Kan Şekeri Ölçümü
Geçtiğimiz cuma gününden bu yana kan şekeri ölçümü cihazımda aklımın almadığı garip sonuçlarla karşılaştım. Nasıl mı oldu? Şimdi bildiğiniz üzere ben 2002 yılından bu yana diyabetli (şeker hastalığı) olup, ilk kan şekeri ölçüm cihazım Accu-chek Active idi. Bursa’ya gitmiştik abimle diyabetle tanıştığımız ilk günlerde. Orada satın almıştık. Fiyatı 70 TL idi. Ardından 2010 yılından bu yanan da Performa Nano.
Yani kısaca diyabetim Roche ile büyümeye başlamıştı. Ve halen büyümeye devam ediyor.
Cuma günü sabah saat 08:15 gibi servisteyim. Ben ya sabah kalkar kalkmaz ya da servise biner binmez kan şekerimi ölçerim. Serviste parmağımdan kanı çıkardım ama stribin 4’te 3’üne geldi. Ama yine de sonucu ölçtü. 74 mg/dL gibi bir sonuç çıkardı. Sonra aklıma bir aralar birilerinin söyledikleri geldi. Kimler söyledi hatırlamıyorum. Stribin az bir kısmı kan ile dolup cihaz ölçüm yapsa bile çıkan kan şekeri sonucu düşük olurmuş. Bu şüphe ile tekrar aynı parmaktan kanı çıkarıp stribe değdirdim. Ölçüm sonucu 156 mg/dL gibi çıktı. %10-15 kabul edilebilir bir sapma olsa da yarı yarıya sapma kabul edilemez. Birkaç kez daha kan şekeri ölçümü yaptım ama o değerler 70-90 mg/dL arasında devam etti.
Ercüment Bey ile görüştük. Ve gün içerisinde benim şirketime geldi ve cihazımı kontrol solüsyonları ile denedik. Solüsyonlara göre cihaz doğru ölçüyor. Ben içim rahatlamış cihazı kullanmaya devam ettim. Akşam evde Eşref ile sohbet ederken Ercüment Bey ile görüştüğümüzü ve yaşadıklarımı anlattım. Ve o anda kan şekerimi ölçüyorduk. Gel birkaç kez ölç dedi. Her kan şekeri ölçümü bir felaket. 30 mg/dL ile 360 mg/dL arasında değişen kan şekeri sonuçlarını gördüm. O anlarda şunu düşündüm; kan şekerimi ilk ölçtüğümde 360 ölçseydim. 110 mg/dL’ye düşürmek için ek doz 5 ünite yapmam gerekecekti. Ama kan şekerim aslında 90’larda. Peki 5 ünite yaptığımda neler olacaktı? Artık sizler tahmin edin. Hipoglisemi atağının en ağırı ile karşı karşıya kalacaktım. Ayrıca evde farklı cihazlar da var ama strip yok. Elimde yedek cihaz olarak Performa Nano da yok. Gecenin 23:00’ı Ercüment Bey’i aramak zorunda kaldım. Görüştük ama çözüm üretemedik. Telefonda da konuştuğum sürede her ölçümde farklı sonuçlar çıkıyor. Bir ara farklı bir strip kutusu ve çipiyle deneyelim dedik ve denedik. Yeni kod çipi ve striplerle çıkan kan şekeri sonuçları birbirine oldukça yakın. Rahatladık.
Ertesi gün yani cumartesi günü benim içimde yine şüphe yok. Herşey yolunda. Ama pazar günü okuldan çıkıp Eşref’i evden aldım. Dışarıda işimiz vardı. Bir trafik ışıklarına Eşref’e; ben iyi değilim, kan şekerime bakalım’ dedim. Hipoglisemi yaşıyorum ve tüm belirtiler var ama ölçüm cihazı ilk ölçümlerde öncelikle kan şekerini normal gösterdi. Sonrasında yüksek ve sonrasında 50’lerde göstermeye başladı. Ve en sonunda kan şekeri ölçümü 40-50 arasında çıkmaya başladı. Yani aslında hipoglisemi yaşıyorum. Ama cihaz ya herşeyi normal gösteriyor ya da hiperglisemi gösteriyordu.
Nöbetçi bir eczaneden Optium Xceed’in striplerinden aldık. 12 senelik Roche kullanıcısı ben ilk defa kendi paramla farklı bir strip satın aldım. Neyse ki kimse görmedi 🙂 Evde biraz daha rahatlamış bir şekilde bu cihazı kullanmaya başladık.
Bugün Roche’tan Ürün Müdürü Yaprak Hanım ile görüştüm telefonda. Önce Halit Bey aradı. Ki kendisi de Ürün Müdürü. 16 Şubat’taki etkinliğimizde Roche adına sunum yaptığını hatırlarsınız diye düşünüyorum o günkü etkinliğe katılan arkadaşlarım. Yaprak Hanım ile görüştürmek istediğini söyledi.
Yaprak Hanım ile takriben 30 dk sürdü görüşmemiz. Bana bazı önemli tüyolar verdi. Umarım benim gibi sizlerde bunları dikkate alırsınız.
- Eğer cihazın ölçümünden şüphe ediyorsanız sürekli aynı parmak ve delikteki kan ile ölçüm yapılmamalı (Ben hemen hemen öyle yapmıştım.). Gerekiyorsa 10 parmaktan farklı ölçümler yapılmalı. Eğer hepsinden çıkan sonuçlara bakıldığında %10-15’ten fazla sapma varsa cihazda bir hata var denilebilir.
- Kan şekeri ölçümü yaparken ellerimiz temiz olmalı. Mesela ılık su ile ellerimiz sabunlayıp yıkayarak ve iyice kuruttuktan sonra ölçüm yapmalıyız. Ama her zaman gidip el yıkayamıyoruz. Ki ben toplantıda ya da müsait bir ortamda değilsem; el yıkamak ve hatta ilk kanı silmek aklıma dahi gelmiyor.
- Parmaktan kanı sıkma aşamasında ise kafama yatan bir sıkma süreci var. Her bir parmağımızın iç kısmı 3 bölümden oluşuyor. 3 ana çizgi var. 1’si tırnağa yakın uç kısım, diğeri orta kısım ve diğeri ise avuç içimize yakın son kısım. Parmağımızı deldik. Deldiğimiz yere bastırarak kanı çıkarırsak kan birden çıkacak. Ama bu kanın yapısı düzgün olmayacak. Çünkü daha fazla serbest glükoz molekülü açığa çıkmış olacak. Bu durumda kanın yapısı değişeceği için çıkan sonuç yanıltıcı olabilir. Ama eğer parmaklarımızda bahsettiğim 3 bölmenin en sonundaki yani avuç içine yakın kısmından parmak ucu yönünde sıvazlayarak ve orta kısmı da hafiften geçerek parmak ucu ya da kenarlarından kanı çıkarırsak daha sağlıklı ölçüm sonucu alabiliyormuşuz. Unutmayın. Deliğe yakın yere kesinlikle basınç uygulamıyoruz. Oraya gelmeden yani parmağın orta kısmını geçip kan gelmeye başladığında kanın çıkışını izlemek en doğrusu.Özellikle belirtiyorum; sadece parmak ucu ya da kenarlarından kan çıkarmalıyız. Diğer kısımlar parmak ucundan ya da kenarından kan çıkması için sıvazlanacak bölgelerdir. Biraz karışık gibi görünse de yapmak lazım (Sizin için Eşref elimin fotoğrafını çekti. Ve ben de 3 bölüm derken nerelerden bahsettiğimi size oklarla gösterdim.) . Ama tekrar toparlamak gerekirse; parmağı deldikten sonra ikinci boğumdan parmak ucuna doğru (ancak delme yerinin üzerine veya çok yakınına gelmeyecek) olacak şekilde sıvazlanmalı ve kan örneğini elde edilmeli. El ayasının parmakla birleştiği yerden başlayarak sıvazlanması da tavsiye ediliyor. Kişi parmaklarını ılık ve sabunlu suyla yıkarsa, kan dolaşımı artacağı için, parmak delme işleminden sonra parmak ve ayanın birleştiği yerden başlayarak sıvazladığında istenilen kan miktarını kolayca elde edebilir.
- Bir de ilk çıkan kanı silip diğer kanla ölçüm yapılmalı. Benim gibi ara sıra unutmamalı.
Diyeceksiniz ki hata sende miydi? Tamamıyla ben de değildi elbette. Ama kontrol solüsyonlarıyla yapılan arka arkaya ölçümlerde dahi cihazın hatalı olmadığı görünüyor. Ama bence hatalı. Çünkü cihaz ara ara hata veriyor ve sapıtıyor. Neticede elimde şeker olmadığı sürece ve ben her ne kadar kötü bir şekilde kanı çıkarıp ölçsem bile bu kadar büyük sapmalar olmamalı. Bu sebeple de cihaz standart prosedürler gereği yurt dışına kontrole gönderilecekmiş. Bununla beraber ölçüm yaptığım ve kullanımına devam edemediğim stripler de dahil. Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak.
Bu arada bugün Ercüment Bey öğlene doğru geldi. Toplantı masasının üzerinde yeni cihaz Active, yeni cihaz Performa Nano ve bana Abbott tarafından hediye edilen Optium Xceed ve hatalı olduğunu savunduğum Peforma Nano var. Yaprak Hanım ne derse biz Ercüment Bey ile hemen harekete geçip sürekli ölçüm yapıp durduk hem benim parmak kanımla hem de kontrol solüsyonları ile. Parmaklarım delik deşik. Baktıkça şu 3 günü hatırlayacağım.
Ercüment Bey bana eski emektarım Roche Active’den (Eskiden mavi idi. Şimdi siyah olmuş.) ve yeni nesil Performa Nano’dan verdi. Yeni nesil gelişse de ne varsa eskilerde var 🙂 Neticede artık benim de standart bir diyabetli gibi aynı firmanın cihazlarından 2 tane var 🙂
Ama şunu da unutmadan söylemem gerekir ki SEVMEDEN OLMAZ. Ercüment Bey inanın bu işi bence severek yapıyor. Sakinliği, iletişimi, yaklaşımı ve özellikle stresli bir ortamda ekstra gösterdiği pozitif yaklaşımı ile bence oldukça zor bir işi başarıyor.
Ben tekrar özellikle Ercüment Bey’e, Halit Bey’e ve Yaprak Hanım’a çoook teşekkür ediyorum. Ama en kısa sürede Yaprak Hanım’ı bir öğle yemeğine davet edeceğim. Öğrenmem ve sizlere aktarmam gereken çok konu var bence 🙂
Herkese merhaba…Kan şekeri ölçümünde dengesizlik ve soruna yol açan 3 önemli faktör vardır:
1-) GLUKOZÜRİ: Çoğu diyabetli bireyi ters köşeye yatıran ana faktördür..Kan şekeri 180 mg/dl seviyesini geçince renal tübüllerden geri emilemez ve idrara geçer..İdrarla atılmaya başlar..Renal eşik seviyesi kişiden kişiye değişir..Bazı kişilerde 140 mg/dl seviyesine kadar inebilir..Yaşlılık, böbrek enfeksiyonları vb gibi faktörler renal eşik seviyesinde değişkenliklere sebep olur..
Diyabetli biri hiperglisemi durumunda insülin enjekte edene kadar kan şekerinin bir kısmı idrara geçebilir ve kan şekerinde anlık düşüş meydana gelebilir..Bu durumda enjekte edilen insülin, kan şekerinde hesaplanan düşüşten çok daha fazla bir düşüş yaratıp hipoglisemiye yol açabilir..
O yüzden böbrekten hızlı davranmak ve insülini en kısa sürede enjekte etmek gerekir yemek zamanları..Bu arada belirteyim diyabetik nefropati, diyabete bağlı nefritler, kronikleşen sistitler ve buna bağlı renal sistem enfeksiyonları böbrek kaybı ve böbrek yetmezliğinin ana nedenini teşkil eder..Tüm bu böbrek sorunlarının esas nedeni glukozüridir..O yüzden glukozüri kesin olarak engellenmelidir..İnsülin doğru ve zamanında kullanılmalıdır..Kan şekeri mutlak suretle 140 mg/dl seviyesinin altında tutulmalı ve arada kaçaklar olsa da 180 mg/dl seviyesini geçmesine izin verilmemelidir..İyi planlanmış bir diyet ve doğru insülin uygulaması ile bu hedefe kolayca ulaşılabilir.
2-) ARTERYEL KAN GLUKOZUNUN DAĞILIMI: Özellikle kan ve içinde barındırdığı glukozun tüm vücuda dağılımı ciddi farklılıklar gösterebilmektedir..Her dokunun kan, oksijen ve glukoz ihtiyacı farklılık gösterdiğinden kan şekeri, vücudun bazı yerlerinde görece olarak daha yüksek bazı yerlerinde görece olarak daha düşük olabilmektedir..Parmaklar arasında bile ölçüm farklılığı olabilmektedir..
O yüzden bu tür ölçüm dengesizlikleri belli oranda normaldir..Tabii aşırı olmamak kaydı ile..Bunun önüne geçmek için değişik metotlar denenmektedir dünya genelinde..Bazıları koluna hafifçe vurup, koldaki ana damarlara yakın yerlerden kan şekeri ölçerler..Parmaktan pek ölçmezler..Özellikle ABD’de falan bu şekil ölçüm daha yaygındır..Bazıları da parmaktan ölçerler..Ölçüm yapmadan önce elleri açıp kapamak, ele olan kan akımını arttıracak ve daha doğru sonuçlar verecektir..
3-) CİHAZIN DURUMU: Ölçüm cihazının durumu ve kalitesi de etki etmektedir..Bu yüzden ölçüm cihazları ve test striptleri satın alınırken kaliteli olmasına ve güvenilir marka olmasına büyük önem verilmelidir..Test striptleri de güvenilir yerlerden satın alınmalıdır..Sırf ucuz diye internetteki açık arttırma sitelerinden ve güvenilmeyen yerlerden kesinlikle alınmamalıdır..
Roche çok saygın ve güvenilir bir marka..Nano Performa birçok hastama önerdiğim bir cihaz..Ama 2-3 hastadan olumsuz geri bilidirim aldım..Bu hastalar cihazlarını internetteki bir açık arttırma sitesinden ”piyasa fiyatından daha ucuz bir fiyata” satın almışlardı..Cihaz ve striptlerini değiştirdiler..Başka ve güvenilir biryerden satın alınca ölçüm hatalarının sıklığı da düştü..
Yani biraz dikkat etmek gerekir..Çok güvenilir yerlerden alınmalı cihaz ve striptler..Bunların da bizim bilmediğimiz bir takım hileleri olabilir.
Cihazla şeker ölçümü yapılırken fazla yada az kan koymamaya dikkat etmek gerekir..Tam olarak şerit dolmalı..
KİŞİSEL GÖRÜŞÜM: Ben genel bir yanlıştan bahsetmek istiyorum..Benim hastane ortamında gözlemlediğim sorunun diyet kaynaklı olduğu..Bana göre tüm bu kan şekeri dengesizliklerinin ana nedeni diyabetlilere verilen baştan aşağı yanlış diyet programlarıdır..Kim ne düşünürse düşünsün, diyabetlilere verilen diyet programlarında haddinden fazla karbonhidrat olduğunu düşünüyorum..Ara öğünler, ana öğünler falan derken diyabetli kişiler karbonhidrat bombardımınına tutuluyor..
Diyabet en basit tabiri ile ”karbonhidrat intoleransı sendromu” iken bu kadar yoğun karbonhidratın tüketimi, tüm bu hiperglisemi ve hipoglisemilerin ana nedenidir..Karbonhidrat, kan şekerini yükselten ana unsurdur..Gereğinden fazla karbonhidrat tüketimi kan şekerini arttırıp hiperglisemiye yol açar..Fazla karbonhidrat tüketimi aynı zamanda fazla insülin gereksinimi doğuracağı için bu durum da hipoglisemi riskini arttırır..
Diyabetik biri karbonhidratları sadece sebze, az şekerli meyve, kuruyemiş ve fermante süt ürünlerinden almalıdır..Diyetteki karbonhidrat ve protein alımı birbirine yakın oranlarda olmalıdır..