Mehtap Hanım’ın Facebook’taki Tip1 Diyabetli Anneler grubunda diyabetlilerin medikal anlamda psikolojik desteğe ihtiyacı var mı konusunda bir yazısı olmuştu. Tecrübelerini de paylaşmıştı sohbete katılan herkes.
Üzerinden baya bir zaman geçti. Ben de bu süre içerisinde kendimi, diyabetimi ve psikolojimi düşündüm. Elbette masaya oturup bunun üzerine kafa yormadım 🙂 . Eşref’ten bu konuyla ilgili, beni dışarıdan görerek bir yazı yazmasını da rica edeceğim.
Ben lise sona kadar çok konuşmayan, ama erkek gibi büyüyen bir kız çocuğuydum. Kendimce birçok şey bildiğimi düşünür, önemli sohbetlerde de ağzından az da olsa laf çıkan biriydim. Pasif yetiştirilmedim. Okulda ve özellikle sokakta da çok yırtıcıydım.
Ama ne zamanki diyabetimle tanıştım ondan sonra hayata, kendime ve özellikle çevreme bakış açım değişti. Elbette aileme de. Sihirli bir değnek dokunmadı 🙂 .
Daha neşeli, daha sosyal ve kendi içinde her şeyi umursayan ama dışarı bunu yansıtmayan bir hal aldım. Diyabeti de pek dikkate almadım. Ama diyabetle yaşamayı da öğrendim. Umursamaz bir tavırla; ‘zaten gideceğimiz yer belli, ye yiyebildiğini’ demedim hiçbir zaman.
Bildiğiniz gibi ben diyabetimle 2002 yılında tanışmıştım. 2006 senesine kadar hipoglisemi ataklarımda bile sakinliğimi korurken, 2006 sonrasında hipoglisemi ataklarında daha hırçın, ağlak ve hayata isyankar bir moda geçtim. İnanın bunun sebebini bilmiyorum. Neler değişti, neler olup bitti de bu hale gelmiştim hatırlamıyorum.
Bu arada ben insanda oturan bazı karakteristik özelliklerin de değişmesinin zor olduğunu düşünenlerdenim. Hipoglisemi ataklarındaki isyankar Esra uzun zamandır benimle beraber. Ve yaklaşık 6 yıldır hipoglisemi ataklarımda bağıran çağıran, ağlayan ve bazen de ‘bir şeyim yok benim.Kan şekerim de iyi.’ diyerek etrafındaki insanlara iyi olduğunu göstermeye ve kanıtlamaya çalışan bir Esra oldum.
Bir de aile içerisinde önemli konularda çok çabuk sinirlenen, bazen annesine ve babasına tahammülü kalmayan, hatta Eşref gibi bir yol arkadaşına da gereksiz yere tepki verebilen modlarım var. Halbuki Eşref; çok sakin ve etrafına garip bir güven veren biri. Ben Eşref ile biraz daha sakinleşmeyi öğrendim ama bazen o sakinlikten de eser kalmıyor.
Bizim evimizde özellikle Eşref’in sesi hiç çıkmaz. Evlendiğimiz günden bu yana kendisinin benim kadar sinirli olduğu hiçbir gününü görmedim. Ama ben garip detaylara ve umulmadık konulara bazen inanılmaz sinirleniyorum. Ben bağırmam ama sinirli hallerim de hiç çekilmez.
Özellikle annem, babam, abim ve Eşref’e bana katlandıkları için ne desem eksik kalır cümleler.
Şunu da unutmadan geçemeyeceğim. Ara sıra da diyabetin getirdiği kan şekeri ölçmeleri, parmaklardaki delikleri, insülin pompası set değişimleri, kan şekeri yüksek gidiyorsa onu sürekli takip etmeleri ve bir hastalık sebebiyle kullanılan bir ilaç olduğunda kan şekerini etkilememesi için harcanan çabalarımı görünce de deliriyorum. Başlıyorum ağlamaya ve bu durumlardan ne kadar sıkıldığımı anlatmaya.
Peki ben neden böyleyim? Normalde gülen, hoplayan, neşeli sohbeti olan, tabiri caizse kafa bir insansam, neden her konuda hemen parlayabiliyorum? Tahammülüm yokmuş gibi bir havaya bürünüyorum? Tüm diyabetliler böyle mi?
Buyrun biraz da psikolojimizi ve diyabetimizin psikolojimize katkılarını konuşalım 🙂 . (Görsel rehberlik.eskisehir.pol.tr’den alınmıştır.)
Esracım bir norml olan sinir var birde diyabetin tetiklediği sinir.çok şükür tedavimiz var ama kolay şeyler yaşanmıyor.her diyabetlinin çeşit çeşit sorunları oluyor.EE İnsanoğluyuz bizde sinir olmasında kimde olsun.hem hayatı devam ettirmek hem şekerden vücudu korumk hemde insanlara laf anlatmak vs.vs.vs.
Zor malesef …
Ben üzüntümü belli etmem içime atarım bilirimki kime ne anlatsam faydasız..neler atlattığımı sen biliyosun sonuç ne gereksiz sinir boşalmaları yıpranmalaarr.piskolojik destek hiç almadım gerek duymadım acıkcası her ne kadar al diyen beni düşünen bircok arkadasım olsada istemedim.
Hep kendim atlattım nereye kadar böyle gider bilmiyorum…
Tüm diyabetlileri bilmem ama çoğu bu sinir stresi yasıyor.ben ailenin neşe kaynağıyım sanırım bu misyonu kptırmak istemiyorum
Simdi 21 yıl sonunda böyleysem yani hala mutlu 😀 korkmayın bişiy olmuyor 😀 ne kadar az etkilemesine izin verirsek o kadar iyiyz sonuç olarak….