Profesyonel Basketbolcu Alper Saruhan
Türkiye’de basketbolcu olup ta tek bir tip-1 diyabetli (Şeker Hastalığı) var desem inanır mısınız? Ben de Alper Saruhan’ın tip-1 diyabetli olduğunu öğrendiğimde sanki çok garipmiş gibi; ‘nasıl yani?’ diye sordum kendime 🙂
Türk Telekom’un kaptanı. Profesyonel basketbolcu. Milimetrik basket atışlarıyla ünlü 🙂 Bu arada Ankaralı. 1982 doğumlu. 2 metre boyunda.
Kayseri’de yaşayan İlker Bey, eşi Buket Hanım ve oğulları Eren’in yaşadığı TED Koleji krizinde blog takipçilerimizden Esma Hanım Twitter üzerinden tweet atıyordu. Alper Saruhan da özellikle bu konuya Twitter üzerinden destek vermişti. Ben de bu fırsatı yakalayarak hemen Alper Bey ile arka planda Twitter üzerinden mesajlaşmaya başladım. Her mesajıma yanıt verdi. Sohbet teklifimi kabul etti. Ve kendisine gönderdiğim sorularıma da yanıt verdi.
Alper Bey’e buradan tekrar çook teşekkür ediyorum. Türk Telekom Profesyonel Basketbolcusu ve kaptanı olarak ta tip-1 diyabetli çocuklarımıza diyabetin sporcu olmaya engel olmadığını da bize gerçek hayatta göstermiş oldu.
Bence Alper oldukça özel ve değerli. Her maçında ayrı bir başarıya imza atıyor. Bizden biri ve maç sonrası sahadan soyunma odasına ya da molalarda dinlenme alanına her ayakta gittiğinde ben hep gönülden alkışlayacağım onu.
Buyrun Alper Bey’e gönderdiğim soruları ve cevaplarını okumaya…
Soru: İsminizi çok duymuştum ama tip-1 diyabetli olduğunuzu 17 Şubat Pazar gecesi öğrendim. Öncelikle Twitter üzerinden röportaj teklifime verdiğiniz olumlu yanıt için de teşekkür ederim.
Ben de tip-1 diyabetli olunca aklımdan anında çok fazla konu geçti. ‘Basketbol ve diyabet. Kan şekeri yüksekken nasıl oynuyor? Maça başlamadan önce ek besin alması lazım. Maç anında ya da sonrasında hipoglisemi yaşıyor mu?’ gibi birçok konu. Kafamı çok karıştırdı sizin tip-1 diyabet ve profesyonel basketbol oyuncusu olma denkleminiz. Ben bu kafa karışıklığımı bir tarafa bırakıyorum. Ve sizi dinlemek istiyorum. Tip-1 diyabetle ne zaman ve nasıl tanıştınız?
Cevap: 6 yil once diyabetli oldugumu ogrendigimde cok sasirmadim aslinda sadece garipsedim bu durumu. Çunku beni hastaligimdan 6 ay once kardesime diyabet teshisi konmustu. Onunla 6 ay boyunca diyabeti tanimis ve anlamistim zaten. Garipsememin sebebi ise ben sporcuydum. Profesyonel hayatim devam ederken bir anda bole bir hastalik nasil oldu da bende cikmisti 🙂
Soru: Bana 19 yaşında tip-1 diyabet teşhisi konulmuştu (Şu an 30 yaşındayım 🙂 ) . Ve doktor; ‘tip-1 diyabetlisin’ dediğinde ne hissettiğimi hatırlamıyorum. Siz hatırlıyor musunuz? Kendinizi nasıl hissettiniz? Çünkü bir tarafta da profesyonel basketbol hayatınız vardı. Neler geçti aklınızdan?
Cevap: Aklimdan artik en sevdiim sey olan tatlidan uzak durmam gerektigi gecmisti en basta. Profesyonel hayatim icin nasil bir adaptasyon gerektigi icin neler yapmam gerektigini ogrenmem gerekiyordu. Vakit kaybetmeden Prof.Dr.Temel Yilmaz ile gorustum. Sagolsun kendisi benimle cok ilgilendi ve durumumu gozden gecirip cok muthis bir duzen oturtturdu. Adapte olmak guc oluyor ama yapmak zorunda olumca herseyi yapabiliyorsunuz.
Soru: Şu anda tip-1 diyabet tedavi süreciniz nasıl gidiyor? Kullandığınız insülinler neler? Günde kaç kez insülin yapıyorsunuz? İnsülin yaparken ilk tercih ettiğiniz bölge hangisi?
Cevap: Ben surekli sekerimi olcuyorum. Bu gunde 10 un altina dusmuyor. O sebepten sekerimin yukselmesine izin vermemeye calisiyorum. Ayni sekilde dusmesine de.
Lantus-Novorapid-Actrapid kullaniyorum. Lantus sabah ve aksama, Actrapid ogunlerden 30 dk once, seker durumuma gore de Novorapid. Şekerimi de 200 ustune cikarmadan 70 altina dusurmeden dengede tutmaya calisiyorum ki bu benim hayatimda gercekten cok zor oluyor 🙂 Gunde 6-7 kere yapiyorum. Daha cok bacaklarimdan vuruyorum. Toplum icinde yapmam gerekirse karnimdan sip sak yapiyorum. Kimse goremiyor bile 🙂 Çunku bizi o sekilde goren insanlar ne yaptigimizi merak ediyorlar 🙂
Soru: İnsülin pompası hakkında bilginiz var mı peki? Ve bununla beraber şu anda diyabet tedavisindeki doğru beslenme sistemi olan ‘KH Sayım Yöntemini’ biliyor musunuz? Ya da kardeşiniz bunları biliyor mu?
Cevap: Aslinda pompam var ama kullanmiyorum. Çunku gunde 2 antremanim oluyor ve tak cikar biraz zor oluyor. Kardesim aktif olarak kullaniyor. Bilgim var ama ben simdilik kendi duzenimde hareket ediyorum. KH sayimini ogrenebilmis degilim. Ögrenmem gerektigini biliyorum. Fakat benim soyle bir artim var. Çok yikici bir antreman ve mac tempom oldugu icin KH alip evde oturmuyorum. Kaybettigim enerjiyi karsilayacak kadar bir sekilde besleniyorum daha cok protein agirlikli bir beslenmem var.
Soru: Diyabetli olduktan sonra profesyonel basketbol hayatınızda değişiklikler oldu mu?
Cevap: Oldu. Olmaz mi? Bir kere tum sistemim tum hayatim degisti ve buna adapte oldum. Bu bir zaman ve sabir istiyor oncelikle. Şekerin yukselmesi ya da dusmesi performans ve adrenalin olan bir yerde degisiklik gosteriyor. Bununla mucadele etmem gerekiyor. Hayatim diyabet olduktan sonra cok daha duzene girdi. Ama biliyorum ki bu duzen profesyonel hayatima olumlu etkide bulunuyor ve su an mutluyum 🙂
Soru: Kardeşiniz sebebiyle tip-1 diyabet üzerinde belirli bir bilince sahiptiniz. Bu bilincin sizin tip-1 diyabetli hayatınızı yönetmede faydaları oldu mu?
Cevap: Evet oldu. Kardesim kiloluydu ve hayati duzene girdi. Filinta gibi bir cocuk oldu. Kilo verdi, dogru beslendi. Benim hayatimda duzen vardi ama bilincli degildim. Hayatta yemek yemekten guzel bisey yoktur benim icin. Ama ogrendim ki dogru beslenmek en guzeliymis. Biliyorum ki diyabet aslinda bize zorunlu hayat kalitesi sunuyor.
Soru: Kardeşinizle birlikte diyabetin her yönünü öğrenmiştiniz. Özellikle siz de benim abim ya da eşim gibi muhtemelen kardeşinizin yüzüne baktığınızda ya da konuşmasından bile kan şekeri düştü mü yükseldi mi anlayabiliyordunuz. Peki şimdi siz aynı durumları yaşadığınızda etrafınızda kimler sizi anlıyor? Bizim yakınlarımızda olduğu gibi sizin yakınlarınız da kan şekeri tahminlerinde de bulunuyorlar mı? 🙂
Cevap: Benim de ailem her durumda beni inceler ve sekerimin yuksek mi ya da dustu mu diye surekli bana sorarlar. Takim icerisinde de kismen bu devam eder. Toplu halde idman sonunda otururken yaptigim olcumlerde arkadaslarimla iddaya girerim, sonucu bileni de odullendiririm 🙂
Soru: Bize bir maç gününüzü diyabet odağında anlatır mısınız? En çok merak ettiğim kan şekeriniz maça çıkmadan önce kaç olmalı? Maç sonrası ya da oynarken hipoglisemi geçirdiniz mi?
Cevap: Mac sabahi erken kalkip kahvaltimi mutlaka yaparim. Şekerimin duzenli devam edebilmesi icin mac gunu insulinimi azaltirim. Çunku hipoglisemi yasamak istemem. Maca cikana kadar 6-7 kere sekerimi olcerim. 200 un altinda maca baslamaya dikkat ederim. Mac icinde her oyundan ciktigimda sekerimi olcuyorum. Eger cok dusmusse kenarda ozel bir icecegim var. İcinde hizli kana karisan ve sekerimi yukselten takviye karbonhidrat, seker ve enerji karisimi. Hemen onu icerim ya da seker tuketirim. Muz ya da cikolata da olabilir bu bazen.
Soru: 16 Şubat 2013 Diyabetimben.com organizasyonunda Kanaltürk muhabirinin röportaj yaptığı çocuklarımızdan biri; ‘Diyabetten dolayı futbolcu olamayacağım.’ demişti. Özellikle tip-1 diyabetle çocuk yaşında tanışan erkek ve kız çocukları için spor hayatıyla ilgili siz ne söylemek istersiniz?
Cevap: Spor yapmak bir hayat bicimidir. Genclerimiz spor yapmaktan korkmasinlar. Diyabetlerine ve sagliklarina her zaman iyi gelecegini dusunuyorum. Asla profesyonel olamam diye birsey soz konusu degil. Azimle calissinlar. Diyabet asla bir engel degildir.
Soru: Bana diyabetle alakalı söz verildiğinde durmaksızın konuşuyorum 🙂 Son sözü size verirsem tip-1 diyabetle yaşam konusunda siz neler söyleyebilirsiniz? Unutamadığınız bir anınızı bile anlatabilirsiniz.
Cevap: Diyabetle ilgili tek bisey soyleyebilirim. Diyabet kisiye zorunlu hayat kalitesi getirir. Duzenli bir yasam ve dietle herkes mutlu ve saglikli yasayabilir. (Görsel kaynak: www.basketdergisi.com)
Bu tür ropörtajlar bizide umut veriyor cocugu yüzmeye vermek istiyoruz diyabetli diye almak istemiyorlar profesyonel yuzucu olmasin hadi ama ogrensin diye istiyoruz.
Fakat profesyonel bir fulbolcu en az mola vermeden 45 dakika boyunca oyuna devam etmesi gerekecek oysa baskette sık mola ve oyuncu değişimi oldugundan daha az sorun yasaniyor.