Tip-1 Diyabetli Olmak COVID-19’a Yakalanacağımız Anlamına Gelmiyor!

Haberler&GelişmelerTip-1 Diyabetli Olmak COVID-19’a Yakalanacağımız Anlamına Gelmiyor!

Tip-1 Diyabetli Olmak COVID-19’a Yakalanacağımız Anlamına Gelmiyor!

JDRF’in hazırladığı bir yazıyı kendi yorumlarımla derleyip sizlerle paylaşmak istedim. Bu yazının her paragrafı çok kıymetli.

Yapılan araştırmalar ve mevcut verilere göre tip-1 diyabetli bireylerin COVID-19’a yakalanma riski diyabetli olmayan bireylere göre daha yüksek değil. Daha duyarlı olmadığımız gibi YÜKSEK RİSK GRUBUNDA OLMADIĞIMIZ DA vurgulanıyor.

Özellikle tip-1 diyabetini iyi yöneten birisi COVID-19’a yakalansa bile komplikasyon geliştirme riskinin daha yüksek olmadığı da belirtiliyor.

En yüksek risk grubunda olan kişilerin ise kan şekeri sürekli yüksek seyreden ve kalp veya akciğer hastalığı gibi ikinci bir kronik yaşam şekilleri olan kişiler olduğu söylenmekte.

Ki zaten COVID-19’un astım, KOAH, akciğer ve kalp hastalığı olan kişilere daha çabuk bulaştığını birçok kaynaktan okuyabiliyoruz.

Kan şekeri ve keton kontrolleri normalden biraz daha fazla yapılabilir.

Özellikle ev koşullarında da olduğumuz bu dönemde yemek yeme isteği normale oranla fazlalaşmış olabilir. Veya ateş, kas ağrıları gibi ağrılarınız da olabilir.

Tüm bu sebeplerden ötürü kan şekeri ve keton kontrolünü 4 saate 1 yapmak öneriliyor. Keton bakma şansınız yoksa kan şekeri takibini normale oranla biraz daha arttırabiliriz.

Medtronic Guardian Connect, 640G’nin sensörü ve Dexcom gibi sürekli glikoz ölçüm sensörleri kullanıyorsanız da sensör glikoz değerlerinize bu dönemde biraz daha sık bakıp, kalibrasyonlar dışında, birkaç kez de parmaktan kan şekeri ölçümü yapmak iyi olabilir.

Diyabetik Ketoasidozun Belirtileri Arasında Grip Benzeri Semptomlar da Var

Yorgunluk, ağrı, bulantı, kusma ve karın ağrısı gibi belirtiler COVID-19’un belirtilerini düşündürtse de, bu tarz belirtiler yaşadığınızda öncelikle kan şekeri ve keton kontrolü yapmanız gerekecektir. Diyabetik ketoasidoz olasılığını elimine etmek lazım.

Tekrar etmek gerekirse bu tarz belirtiler olduğunda COVID-19’a yakalanıldı paniğinde olmamak gerekiyor.

Doktora Gitmeden Alacağınız Veya Sürekli Kullandığınız İlaçların Yarattığı Etkilere De Dikkat Etmek Lazım

  • Dekonjestanlar gibi ilaçlar kan şekerini yükseltir. Bu ilaçlar hakkında daha detaylı bilgiye http://www.anadoluissagligi.com/img/file_1695.pdf linkindeki yazıdan ulaşabilirsiniz.
  • Ağrı ve ateş düşürücülerin etkilerinin de farkında olmak gerekiyor.
  • Yüksek dozlarda aspirinin kan şekerimizi düşürebileceğini bilmemiz lazım.
  • Asetaminofen yani Parasetemol, CGM’lerin doğru çalışmasını engelleyebilir veya doğru okuma yaptırmayabilir. Bu etken maddeli ilaçlar kullanıldığında sensör glikoz değeri ara ara parmaktan kan şekeri ölçümü ile teyit edilmelidir. Bu gruptaki ilaçlara örnek: Calpol, Minoset, Paracetamol, Parol vb.
  • İbuprofen (nonsteroid antiinflamatuarlar) etken maddeli ilaçlar ise insülinin hipoglisemik etkisini arttırdığı bilinmektedir. Bu etken maddeli ilaç kullanıldığında hipoglisemi yaşama olasılığını düşünerek yine sıkı bir kan şekeri takibi gerekmektedir.

Önemli not: Yukarıdaki bahsettiğimiz etken maddeli ilaçları kullanmak zorunda olan kişiler varsa doktorlarının da görüşünü alarak tedavilerine devam etmelidir.

Umarım Kimsenin Başına Gelmez Ama Olası Karantina Riskini Düşünerek Hazırlıklı Olmamız Lazım

Tip-1 diyabetle ilgili kullandığımız her şeyin elimizde olduğundan ve bir süre bizi götürebileceğinden emin olmamız gerekiyor.

Elbette panik yapmamamız lazım ama tedbiri de elden bırakmamak gerekiyor.

Belirtiler

Yetişkinlerde gözlemlenebilecek;

Altı saatten fazla kusma veya ishal, nefes darlığı, birkaç gün süren ateş, yüksek keton seviyesi, kusma ve ishalle birlikte hipoglisemi atakları vb.

Çocuklarda gözlemlenebilecek;

Nefes almakta zorluk varsa veya dudakların rengi mavileşmişse, iştahsızlık, şiddetli kulak ağrısı ve uykusuzluk vb.

Yardımcı kaynak: https://www.jdrf.org/coronavirus/

2 YORUMLAR

  1. Esra hanım Merhaba

    Kişisel olarak Tip1 diyabetin çözümünün olduğunu düşünüyorum önümüzdeki 5 6 ay kadarlık süreçte beslenmeme cok dikkat ederek bu hastalığı yeneceğime inanıyorum. Yapılan bir araştırmada 50 tip 1 diyabet hastasında saptanan bulgu Bağrısaklarındaki probiyotik mantarının az olduğu yöndeymiş. Bağrısak problemi bütün hastalıkların temeli olduğunu düşünüyorum, 8 senedir tip1 diyabet hastasıyım, bu süreçte Guatr hastalığınada yakalandım. Daha doğrusu Hasimato. TSH im 100 dü doktorum fark ettiğinde. bana ömür boyu kullanacağım bir ilac verdi. eutrox gibi bir ismi vardı. bu ilacı kullanmaya başladım insülin gibi bunuda ömrümün sonuna kadar kullanacaktım kabullenmiştim. Babam saolsun Tip1 diyabet içinde coook uzunca bir süre dolandırıcılara para kaptırdı :)) Sonrasında TSH için İbrahim saraçoğlunun Dereotu kürünü denememi istediler. ben ısrarla hepsi yalancı boşver dedikce iNANMAYA İNANMAYA bu kürü denedim. 2 ay sonunda ilacı bıraktırttı doktor. Ömür boyu kullanılması gereken bu ilacı bıraktım. İlaç sanayisi gerçekten sahtekarlıktan ibaret. insanları bağımlı yapıyorlar. neyse yazım biraz uzun olacak konuyu saptırmayayım. bu dolandırıcılar arasında İbrahim Gökçek denen bir beyefendide vardı.. bana göre tabiiki dolandırıcı olmuştu! cünkü ilacları işe yaramadı ve beni tip 1 diyabetimi iyileştiremedi! ozamanalar bana kurdugu su cümle hiç aklımdan gitmiyor. bütün hastalıkların anası Bağrısaklar, orada oluşan mantarlar yüzünden insanlar çeşitli hastalıklarla karşılaşıyor.. peki ilacları işe yaramadı zaten! yalan! dedim bir süre sonra kendi kendime. aradan 4,5 sene kadar zaman geçti. şuan yaklaşık 1 senedir gaz problemi yaşıyorum. son 2 aydırda dilimde beyaz pamukcuklar cıkmaya başladı, Saçlarım dökülüyor, kaşıtı basıyor vucudumu, Kurdeşen gibi. Şimdi topluyalım mı hastalıkları? Tip1 diyabet,, Allahın emri 🙂 Haşimato Kurdeşen Saç dökülmesi, deride döküntüler, Ağız pamukcuğu, bağrısak problemleri.. bayağı bir arttı liste.. Uzun süredir iyileşmek için değişik yollar arıyorum. Beyin gücü ile iyileşme yollarını kovalıyorum. bakın size şunu söyliyeyim, Birşeyi 50 kere derseniz olur. ben bu hastalığı yeneceğimi 50 kere dedim. ve çeşitli imgeleme calısmaları yaptım. Çekim yasası diyorlar bunada.. Aratırsanız Youtubede çeşitli videolar bulabilirisniz. yaklaşık 25 30 gündür bunu gerçekten yapıyorum. ve inanıyorum ki beynim bana bu gücle bu hastalıktan kurtulmamın yolunu gösterdi. cünkü çekim yasası içinde denen şey aynen şu. Ferrari istiyorsunuz ama ferrari direkt size gelmeyecek, siz istedikce bir şeyler olacak.. ve o gelecek.. evet işte sanırım o şey oldu. ilaç sanayisinin insanları kendine bağlamak için yapmış olduğu oyunun farkına vardım! http://www.yenisoz.com.tr/tip-1-diyabetin-sebebi-de-bagirsak-bakterileri-cikti-makale-19219 bugün karşılaştığım kaynak bu. Bağrısak floramı düzeltip buı hastalığı yeneceğime inancım tam. cünkü beslenmemi düzene sokunca. saç dökülmem düzeliyor, cildim düzeliyor, hasimatomda olumlu etkiler olusuyor. Neden pankreasımda da bu reaksiyon durumu olmasın? 5,6 ay gerekirse 1 sene bu çalışmayı yapacağım. glutenden mümkün mertebe cok uzak, paketlenmiş gıdalardan uzak sebze ağırlıklı bir yaşam süreceğim. bu süreçte probiyotik takviyeleri alacağım. ve ben. inanıyorum, sonunda bu hastalıktan iyileşeceğim..

    Eğer iyileşirsem, sizlere adım adım neler yaptığımı anlatacağım 🙂 hepinize sağlıklı mutlu günler..

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: