığınız için. Sonuçları alınca buraya yazarım tekrar. Sonradan aldığım için bu kilolar üzerime büyük bir yük. Ben tuzladayım. Küçükyalıya gidebilirim.