Gülistanın Diyabetle Tanışma Hikayesi
Bende kendi hikayemi anlatayım 2008 yılıydı. Aşırı kilo vermeye başlamıştım. Ben kendimde bir fark göremiyordum ama etrafımdakiler bir deri bir kemik kalmışsın diyorlardı. 3. sınıftaydım. Yatağım ıslak kalkmadığım gün yoktu. Gece 4-5 defa lavaboya gitmeme rağmen.Yemek çok yiyordum. Sofrayı kaldırdıktan 10-15 dk sonra yine yiyordum.
Annem beni doktora götürdü. Hatırladığım kadarıyla Atilla Özvurmaz’dı hiçbir şey bilmeyen o doktor! Annem çok yemek yiyor, çok lavaboya gidiyor, çok kilo kaybetmiş, sürekli kusuyor ve uyuyor dediği halde bir çuval dolusu ilaçla bizi 2 defa eve yolladı. Hiçbir şeyi yok düzelir diye. Annem baktı olmadı belki sarılık hastası olmuş dedi. Sarılık kadına gittik. Kulağımın arkasına jiletle çizik attılar ve sürekli şekerli şeyler yesin hiçbir şeyi kalmaz dedi.
Babam sürekli bana bal yediriyordu. İyileşmem için. Ama nafile.
Bir gün babam en sonunda dayanamayıp bir de ben götüreyim doktora dedi. Akşamın 5′i gibiydi. Acile gittik belirtileri söyledi babam doktor kan testi istedi. Ölçtüler.
Sonuç 999 çıktı. Makina bozuk herhalde dediler. Bir daha ölçtüler ama sonuç aynı. Beni Kızıltepe Devlet Hastanesi’nden ambulansla Mardin Devlet Hastanesi’ne yolladılar. Orada bir doktor vardı. Babam kağıtları gösterince doktor ağzını aç kızım dedi ağzımı açtım kokladı ve hemen beni Diyarbakır Dicle Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne gönderdiler.
İşte 1 hafta orada kalınca taburcu oldum
Tam çocukluk yıllarımdı. Hepsi hastalıkla geçip gitti.
Gülistan Hanım
Hikaye vurucu, her diyabetli’nin hikayesi gibi.
Ama benim dikkatimi başka bir konu çekti. 13 yaşında bir genç kızımızın ”Tam çocukluk yıllarımdı. Hepsi hastalıkla geçip gitti.” demesi.
Gülistan gülistan, gonca çiçeği.
Çocukken diyabetle tanışarak,
Tükettiğini mi sandın,
Minicik ellerini ve bebekliğini.