Özlem Hanım ile dün telefonda uzun uzadıya konuştuk. Bana detaylıca anlattı. Ben de hem blogta hem de sosyal medyada sesinize ses oluruz dedim. Aynı zamanda Özlem Hanım’a biraz da rehberlik ettim. Umarım bu konuya hızlıca çözüm gelir.
Sizlerle Özlem Hanım’ın bana bugün gönderdiği maili aşağıda paylaşıyorum.
Oğlum Ahmet’e beş buçuk yaşında iken, geçen yıl anaokulu dönemine yeni başladığımız Kasım ayı içerisinde, diyabet teşhisi konuldu.
Bir haftalık hastanede yatış sonrasında taburcu edildik. Sonrasında okula hiç ara vermeden devam ettik. Öğretmenlerle, okul ve aile işbirliği ile sorunsuz bir şekilde eğitim ve öğretim yılımızı tamamladık.
Ahmet bu yıl 2013-2014 eğitim ve öğretim yılında ilköğretime başlayacaktı. Bununla birlikte kaygılarımız arttı. Okul araştırmalarına başladık ve en iyisi özel bir okulda diyabetini kontrol altında tutmanın daha iyi olacagını düşünerek Nazilli’de Özel Yüzyıl Bezci Koleji ile görüşmeye gittik. Ahmet’in durumunu okul idaresi ile paylaştık. Ahmet’in tip-1 diyabet olduğunu söyledik ve bu konuda onların da okul hayatı dönemlerinde anlayışlı olmalarını istedik. Öğle yemeklerinde Ahmet’in beslenmesi ve insülin iğnelerinin yapılması için okulda bulunacağıma, ara öğünlerini hazırlayıp okulda bulunduracağıma onlara düşen görevin Ahmet’in şeker ölçüm zamanlarında kontrollerini yapmalarını, oğlum saat kavramını bilmediği için şeker ölçüm saatin geldi ve ara öğün saatinde beslenmesini alması gerektiğini hatırlatmalarını istedim. Onlar için hiçbir sakınca olmadığının sözünü de aldıktan sonra kayıt işlemlerimizi yaptırdık.
Okulun açıldığı ilk günlerde öğretmenlere bilgilendirme toplantısı düzenlemeleri için yardım istedim. Onlara hipoglisemi ve hiperglisemiden bahsettim. Bunlar oluştuğunda nasıl davranmaları konusunda bilgiler verdim. Bu durum derste yaşandığında hiç bekletilmeden önce şeker ölçümü yapılmasının ardından gerekli durumlarda revir odasını alınmasını, tuvalet ve su ihtiyacının karşılanması konusunda esnek davranılması ve durumun diğer öğrencilerle paylaşılmasını sıkıntı oluşmamasını istedim. Glukagon iğnemizi de tüm okulun ulaşabileceği en yakın dolabımızda tutulmasını sagladık.
Her şey çok güzel giderken Ahmet okul hayatına başladıktan kısa bir süre sonra şikayetler artmaya başladı. Öğretmeni Ahmet’in sürekli ilgiyi dağıttğıını ve sinirli bir çocuk olduğunu okula her öğleyin gittiğimde söylüyordu. Buna bağlı olarak arkadaşları arasında sürekli konuşulan bir çocuk haline gelmişti. Derslerde yaşadığı hipoglisemi esnasında dikkatini toparlayamama, ilgisizlik halini sürekli hiperaktivitesine bağladılar. Sanki dersleri dağıtmaya diğer arkadaşlarının da dersle ilgilerini bozmaya çalıştığını ve bunu bilinçli yaptığı düşüncesini kafalarından atamadılar. Oysa hipoglisemi yaşarken bunları bilinçli yapmak ne kadar doğruydu. Çünkü öğretmenimiz Ahmet’in şekerini ölçmek için dersinin bölünmesini istemiyor ve Ahmet’e yardımcı olması için rehberlik servisinden de yardım istemiyordu. Bu durumu idareyle konuştuğumuzda kendimize başka okul bulma arayışlarına başlamamızı, aksi taktirde diğer öğrenci velilerinden okul olarak tepki alacaklarını sözlü ifadeyle kendileri belirttiler. Oysaki revir odası denilen oda sürekli kapalı tutuluyordu. Geçtim ki doktoru, hemşiresi dahi yoktu. Çünkü bizim bu isteklerimizin arkasında diğer velilerden alacakları tepkilerden endişelendikleri için bu sınıfta Ahmet’ten başka çocuklar da var, biz sadece Ahmet’le ilgilenmeyiz, tenefüsü beklemesi gerektiğini ifade ettiler. Onlar Ahmet’in dersi kaynatıp kaçamak yapacağını düşündüler.
Geçen hafta yaşadıgımız olayda bir tenefüs öncesinde 80 gelen şeker sonrasında derse girdikleri için ara öğün verilmemiş. Diger tenefüse kadar bekletilerek şekerinin 49’a düşmesine, neredeyse koma haline giden bir durumla karşı karşıya bırakmışlardır. Neticede oğlum derse katılmaya elverişli olmadığı için suçlamalar yapılmış ve neymiş yazmak istememiş, yok derse katılmamış falan filan.. Çocuğun hali mi kalmış bütün bunları yapmaya acaba. İyi bir eğitimci olmak her şeyi gözardı etmek midir? Bütün bunları anlayabilmek için kendi çocuklarının ya da yakınlarının mı bu durumu yaşaması gerekiyor acaba…. Bu durum beni fazlasıyla üzdü. Neymiş bütün okuldaki öğrenciler ve öğretmenler bu durumun evdeki aile hayatlarına yansıdığı için rahatsız oluyorlarmış. Çünkü çok dikkat çekiyormuşuz.
Bu okul Ahmet’in diyabetini kullandığını düşünerek bundan dolayı rahatsızlıklarını farklı sebeplerle bahaneler yaratıp sırf diyabet diye biz sizin çocuğunuzu istemiyoruz diyemeyip, altı bucuk yaşındaki çocuğumuzun diğer öğrencilere zarar veriyor, diyabetiyle dikkat çekiyor gibi bahanelerle velileri kışkırtmaya, hatta velilerden yazılı dilekçe isteyip çocuğumun okuldan atılması için ellerinden geleni yapmaktalar. Biz artık sizin çocuğunuzun sorumluluğunu almak istemiyoruz. Ahmet’in özel eğitim gerektiren bir okula gönderilmesini ve bakamayacaklarını sözlü ifade ettiler. Bu konuda psikiyatri uzmanı ve psikolojik danışmanla (bunlardan sürekli düzenli hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı konusunda yardım almaktayız) görüştüğümde durumun tamamıyla okulun dikkati aslında farklı bir yöne çekmeye çalıştığını, asıl genel sorunun diyabet olduğunu ve bunu açıkça dile getiremediklerini, dolayısıyla farklı bahaneler öne sürerek sorumluluk almak istemediklerini ve okul kalitesini düşürücü yönde etki olmaması için kaydının silinmesinin en doğru çözümü olarak bakmaktadırlar.
Oysaki Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda genelge yayınlamış ve bütün okullara göndermiştir. Genelgede diyabetli bir çocuğun okul haklarından bahsetmekte, sağlık müdürlükleri denetimler yapmakta, okullara broşürler dağıtmakta, öğrencilere diyabetle ilgili film izletmekte ve ilgili bilgilendirme toplantılarından söz etmektedir. Maalesef biz bunlardan bir haber yaşamaktayız. Okulun bugüne kadar hiçbir diyabetli çocuğu olmadığı için diyabeti sanki basit bir soğuk algınlığı gibi geçer deyip bilgili olmadıkları buradan da anlaşılmaktadır.
Okulun bitmesine 3 ay gibi kısa bir süre kalmış. Her yeni okul bizim için her şeye yeniden sıfırdan başlamak gibi bir şey. Çocuğumu güvenip emanet edebileceğim öğretmen bulabilmem için kendisinin diyabet hastası olması mı gerekiyor. Öğretmen açısından günde iki kere şeker ölçümü yapmak bu kadar mı zor.
Şu anda Ahmet okuluna sıkıntılı ve dışlanmış bir şekilde devam etmesi sizce ne kadar sağlıklı olabilir? Bu anlamda iyileştirme çalışmaları yapılabilir mi? Yapılamazsa son çare okuldan almak mıdır? Yoksa ne zaman okuldan atılacağını beklemek midir? Merak konusu…
Saygılarımızla…
Özlem Bozbek
Merhaba benim oglumda diyabet 11 yasinda mailinizi okuyunca cok uzuldum Allah kolaylik versin ama bence kesinlikle canınızı sikmayin ve o okuldan alin zaten cocuk icin alismasi zor bir süreç benim oglumda ankarada ozel bir okulda okuyor ve butun okul oğlumun diyabet oldugunu biliyor cok yardimcilar mutlaka boyle bir okul bulursunuz