“Diyabetimben İle Deneyim Paylaşımları’nın” İlk Gününden Geriye Kalanlar…

Etkinlikler"Diyabetimben İle Deneyim Paylaşımları'nın" İlk Gününden Geriye Kalanlar...

“Diyabetimben İle Deneyim Paylaşımları’nın” İlk Gününden Geriye Kalanlar…

20-21-22 Ağustos’ta 20-21-22 Ağustos’taki “Diyabetimben İle Deneyim Paylaşımları’na” Davetlisiniz… başlığında, sizlerle paylaştığım, “Diyabetimben İle Deneyim Paylaşımları” etkinliğini gerçekleştirdik.

Üç gün boyunca 16 tip-1 diyabetli akranım ve çocukları tip-1 diyabetli olan iki tip-4 diyabetli anne konuşmacıydı.

Ülkemizin birçok yerinden; Adıyaman, Alanya, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Kütahya ve Trabzon’dan anlatıcılar vardı. Aynı zamanda ülkemiz dışından; Prag, Hollanda ve Almanya’da yaşayan konuşmacılar deneyimlerini kesintisiz ve objektif bir şekilde aktardı.

Her anlattıklarında kendimizi bulduğumuz gibi yeri geldiğinde de bilgilerimizi tazeleyip bilmediklerimizi de öğrendik.

İlk günkü konuşmacılarımız tip-1 diyabet yönetimlerini nasıl yaptıklarını, nelere dikkat ettiklerini ve bunları anlatırken de unutamadıkları deneyimlerini aktardılar.

Bu konuşmaları dinlerken bana göre bazı önemli cümleler beynime kazındı. Eminim herkes kendi cümlelerini seçmiş ve aklına kazımıştır.

İlk günün bende bıraktıklarını ve sonraki günleri de bu yazımda olduğu gibi anlatacağım.

Programın açılışını Sevgili Betül ile yaptık. “Tip-1 diyabet tanısı ilk konulduğunda bir kabulleniş süreci olur. Bu durum bende hiç olmadı. Belki de hemşire olmam sebebiyle tip-1 diyabete çok hızlı alıştım ve inkar süreci hiç yaşamadım.” dedi.

Ankara’dan YKS öğrencisi Nazlı ise; “Kendimi hiç abartmayacağım. Ben normal, ergen bir tip-1 diyabetliyim. Canı her şey isteyen, şunu yesem ki ne olur diyen, tadına bakmalıyım diyen tiplerdenim. Hayatıma diyabetle birlikte yön verebilmek benim için büyük bir başarı. Köşeye çekilip ben diyabetliyim bunu başaramam demek de var/vardı. Evet, ben bununla beraber hayatımı yürütebilirim demek de var. Ben biraz bununla beraber de hayatımı yürütebilirim, yönetebilirim diyorum.” diyerek tip-1 diyabet yönetiminde farklı bir bakışı ortaya koydu.

Süleyman ise Prag’ta yaşayan ve tip-1 diyabetle orada tanışan akranımız; “İnsanın kendini ve ne yediğini bilmesi gerekiyor. Beslenmede en dikkat ettiğim konu glisemik indeks. Her türlü besin grubundan yiyiyorum ama kontrol altında olacak şekilde. Kontrollü deneyler yapıyorum. Aynı menüleri yediğim günlerde bir gün spor yapıp bir gün yapmadığımda ne olduğunu takip ettim, ediyorum. Spor yapın. Her sporun etkisinin ise farklı olduğunu gördüm. İnsanın tam olarak kendisini tanıması lazım. Hangi hareket neye iyi alıyor ve nasıl etki ediyor gördükten sonra insan daha rahat oluyor.” dedi. Süleyman’ın analitik ve detaycı bakış açısı tip-1 diyabet için hızla kollarını sıvadığını hissettirdi.

Tip-1 diyabetli akranımız Asya’nın annesi Şahinde ise diyabetle arkadaş olduklarını önemle vurguladı. “Bazen diyabet bize yaramazlık yapsa da idare etmeye çalışıyoruz. Yasaklı ürünlerimiz hiçbir şekilde yok. Diyabeti bir arkadaş olarak gördüğümüz için, hani onu bir düşman değil de, evet o bizim bir arkadaşımız diyerek, onunla nasıl güzel beraber yürürüze düştüğümüz için ona da ara sıra bir şeyler veriyoruz, şımartıyoruz.” dedi.

Asya ise annesinin kendisi için kolaylıklar sağladığını söylerken çocuk masumluğunu ve utangaçlığını hissettirdi.

Şahinde bizlere çok araştırın, çok okuyun ve tecrübelerden yararlanın derken Asya için tuttuğu günlüğü gösterince hepimiz çok şaşırdık. Asya’ya, ömrü boyunca kullanabileceği, diyabetle ilgili bir günlük tutmuş. Zora düştüğünde kullanabileceği bir kaynak bu. Zamanı geldiğinde veya desteğe ihtiyaç duyduğunda nelere başvuracağını, ne yapacağını bu defterde görebilecek.

Ve unutamayacağım bir cümleyi daha kurdu Şahinde; “34 yaşındayım ama kızım 4 yıldır diyabetli olduğu için 4 yaşında gibi yaşıyorum.” Bu cümle bende enteresan bir duygu bıraktı.

Şüheda ile tıpkı Betül gibi uzun zamandır tanışıyorum. Bizim odak grup çalışma grubundaki arkadaşlarımdan.

Şüheda’yı tanıyordum ama “bu kadar” (Bu tanımın açıklamasını dinleyenlerin ve kendimin hayal gücüne bırakıyorum.) olduğunu bilmiyordum 🙂

“Bilgi güçtür.” dedi. “Tabi bilinçli olanlar için.” diyerek de devam etti.

“Her kabulleniş bir yenilgi gibi geliyor bana. Ben kabul etmek zorunda değilim. Tamam diyabetliyim fakat onunla mutlu, mesut hayat yaşayabileceğimi, onunla aynı evde yaşayabileceğimi, arkadaş olabileceğimi düşünmüyorum. Çünkü bana yaşattıkları. Vicdanı olan bunu yapmaz. Normal telaşları olan insanlar gibi yaşayabilirdim.” diyerek tip-1 diyabete alışmış mı alışmamış mı tereddütünü bıraktı hepimizde 🙂 Ben bunu onun taktiği olarak görmeyi tercih ettim 🙂

“Tarih bölümünü birincilikle bitirdim. Ben diyabetle yapabildiysem diğerleri neden yapamıyor.” sorgulamasını da yaptığını söyledi.

Şüheda ile bir canlı yayın daha yapmak gerekiyor. Enerjisi, anlatımı, tavrı… Bu konuşmanın tadı birçok kişinin damağında kalmış ki birçok kişi yazdı.

Son anlatıcımız Ümmihan idi. “Diyabetli olmayan birinin diyabetliyi anlamasının mümkün olduğunu düşünmüyorum.” diyerek hekimlikte, sağlık profesyonelliğinde empatinin ne denli önemli olduğunu vurguladı.

Ve tip-1 diyabet yönetimini otomatik ve manuel vites araba metaforunu kullanarak açıkladı; “Otomatik vites bir araba kullanırken, yani pankreas insülin salınımını normal şekilde yaparken , manuel bir araca geçmeyi, yani o vites, debriyaj ayarını yapmayı senin öğrenmen gerekiyor. O ayarı yapmak gerçekten kolay değil.”

“Diyabetle arkadaş gibi olmak değil ama kontrolün senin elinde olduğunu hissetmen önemli.” diyerek tip-1 diyabeti, arkadaş metaforuyla kullanıp kullanmamamızı bana düşündürdü.

İlk günü bu şekilde tamamlarken ikinci ve üçüncü gün canlı yayınlarına hazırlık ise devam etti.

20.08.2021’de gerçekleşen ilk günkü canlı yayını aşağıdan veya Diyabetimben Instagram hesabında, IGTV’den izleyebilirsiniz….

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

DiyabetimBen (@diyabetimben)’in paylaştığı bir gönderi

1 Yorum

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: