Türkiye’deki Gıda Oyunları

Sizden GelenlerTürkiye'deki Gıda Oyunları

GDOSizlere Tatilimizin Kritiği yazımızda bahsetmiştim. Türkiye’de olan ve yediğimiz bazı besinlerin aynısını Paris’te yediğimde aradaki farkı özellikle anlatmıştım.

Bana gelen ve kendisi de diyabetli olan bir takipçimiz bana bir mail göndermişti. Bloğumuzda yayınlayacaktım ama unuttum. Ne zamanki Paris’te yaşadıklarımız bu maili bana hatırlatınca sizlerle bu maili paylaşmak istedim.

İnanın insan her okuduğunda, her araştırdığında ya da her deneyimlediğinde yediği besinleri ya da kullandığı ilaçların kökenini sorgular oluyor. 

Merhaba Esra Hanım,

Diyabetli kendini bilmeli. Doktorların eline kaldıysa vay ki vay. 48 yılı geçkin bir süredir diyabetli olmama rağmen kalıcı bir hasarı henüz vücudumda görmüyorum. Zaman zaman kontrol için damar, göz, böbrek gibi kontrollerimi de yaptırıyorum. Sonuçlarım iyi çıkıyor.

Tesadüfen DiyabetimBen sitesine üye oldum. Devamlı izliyorum. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında veteriner hekim olarak çalışıyorum. Bakanlığımız 2004 yılından bu yana gıda denetiminde yetkilendirildi. Ancak üzüldüğüm konu da şu. Halkımızı beslenme ve gıdaların seçimi konularında yeteri kadar bilgilendiremiyoruz. Gıda teröristleri engel oluyorlar.

1994 yılından bu yana AB ülkelerinden gelen gıda denetimcileriyle yılda birkaç defa yapılan toplantılara, karşılıklı görüş alışverişlerine katıldım. Avrupa Birliği’nde de gıda konusunda uyum yok. Her ülke kendince yaptırımlar uyguluyor. Örneğin; Almanya ve Yunanistan GDO lu ürünleri üretmiyor ve ülkelerine sokmuyorlar.

Oysa bizde öyle mi? En başta mısır üretimi… Tamamen GDO lu üretiliyor ve hayvan yemi olarak kullanılıyor. Ayrıca mısır yağı olarak mutfağımıza giriyor. GDO lu üretilen tüm gıdalar ne yazık ki değişime uğramadan ya da uğrayarak bizlerin de vücutlarına giriyorlar. “Direkt etkileri ya da yan etkileri ne zaman ortaya çıkacak?” Bu sorunun yanıtı henüz bilinmiyor.

AB yetkilileri (ki bende aynı görüşteyim) günümüzde artış gösteren kanser olaylarının en önemli etkenlerinin çevre kirliliği yanında gıdalarda yapılan organizma genetiğindeki değişiklikler olduğu görüşündeler.

Bu arada onlardan öğrendiğim bir konu da şu; ki buna sevineyim mi bilemiyorum. Kullandığımız insülinler tamamen GDO lu üretim. Çok yoğun kullanıldığında kanser yapacağına dair bir söylenim de aramızdaki konuşmalarda geçmişti.

GDO lu , hormonlu ve ilaçlı ürünlerden uzak duralım diye yazmıştım. Tek bir örnek vereceğim size; evinize muzu hiç sokmayın. Denetmen ziraat mühendisi arkadaşlarım muzun üzerinde muazzam oranda kalıtsal tarımsal ilaçları bulunduğunu söylüyorlar. Yıkamakla ya da bekletmekle bu kalıntılar uçup gitmiyor ne yazık ki. (Görsel kaynak: tarimsalbiyoteknoloji.com )

6 YORUMLAR

    • Dilek Hanım,

      Bu konuyu Oğuzhan Bey’e soracağım. Gerçekten GDO var mı yok mu diye?

      İnsülinlerin menşeileri doğru ama ha oradan ha buradan olsunlar. Önemli olan içerisinde ne olduğu.

      Bu arada bir röportajdan alıntı yapıyorum.

      GDO’nun olumlu yanı yok mudur?

      Var. İlaç üretiminde başarı ile kullanıldığı alanlar var. Mesela insülin gibi. Ancak ilaç kullanımı ile bitkilerde kullanımı arsında bir fak var. İnsülin; sadece ve sadece şeker hastalarına uygularsınız ve bunu size doktor verir. Dozunu doktor ayarlar. Bir takım anormallikler olmasın diye hasta her zaman kontrol altındadır.

      sevgiler

  1. Esra Hanım,

    İnsülinler gdo lu ise ben günde 5 defa kendime gdo mu enjekte ediyorum? Moralim bozuldu sabah sabah:( Bir de oğlum muzu çok sever:( yerli muzlarda da mı var acaba gdo?

    Sevgiler

  2. çok sevdiğimiz domatesler bile gdo luymuş artık ne yiyeceğimizi şaşırdık herşeye katkı maddesi doğal yiyceklerde bile gdo çıkıyor

  3. GDO genetigi degistirilmis demek….. insulinin genetigi degistirilmis tabikide o yüzden bazilari cok hizli etki ediyor. aminosaureleriinin yerleri degitirilmis. Bu bakimdan Genetik bilime hepten hayir diyemeyiz. ama yiyeceklerimizde GDO ya kesinlikle hayir demeliyiz. dah demin misirla ilgili birsey buraya yazdim. simdi bunu okudum. Harika bir yazi süpersiniz!!!!! Muz konusundada su var genetigiyle oynanmamis muz almanyada bulabiliyorsunuz. o büyük muzlar degil bunlar minnacik muzlar… hani eskiden ülkemizde Antalyada muz sevilmezdi Kücük diye… ya ben bir muz aldim suuuu kaaadarrr kocaman derdik … yerli gün haftasi vardi eskiden okullarimizda hala varmi acaba? herseyi mevsiminde ve ülkesinde yemek lazim bence… ne Kadar uzakta üretilmis birsey su anda evimizde tüketirsek o Kadar GDO lu yada ilacliolma olma olasiligi var. Taze olmasi icin. Ben artik Kücük üreticiyi tercih ediyorum . cevremdeki köylülerden alisveris yapiyorum. Tamam benim icin zor cünkü alisveris mesefem uzak, pahali ama degiyor dogrusu aradaki farki hemen insan fark ediyor. birde bunca sey yazdiktan sonra ben birde Pilic konusuna deginmek istiyorum. artik Pilic tavukmu diye sormaya gerek yok sanirim… nerde bizim eski köy tavuklarimiz…. nerde o tavuklar… o sari etimiz Beyaz olmayan…..cok karman Corman yazdim umarim okuyanlar anlar ne demek istedigimi….kusura bakmayin artik
    sevgiler

Dilek Tokel için bir cevap yazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: