Aslında uzun zamandır sitenizi takip ediyorum. Fakat yazma konusunda yeni güç buldum.
Belki de yaşarken çok ağır gelen şeyleri anlatmaya kalbim tahammül gösteremedi.
2011 Kasım ayında kızım henüz 10 yaşındayken diyabet teşhisi kondu. 10 günlük bir hastane süreci sonrası yeni hayatımıza başladık. Gerek kızımın pozitif tavrı, gerek kısa sürede diyabet üzerinde çok iyi bir kontrol sağlamış olmak kısa sürede toparlanmamıza vesile oldu.
Fakat 3 ay sonraki kontrollerde tiroid antikorlarının varlığı tespit edilince dünya başıma yıkıldı. Kızım Haşimato… Henüz ilaca başlanmadı. Fakat bu bende travmaya sebep oldu. Sanki oto-ümmin sistemle ilgili tüm hastalıkları yaşayacakmışız gibi korkmaya başladım. Kızım karnım ağrıyor dese “Eyvah, çölyak mı” , dizim ağrıyor dese”Romatoid artrit mi” hezeyanlarıyla işkenceye dönen günler…
Şimdilerde daha iyiyim. 1,5 yıl oldu.
HbA1C değerlerimiz 5.7- 6.5 arasında değişiyor. Tiroid değerlerimiz normal seviyelerde. T,roid için selenyum kullanmanın önemini okumuştum. Selenyum hapını aksatmıyoruz. Zerdaçallı balımız var, sürekli tükettiğimiz. Soğuk sıkma çörek otu yağını da unutmayayım. Sabah elimde kaşık kızımın yatağına gittiğimde kızımın sözü”Sabah işkenceleri part 1″… Eşim de kızım da biraz abarttığımı düşünüyorlar ama ben tam gaz devam, yolumda ilerliyorum…Annelik işte.
Bu siteyi keşfettiğimde Haşimatolu bir diyabet hastası olduğunuzu okuduğumda size sarılmak geldi içimden. Can simidi oldunuz bana.
Size, kızıma ve tüm diyabetli yavrularımıza şifalar diliyorum.
İyi ki varsınız…
Teşekkürler…
Filiz Hanım
Filiz hanim hosgeldiniz aramiza 🙂
Tum anneler ayni sanirim.. o sabah iskencelerini cooookk cektim benim gibi bircok sekerli arkdasimda cekmistir ama bi yere kadar.. En basta annecigim sen her sabah zahmet etme ben bende icerim- yerimlerle yukselmeye baslayan isyan bayragi icildigini zannettiginz aci seylerin lavaboya dokulmesiyle devam edecektir:-)bence kizinizida kendinizide cok yormayin..