Bugün saat 13:00 gibi gittik denize.
Ben genelde maksimum 15 dk yüzerim.
Plaja geldik ve güneş kremlerini sürüp güneşlenmeye başladık.
İnsülin pompamı beyaz bir havlu peçeteye sardım. Eşref’in oturduğu sandalyenin altına koydum. Gölgelik orası. Eşref’in kilolarını da düşünürsek daha bi gölgelik 🙂
Yarım saat sonra 15 dk kadar yüzdük. Kurulandım pompaya su filan damlamasın diye. Tekrar güneşlenmeye başladım.
Ancak kafam karışık. Yahu pompanın kablosu güneşle direkt temas halinde. Pompa ve rezervuarı korurken bu kabloları neden korumuyorum diye düşünüyorum. Eşref’e de söyledim. ‘Haklısın. Onları da korumak lazım’ dedi. Beyaz güneşi yansıtır ya. Kablo üzerine beyaz T-shirt koydum.
Plajda olduğumuz süre içerisinde kiraz ve üzüm yiyerek 20 gr KH aldım. 1/2 bardak light-cola ve 1 bardak su içtim.
Eve dönmeden kumlardan arınmak için tekrar 15 dk kadar yüzdük. Eve gelip banyomuzu da yaptık.
Bunu neden mi anlatıyorum. Eve geldiğimizde şekerim 336 mg/dL. Aklıma ilk gelen pompa kablosundaki insülinin bozulup bozulmadığı. Dün de aynısı olmuştu. Denizden sonra yükselmişti kan şekerim. Bakalım yarın nasıl olacak?
Bu arada yarın tatilin son günü 🙁
Unutmadan söyleyeyim. Geçen yazın gayet rahat ve sıcağın göbeğinde geçen tatilimizde bu tarz bir sorun hiç olmamıştı. Ama zaman geçtikçe ve bilgimize bilgi eklendikçe acaba bından mı oldu demeden duramıyorsunuz.
Son olarak literatürde insülini güneşle direkt temas halinde bulundurmayın derler. Belki benim bu yükselişin sebebi kablonun güneşte kalması olmayabilir ama olabilir de 🙂 Pompa kullanıcısı arkadaşlarım yine de dikkatli olsunlar.
Bu yazının fotoğrafı da bugün çektiğim bir andan olsun 🙂
Kan şekerim şu an 304 mg/dL. Bol su içmeye, hareket etmemeye ve idrara çıkmaya çalışıyorum 🙂 Düzeltme bolusayda yaptım.
Esra hanım Bodrum’da mı tatildesiniz Bodrum’da iseniz beklerim. Selamlar