Anasayfa Arşivler 2015

Yıllık Arşiv2015

1 2.560 görüntüleme

İstanbul Sabiha Gökçen’den bindik uçağa. İstanbul çok soğuktu 30 Aralık günü. Havalimanı’nda eksik ilaçlarımı almak için eczaneye girdim. Ama maalesef Salazopyrn yoktu. Türkiye’de Salazopyrn’in bir kutusu 10 TL. Viyana’ya gelince eczanede sorduk. 30 Euro 🙂 Reçetesiz alacağımız için bu fiyatı verdiler 🙂 Almadık 🙂

Viyana’da ilk günümüz ise güzel geçti. Havalimanı’ndan otelin olduğu yere gelmek için metroyu kullandık. Havalimanı ve otel arasındaki seyahatimiz 15 dk kadar sürdü. Buna çok sevindik çünkü gittiğimiz diğer ülkelerde havalimanı ulaşımı büyük problem olmuştu.

Otelimiz oldukça lüks ama odada buzdolabı yok 🙂 İnsülinleri otelin kafesine verdim ve dolaba koydurttum.

imageBir tip-1 diyabetli olarak ilk gün yedim, içtim, bol bol yürüdüm ve istediğimi yedim. Bir dilim pasta yerken kendimden geçtim 🙂 Aynı zamanda insülinsiz geçirdiğim ana öğünlerim de oldu. O kadar yürüyorsak insülin yapmamayı tercih etmek lazım dedim 🙂 Kan şekerimde yükselme yok. Viyanalılar’ın harika ve özel yapım biralarını da içmeyi unutmadık elbette.

Biz tip-1 diyabetliler keşke hep tatil modunda olsak 🙂 Kahrolsun bazı şeyler 🙂

Her yurt dışına çıktığımızda güzel hikayelerle dönüyoruz. Hollanda’da yoldan geçen adamla ya da kadınla bile rahatça iletişim kurabiliyorduk. Hatta insanlar direkt iletişime o kadar alışkın ki, sana takılarak bile geçip gidebiliyor. Bizdeki gibi; vay sen bana nasıl takılırsın deyip kafa-göz dağıtmaca yok 🙂 Bunun bir benzeri Viyanalılar’da var. İnsanlar oldukça yardımsever ve nezaketli. Bizim çoooktan unuttuklarımız onların hayatlarının içinde “alışkanlık” halinde.

Bu arada Viyana’da salatalar tatlı yoğunluktaki soslarla harmanlanıyor. Beğenmedim. Salata böyle olmaz. Ben İskenderunluyum. Nar ekşisi ve zeytinyağıyla harmanlanır diye içimden söylensem de yedim salatayı 🙂

Havasına gelirsek buzzz gibi burası. -5’i gördük. Donduk ve otele geldik.

Yarın yılın son gününü Viyana usulleriyle bitireceğiz.

Şimdiden herkese sevgiler 🙂

image

image

image

 

 

4 4.610 görüntüleme

İsmi de bir garip olmuş oldu 🙂 Yorgunluktan bitmiş ve bu saatte eve gelmiş (29 Aralık Salı. 21:35’te bu yazıyı yazmaya başladım.) bir özel şirket çalışanı olarak yaptığım trüf benzeri şeylere ne isim vereyim diye düşünürken çıktı bu isim 🙂 Trüf Ponçikleri 🙂 Bence harika da oldu.

Mutfakta harikalar yaratmaya devam ediyorum. Direkt karbonhidrat alımını keseli aylar oldu. Bence harika da oldu. Eşref tabiri caizse tığ gibi bir delikanlı oldu 🙂 Bense işyerinde deli gibi çalışan bir moddan iş sonraları haftada üç gün yine deli gibi spor yapan, eve gelip bir de yemek yapan bir kadın modundayım.

Gelelim Trüf Ponçikleri‘ne. Eşref’ten yine tam not alan, aynı zamanda şirketteki ekip arkadaşlarımdan da iyi puanlar alan bir tatlı bu.

Trüf Ponçikleri

İçindekiler

  • 8 adet kuru incir. 60 gram karbonhidrat içerir.
  • 1 su bardağı süt. 10 gram karbonhidrat içerir.
  • 1 yemek kaşığı Chia Tohumu
  • 10 adet ceviz
  • 2 yemek kaşığı yulaf kepeğini yaklaşık 10 gram karbonhidrat saydım.
  • 1 tepeleme tatlı kaşığı tarçın
  • Hindistan cevizi
  • Kakao

FullSizeRender(26)8 adet kuru inciri ve 1 yemek kaşığı Chia’yı 1 su bardağı süt ile karıştırdım. 2-3 saat beklettim. Bu karışımı rondaya koyup iyice çektim. Aynı zamanda yulaf kepeği ve tarçını da koydum. Ve rondodan geçirmeye devam ettim. Akışkan bir karışım oluyor. Son olarak cevizi de ekledim ama rondoya birkaç kez döndürdüm. Cevizlerin iri kalması için 🙂

 

 

 

FullSizeRender(25)İki ayrı tabağa kakao ve Hindistan Cevizi’ni ekledim. Rondodaki karışımdan iki ceviz büyüklüğü kadar elime alıp Hindistan Cevizi tabağında yuvarladım. Her birini top gibi yaparak şekillendirdim. Topların etrafını Hindistan Cevizi sardıkça karışım daha bir toparlandı. Aynısını kakao için de yaptım.

Trüf Ponçikleri’ni yapma işlemi bitince dolaba attım. 2-3 saat sonra yenilebilecek kıvama geliyor. Ama ertesi gün tadı daha da güzel oluyor 🙂

Toplamda 80 gram karbonhidrat olan bu ponçiklerden 14 tane çıktı. Her biri yaklaşık 6 gram karbonhidrat. Çay ile birlikte harika gidiyor 🙂

Şimdiden deneyen herkese afiyet olsun 🙂

Her zaman söylediğim gibi mutfakta tip-1 diyabetliler için sağlılık var.

Unutmadan; biz yarın 11:00’da Viyana’ya uçuyoruz. Umarım İstanbul’a kar erken gelmez ya da yoğun yağmaz da gidebiliriz.

Çok özledik gökyüzüne umutla bakmayı. Bu vesileyle; gökyüzüne umutla bakacağımız, mutlu, huzurlu, sağlıklı ve insana değer verilen bir yıl diliyorum 🙂

1 4.686 görüntüleme

Kan şekerini yükseltmeyecek gıdalar yemek ister misiniz? Çoğu insan bu gıdaların kan şekerleri üzerinde hiçbir olumsuz etkisi olmadığını ya da çok az olduğunu bilmekte.

Her zaman olduğu gibi yediğimiz besinlerin kan şekerimizin üzerinde bir etkisini olup  olmadığını kendimiz de bulabiliriz. Ve bu besin listesindeki besinlerin de kan şekerinizde etkisini olup olmayacağını da kontrol etmenizi öneririz. Bu kontrolü yapmak için yemek yedikten bir saat sonra kan şekerini ölçmeniz. Yediğiniz besinin kan şekerinizde ne kadar etki yarattığını böylece görmeye başlarsınız. Yine yemek yedikten 2. ve 3. saatlerde de kan şekerinizi tekrar kontrol ederek kan şekerinizin ideal hedef aralıkta olup olmadığını net bir şekilde kontrol etmiş olursunuz.

Sebzeler

  • Kuşkonmaz
  • Fasulye filizi
  • Yeşil pancar
  • brokoli
  • Brüksel lahanası
  • Lahana
  • Karnabahar
  • Kereviz
  • Salatalık
  • Yeşil biberler
  • Marul
  • İlik
  • Mantar
  • Soğan (1/2 su bardağı)
  • Turuncu biber
  • Maydanoz
  • Turp
  • Kırmızı biber
  • Ravent
  • Ispanak
  • Pazı
  • Domates (sadece 1)
  • Sarı ya da yeşil fasulye kabak

Her zaman yiyebileceklerin:

  • Etler
  • Peynirler
  • Yumurta
  • Yağlar
  • Tuz biber

En:

  • Sirkeler
  • Çeşniler

Kaynak: https://www.diabetesdaily.com/downloads/free-foods-grocery-guide/

4 2.566 görüntüleme

Merhaba,

Ben Hakan. 97 doğumluyum. 2008’den beri diyabetliyim. Şu an 18 yaşındayım. Tam 7 yıl oldu.

Diyabete 5. sınıfta yakalandım. Çok su içiyordum. Nerdeyse 6 bardaktı. Ve aynı zamanda çok idrara çıkıyordum. Bu sebepten sağlık merkezine gittim babamla. İlk ölçtüklerinde şekerim 400 çıktı. İlk başlarda psikolojik anlamda ne kadar sorun yaşasam da sonradan sonradan alışıp daha farklı bakmaya başladım.

Şu an pompa kullanalı da yaklaşık 5-6 ay oldu. Daha çok araştırdım. Daha çok bilgi edindim. Bana göre diyabet kendinizin kendinize doktor olduğu danışmanlık ettiği bir süreç. Bu anlamda her şey sizde bitiyor.

Diyabet hakkında öncelikle bu sitede birlik içinde diyabet adına bir şeylerin oluşu ve paylaşılması güzel. Bu gerçekten insanı duygulandırıyor. Bizleri ancak başka bi diyabetli anlayabilir.

Daha önce başıma gelen bir şeyimi sizinle paylaşmak istiyorum. Çünkü bu başka hiçbir diyabetlinin başına gelmemeli.

Bir gün dışarıda annem, babam, ben hava almak için çıktık gündelik. İnsülin pompası kullanıyorum. İnsülin pompası yapışkanıyla çıkıyor. Yanımda yedek insülin de yok. Bu yüzden yeni bir insüline ihtiyaç duyduğumdan eczaneye gidiyoruz. Orada adama insüline ihtiyacım olduğunu söylüyorum ve aynı zamanda yemek saatine yaklaşıyorum. Adam ukala bir şekilde tepki gösteriyor. Ve hiçbir yardımda bulunmuyor. Yani böyle bir durumda siz olsanız ne yaparsınız? Açıkçası kendimi son derece yalnız hissettim. Çünkü adama sadece bu konuda bana yardımcı olmasını istemiştim. Ve tabi insülin alamayınca o gün kan şekerim 300’ü buldu.

bir kere her eczanenin bu konuda bilinçli olması gerekiyor. mutlaka acil durumlarda gelen diyabetlilere hoşgörüyle karşılayıp yardımda bulunması gerekiyor. her eczanede mutlaka yedek insülinlerin bulunması gerekiyor. Çünkü ne olursa olsun adam belki diyabete yeni yakalanmıştır. Belki bilinçli değildir. Ona nazik ve hoşgörüyle yaklaşılmalı.

Bunu sizlerin daha iyi anlayacağını düşündüğüm için paylaşmak istedim. Ve bimeniz gerektiğini düşündüm. Çünkü aynı durumun başka birine yapılması gerçekten üzücü. Ama bizler diyabetliler olarak bir olduğumuzu unutmayalım.

sevgiler.

Hakan Çelen

13 3.317 görüntüleme

Merhaba Ben ,

19 yaşında, 11 aydır tip-1 diyabetim

Diyabetle ilgili araştırmalar yaparken sitenize  rastladım. Üye olmaya veya yorum atmaya  çalıştım ama olmadı. Ben de burdan yazmak  istedim.

11 ay önce  öğrendim hastaligimi ve öğrendiğim gün direkt acil yatisim yapıldı.  869  ile hastaneye  yattım  ve  her doktordan  direncimin çok yüksek olduğu söylendi.

Çoğu hasta bu ölçümlerde komada olabildiğini duydum ve 11 ay olmasina  rağmen  hala diyabetle barışık biri olmayı bi türlü  basaramadim. Her defasında yeniden  denemek istesem de bi yerde pes ediyorum. Sitedeki  yorumları, paylaşımları okudukça  ben de kendi mi anlatmak istedim sitede.

Diyabetle barışık insanları görünce  kendimin de bi gün o düşüncede olmamı  çok  istiyorum. Çok fazla  karamsar ve cok herseyi  kafaya takan bi yapım var. 11 ay bana 11 sene gibi  geldi. Sanki hayatım çok fazla değişti. Çok içine kapanık oldum. Bu site sanki bana iyi gelcek gibi hissettiğim için  burdayım.

Her şeyi çok güzel düşünmüşsünüz. Umarım  ben de diyabetimle barışık biri olurum.

Simge