Bu sırada geçen sonbaharda 20 tip -1 diyabetli kişi Boston Üniversitesi doktoru Damioano tarafından yönetilen Beacon Hill adlı bir çalışmaya katıldılar. Beacon Hill Boston’da katılımcıların test boyunca kaldığı tarihi bir şehirdir. Bu testte Damiano yapay pankreası kullanmıştır. Damiano diyabet kamplarında da benzer çalışmalar yapmaktadır.
Beacon Hill çalışmasındaki katılımcılar 3 mil gibi geniş bir alana sahiptiler. Katılımcıların gece 11:00’den sabah 07:00’ye kadar odalarında olmaları gerekmesine rağmen hemşirelerin görüş alanında ve kontrolde idiler. Bu kısıtlamadan hariç canları istediğince yiyip içebilir ve istediklerini yapabiliyorlardı. Scolnik bu fırsatı kullanıyordu. Ve bu cihazın neler yapabileceğini görmek istiyorum diyordu. Kan şekerime etkisini bildiğimden dolayı yemediğim bazı yiyecekler vardı diyor. Yapay pankreas ile makarna, 4 gün üst üste patates kızartması, gece geç saatte Çin yemeği ve sundea dondurması yedi ve kendini yemekten alı koyamadı. Her yemekten sonra kan şekerini ölçtüğünde yüksek olduğunu ancak hemen tekrar geri düştüğünü söyledi. Elbette amaç abartılı ve obur bir şekilde yemek değildi. Ancak cihaz büyük bir mücadeleye hazır olmalıydı. Doğru çalışıp çalışmadığını da bol karbonhidratlı ve yağlı büyük yemek öğünleriyle görebileceklerdi.
Bu sistemin diğer birçok yapay pankreas çalışmasından farklı yanı ikinci eklenmiş bir hormona (glukagon ) ve ikinci bir pompaya sahip olması. FLOREN zaten çoktan pompa ve sensör taktığı için 2’den 3’e çıkmanın zor olmayacağını söylüyor. İğne kullanan birisi için bu sistem çok robotik görünebilir. Elbette çocuklar vücutlarında 2 pompa ve bir sensör için yer bulmakta zorlanacaklardır.
Damiano insan doğası gereği ikinci bir hormonun olması gerektiğine inanıyor. Çünkü insülin verildikten sonra geri alınamıyor. Ve kendisi pankreasın hipoglisemiden kaçmak için glukagona güvenerek insülin üretme konusunda evrimleştiğini belirtiyor.
İki hormonlu pompanın önündeki ana engel glukagon hormonun şu anki şekli. Toz halindeki glukagon enjekte edilmeden önce su ile karışmalı ya da ve demlenmelidir. Ancak çözüldükten sonra raf ömrü çok kısa. Beacon Hill çalışmasında hemşirelerin katılımcıların glukagon pompalarındaki glükoagonu günlük olarak değiştirdiler. Damiano “Bizim ihtiyacımız olan bir kaç gün boyunca sağlam kalacak olan glukagon ” diyor. Glukagonun daha sağlam halleri üretildi. Mesela XERİS isimli firma sağlam versiyonda bir glokagonu diyabetli domuzlarda 3 günlük olarak denediler. Sonuçlar ümit verici idi. Vve çalışmadaki katılımcıların umutlarını da arttırıyordu (Hatırlarsanız Eda Hanım ile yaptığım Skype görüşmesinde yeni bir glukagon üretilmeye çalışıldığını vurgulamıştı.).
YAKIN GELECEKTE OLACAK GELİŞMELER
Yapay pankreas prototipi var olan pompa ve sensorlerle birlikte beraber yol alıyorlar. İnsülin iletimindeki hız artırımına ihtiyaç var. DOYLE hands free yapay pankreas ile sıkı kontrol sağlamak için ihtiyaç olan şeyin hızlı etki eden insülinin olduğunu söylüyor. Bunun sebebi yapay pankreasın sensör dökümlerine göre insülin dozunu hesaplamasıdır. Bu okumalar kan şekerindeki ani değişikliklerin gerisindedir. Kan şekeri yemekten sonra kısa bir zaman diliminde yükselir. Şu anki var olan insülin versiyonları kan şekerinin yükselmesini önlemeleri için çok kısa bir ömre sahipler (Hatırlarsanız Eda Hanım ile yaptığım Skype görüşmesinde şu anki insülinleri Murat 131, istedikleri insülinlerin ise Mercedes gibi olması gerektiğini vurgulamıştı.).
Doyle daha hızlı etki eden bir insülin üzerinde çalışıyor. Emilim özelliği arttırılmış bir versiyonu Mannkind şirketi tarafından yapıldı. Bu halen klinik deney aşamasında. Şu an kabataslak olan bir çalışmada emilim özelliği arttırılmış bir insülin yapay pankreas ile kombine edilip denendi ve kan şekerinin fırlamasını engelledi. Daha hızlı harekete geçen, aynı görevi görecek şekilde enjeksiyonluk insülinler de yolda. İnsülini daha hızlı yapmanın bir diğer yolu ise dolaşım sistemine daha hızlı aktarımı sağlanması. Böylece hızlı bir şekilde etki edebilir. Bunu karın bölgesinden aktarmak için Roche’un ürettiği DİAport isimli cihaz kullanılıyor. Bu insülini cilt altına veren pompadan veya enjektörden daha hızlı bir şekilde dolaşım sistemine aktarıyor.
Diaport yerleştirilmiş pompa kullanan bir insan kan şekerini % 47 oranında kan şekerini istenilen oranda tutmayı başardı. Pompa kullananların % 23 oranında istenilen hedefi yakalaması iki sonucun karşılaştırmasında büyük fark ortaya çıkarıyor.
Yapay pankreas sensör ( CGM) teknolojisinin gelişmesinden de büyük fayda görebilir. Şu anki sensorlar değişken birimlerle kan şekerini vücıt hücrelerini kaplayan deri altı sıvısından ölçüyor. Bu ölçüm kan şekerine reflekte olurken kan şekeri yükselimi ve hücresel sıvı içerisindeki kan şekeri miktarında bir zaman geriliği var. Daha iyi, doğruluğu olan bir sensör yapay pankreasın etkisini arttırabilir.
Ne olursa olsun yapay pankreas ya da biyonik pankrasın bu şekli ile tip-1 diyabetli insanların umudunu yükseltiyor. Scolnik “Ben 10 yılda tedavinin çıkacağını duymuştum ve şimdi o ışığı görüyorum” diyor. Damiano ve Doyle insanlar bunun sınırda ve yolun sonunda olunduğunu bilmesi gerekiyor diyor. Yapay pankreas 3 ya da 5 yıl içinde marketlere olacak.
Bu Damino’nun oğlunun üniversiteye gittiği zaman olacak.
(Kaynak: diabetesforecast.org, Çeviri: Mustafa Çalışkan)
Konuyla ilgili benzer yazılar
Yapay Pankreas İle İlgili Yeni Çalışmalar-Bölüm1
Yapay Pankreas İle İlgili Yeni Çalışmalar-Bölüm2
http://www.tazehaber.com/haber.php/372940/yapay-pankreas-hazir bu haber üzerine aklıma düştü sabah sabah. 🙂 henüz geçen haftanın haberi olduğu için acaba mı dedim? eda cengiz’in çalışmaları da aklımda 🙂
teşekkür ederim. iyi günler.