Bu yazıyı yazıp yazmamak konusunda çok düşündüm ama bilgisayarın başındayım ve maalesef yazıyorum 🙂
Bugün kaç kez blogtan bağırdım bilmiyorum ya da Eşref’e kaç kez; ‘Şekerim iyi değil. Ben de iyi değilim. Başım çok ağrıyor.’ dedim inanın hatırlamıyorum.
İki hafta önce başladı her şey. Günlük KH alımımı azaltmıştım. Bazal oranlarım da azalmış. KH/İnsülin Oranlarım deseniz onlar da değişmiş. Her tarafım günlük güneşlik. Ben Heidi, Eşref Heidi’nin Peter’i. Mutluyuz. Kır olsa etrafımızda dağın yamacına doğru koşacağız. Her şey o kadar normal 🙂
Ama işte o iki hafta önce. Aniden kan şekeri yükseklikleri. Acaba pompada mı sıkıntı var düşünceleri. Ya da adet dönemi yakınlaştı. Ondan dolayıdır demeler. Ya da dizlerimde artan şişkinliğin sebebi mi diye düşünmeler. Bu arada araya ek bilgi giriyorum; Romatoid artrit de var. Ama oldukça başlangıç seviyesinde.. Hatta sıkıntılı olan romatoid artrit formu değil başka bir formu. Daha iyimser olanı. Özellikle sol dizim ara sıra baloncuk gibi şişiyor. Merdiven inme çıkma, yatakta dizimi bükme ya da klozete oturma işkenceye dönüşüyor. Ama onları da yapmayı başarıyorum 🙂 Ya da eski dozları mı istiyor artık vücut. Yani dedim ya; tüm insülin dozlarımı minimize etmişim. 1 aydır resmi olarak balayı dönemine benzer bir dönem yaşamışım. Ama her şey her zamanki gibiyken mevcut dozlar işe yaramıyor. Muhtemelle kuvvetli eski dozları istiyor vücut. Bir de adet döneminin biz kadınlara getirdiği zulmün etkileri de oluyor.
Hafta sonu yani pazar günü akşam üstü yine şekerim yükseliyor. Pompa setinin tam 3. günü. Set değişimi yaptık. Bir baktım setin ucu kıvrılmış. Bu yükselmenin sebebi en azından belli 🙂
Peki ya 2 haftadır. İnanı ne yaptıysam olmuyor. Sebeplerini düşünüp düşünüp duruyorum. Toparlamaya çalışıyorum. Yine olmuyor. Tam düzeldi tamam budur cevap diyorum yine olmuyor. Gülersin olmuyor, ağlarsın olmuyor, çok yürürsün, çok konuşursun olmuyor.
Hele ki bu sabah. Sabah kalktım. Kan şekeri 114 mg/dL. İş yerime gittim. Kan şekeri halen normal. 45 gr KH’dan oluşan ev yapımı ekmeğimle yapılmış tostumu yedim. 2 saat olmadan kan şekeri 338 mg/dL’ye çıktı. Namussuz bu kan şekeri. Önce yavaş yavaş yükseliyor. Sonra aniden 300 mg/dL sınırını geçti mi artık tutabilen aşk olsun.
Bazen yemek yemek bile istemiyorum sırf kan şekeri yükselmesin diye ama olmuyor. İşin mantığına aykırı. O kadar blogtan bağırıyorum bir de. Kan şekeriniz oldukça yüksek olsa bile normale yakın bir değere getirip yemek yemeyi ihmal etmeyin diyorum. Ama üzülerek söylemem gerekir ki yemek yerken pişman oluyorum. Bu duygu saçma sapan bir duygu ama pişmanlık duyuyorum.
Neyse. Eve geldim. Biraz evin ışıklarını yakmadan yatağımızda uzandım. Sakinleşmeye çalıştım. Sonra kadın olmanın sorumluluğu geldi aklıma. Yemek yapmak 🙂 Yemek yaptım keyifle. Arada Emine Hanım ile, Taha ile ve hatta whatsup’tan Alp Eren Bey ile konuştuk. Sonra Eşref geldi. Eşref ile keyifle yemek yedik. Sonrasında salonumuzdaki koltuğumuzda Eşref’e sarılıp ağladım. Eminim tüm diyabetli yakınları melek gibidir ama benim meleğim bana güzel. Hatta benim meleğim hepinizinkinden güzel 🙂
Toparlanacağım. Yola getireceğim ya da kendisi kendiliğinden yola gelecek 🙂
Esra Hanım zaman zaman hepimzin yaşadoğı sorunlar bunlar her şey çok ,y, giderken birden bire nedenini bile bilmediğiniz bi şekilde şeker düzeni tepe taklak olabiliyo bu kadar panik olmayın inanın benimde 31 yıl kolay geçmedi ama bu kadarkeninize sorun yaparsanız psikolojiniz, bozmaktan başka bir şey elinize geçmez en azından şöyle düşünün bilinçlisinizyanınızda size destek olan insan var her şeye rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir yerdesiniz bide herkese rahatlıkla ulşabilir çözüm üretebilir bi durumdasınız taşrada ,doğuda olanları düşünün lütfen ve kendinzi bu kadar yıpratmayın nacizane 31 yılın tecrübesiyle ve yaşanmışlıklarla söyülüyorum bunu size