Diyabetle 18 yaşında tanıştım. Annem tip-2 diyabet ama ben de hasta olana kadar çokta bir bilgim yoktu bunun hakkında.
Üniversiteyi kazandığım ve ailemin yanında ayrıldığım ilk sene hasta oldum. İlk yılımın ikinci döneminde tek başıma karşıladım hastalığı. Tabii ki öyle ağlayıp sızlamadım. Annemi aradım, o benim yerime ağladı gibi. İşin aslı ben öyle hastalıkları pek kafama takan kendini hastalığa kaptıran biri değilim. Kimsenin bana acıyarak bakmasını da kaldıramam. Benim sorunumda bu. Umursamazlık biraz galiba.
Hasta olduğumu bacağım ağrıdığı için fizik bölümüne gitmem ve oranın beni dahiliyeye yönlendirmesiyle öğrendim. Zaten uzun yıllardır acıktığımda hipoglisemi belirtileri gösteriyordum ama o zamanlar bunun bilincinde değildim. Sanırım benim sorunum bu umursamazlığım.
İki yıl oldu diyabet oluşum. Ama ben hala hasta değilmiş gibi davranıyorum. Ne kadar yanlış yaptığımın farkındayım ama elimde değil.
Kendimi yemek konusunda durduramıyorum. Bunun yanında çoğu zaman iğnelerimi de yapmıyorum. HbA1c değerim 10’un altına düşmüyor. Zaten doktor kontrolüne de gitmiyorum uzun zamandır.
Hayatımı düzenlemeye çalışıyorum ama tek başınayken biraz zor oluyor bu. Dikkat etmem gereken çok şey ama verecek çok az sabrım var. Korkuyorum ama elimden fazla bir şey gelmiyor.
Sümeyye Kasap
NOT: Yazıyı Facebook ya da Twitter gibi sosyal medya kanallarında paylaşın. Alttaki Facebook, Twitter, Google+ ya da Pinterest butonlarına tıklamanız yeterlidir.
Bende 18 imden beri hastayım ve şehir dışında üniversite okumaya çalışıyorum bende çok dikkat etmekte zorlansamda sana tavsiyem kendine dikkat göstermen olur çünkü sağlığını kimse geri getiremez kendine iyi bakmalısın..