Diyabet Riski Taşıyanlara Aşı Müjdesi

Haberler&GelişmelerDiyabet Riski Taşıyanlara Aşı Müjdesi

Esra’nın Notu: 23andMe ve Tip1 Diyabetin (T1D) Genetik Riski başlığındaki yazıyı hatırlıyor musunuz? Diyabet riskinin aslında genetik testlerle de belirlenebileceğini.

Aslında her ne kadar tip-1 diyabetin çözümlenmesini umut etsek de aynı zamanda yeni tip-1 diyabetlilerin olmasını da istemiyoruz. Özellikle ülkemizde artan diyabetli sayısı, çocuklarda dahi tip-2 diyabetin çıkmaya başlaması önleyici ve çözümleyici sağlık politikamızın olmadığının bir göstergesi.

Çalışmalar sonuçlandığı takdirde, diyabet riski altında olan ve riskli genleri taşıyan kişiler önceden aşılanarak Tip 1 diyabetin ortaya çıkışını önlemek ve bu hastalığı tarihten silmek mümkün olabilecek

Geçen hafta Kanada’da yapılan Dünya Diyabet Kongresi’nde üzerinde yıllardır konuşulan diyabete karşı aşı geliştirilmesi konusunda çok önemli bir çalışma sunuldu. Bu çalışmada, Tip 1 diyabetin“enterovirüsler”le doğrudan ilişkili olduğu bildirildi.

Enterovirüsler içinde özellikle “koksaki virüsleri”nin Tip 1 diyabette insülin salgılayan beta hücrelerinin harabiyetine sebep olan otoimmün mekanizmaları tetiklediği gösterildi.

Koksaki virüsü, bildiğimiz gribe neden olan virüslerden biridir. Gerçekten uzun yıllardan beri grip salgınlarında, Tip 1 diyabetli vaka sayısında büyük ölçüde artış olduğu bilinmekteydi. 17 üniversitenin katıldığı “nPOD Viral Grubu”nun yaptığı çalışmalar sonucunda, diyabete yatkın genleri olan kişilerde diyabetin önce bir enterovirüsler enfeksiyonu ile tetiklendiği, sonra uzun yıllar insülin salgılayan hücrelerde kronik bir enfeksiyonun sessiz bir şekilde gittiği ve yeni bir alevlenmeyle hastalığın ortaya çıktığı gösterildi. Bu bulgulardan yola çıkarak Finlandiya’daki Tampere Üniversitesi, “Enterovirüs71” (EV71) aşısını tip 1 diyabet açısından riskli olan hastalarda denemeye başladı. 5120 kişide uygulanan EV71 aşı sonuçları, dünyaca ünlü Lancet Dergisi’nde yayınlandı ve aşının % 90 oranında etkili olduğu ortaya çıktı. Halen dünyada beş büyük grubun yürüttüğü çok merkezli proje, enterovirüsler ve bu virüsler içinde en riskli olan “koksaki B1” (CVB1) virüsüne karşı daha etkin aşı geliştirmek için araştırmalarını sonlandırmak üzere. Bu çalışmalar sonuçlandığı takdirde, diyabet riski altında olan ve riskli genleri taşıyan kişiler önceden aşılanarak Tip 1 diyabetin ortaya çıkışını önlemek ve bu hastalığı tarihten silmek mümkün olabilecek.

TİP 1 DİYABETTE İNSÜLİNSİZ YAŞAM İÇİN UMUT: T-REG TEDAVİSİ

Son günlerde “Tip 1 diyabet” için yeni bir tedavi yönteminden bahsediliyor. Bu yeni tedavi yöntemiyle diyabetin iyileştirildiği, bir yıl süre sonunda hastaların insülini bıraktığı anlatılıyor. Bu yöntemin ne olduğu, gelecekte ne ölçüde bir umut olduğu sıkça soruluyor.

Tip 1 diyabet, diyabetin çocukluk ve gençlik çağında ortaya çıkan formudur. “Otoimmünite” adı verilen “vücudun bağışıklık sisteminin bozulması”yla ortaya çıkıyor. Virüsler, toksin ya da benzer etkenlerin tetiklediği hatalı sinyallerle vücudun bağışıklık sistemi, kendi insülin salgılayan hücrelerini (beta hücreleri) düşman olarak algılıyor ve tahrip ediyor.

Bu tahribat sonucu beta hücrelerin tamamı yok oluyor, vücutta insülin hormonu tükeniyor ve hasta zorunlu olarak dışarıdan insülin enjeksiyonu yapmak durumunda kalıyor.

Tip 1 diyabettte hastalığın tetiklenmesinde, insülin salgılayan hücreleri tahrip eden aracı “T hücreleri”(inflamatuar mediatörler) temel rolü oynar. Hücreye toksik etki eden T hücreleri ve sitotoksinler, bir taraftan hücreyi tahrip ederken diğer taraftan T-REG (antienflamatuar mediatörler) sistemini baskılar. T-REG, beta hücrelerini koruyan ve T hücrelerinin saldırısını önleyen sistemdir.

Yale ve California grubunun çalışması bu noktada yoğunlaşıyor. Bu çalışma, hastanın kan örneğinden ayrıştırılan T-REG mediatörleri, laboratuvar ortamında çoğaltılarak tekrar hastanın kendi vücuduna verilip beta hücrelerini bu saldırıdan korumayı amaçlıyor.

T-REG sistemi içinde en önemli aracılar, insülin salgılayan hücrelerin sağ kalımını ve çoğalmasını sağlayan TGF-B hücreleri. Vücuttan alınan kan örneğinden kendi TGF-B hücrelerinin ayrıştırılması, diyabetin erken döneminde tahribatın önlenmesi ve Tip 1 diyabetin gelişiminin durdurulması açısından çok umut verici çalışmalar.

Netice olarak T-REG tedavisi ve immünolojik çalışmaların zaman zaman tekrarlanması gerekli, sonuçlarda bir yıla kadar insülinin bırakılabileceği belirtiliyor. Ancak bu tedavinin Tip 1 diyabetin hemen başlangıç döneminde etkili olduğunu belirtmek gerek. Tip 1 diyabetin ileri döneminde beta hücre nakli ve kök hücre çalışmaları, umut bağladığımız çalışmalar.

Kaynak: http://www.haberturk.com/saglik/haber/1165832-diyabet-riski-tasiyanlara-asi-mujdesi

12 YORUMLAR

  1. Benim şahsi düşüncem aslında tip1 diyabete kesin çözüm bulundu, tıpkı bazı kanser türlerinin tedavisinin bulunduğu gibi. Ancak bu tedavilerin bizlere ulaşmamasının nedeni Dünya Sağlık Örgütü ve ilaç firmalarının engellemeleridir.Bu engellemenin sebebi de tamamen siyasi ve parasal dengelerdir. Zira ilaç firmaları Dünya Sağlık Örgütü’nü kontrol etmektedir. Eğer insanlar hasta olmazlarsa veya mevcut hastalar kesin tedavi çözümleri ile iyileştirilip ilaç kullanmaktan kurtarılırsa bu firmalar iflas ederler. Özetle biz bu firmaların müşterileriyiz…

  2. arif bey merhabalar. 🙂 sıradan bir insan ve ortalamanın altında iq sahibi birisi olarak bu söylediğinizi anlamakta zorluk çekiyorum. belli ki bizim herkesin bildiğinden daha fazlasını biliyorsunuz ve buna inanmak istiyorum. kesin çözüm bulundu gibi oldukça iddialı girişinizi okudum. ne zaman ve nere bulunmuş, bunca insandan nasıl olup da saklayabilmişler, bu çalışmalar sadece tek bir kurum tarafından yapılıyor da o tek kurum tahakküm altına mı alınıyor, nasıl olup da gizlemeyi becerebiliyorlar bunca bağımsız araştırmanın sonuçlarını? inanın anlayamadığım için soruyorum. somut delil var mı, yoksa tamamen varsayımlara dayalı mı konuşuyorsunuz? eğer varsayımlara dayalı konuşuyorsanız nasıl bir kesinlik belirtiyorsunuz? mesela komşumuz muhiddin abi de karısının onun spermlerini ele geçirmeye çalışan rus ajanı veya uzaylı olduğunu varsaydığından onunla sevişmiyor, çok mutsuzlar. üzülüyorum böyle olunca.

    • Engin e. Merhaba,

      Yorumunuza baya güldüğüm doğrudur 🙂 Bu şekilde bir girişle ben de dikkat çekici olmak istedim.

      Arif Bey’e yorumu için bir cevap vermedim. Açıkçası bu tarz yorumlar görünce artık sorgulamaktan ve müzakere etmekten çok yorumları onaylamayı tercih ediyorum. Ama yorumunuza da harfi harfine de katılıyorum.

      Arif Bey kusura bakmayın ama sizin kişisel fikrinize katılamıyorum. Biz insülin kullanmakla, doktorlar bize insülin vermekle delilik mi yapıyoruz anlayamıyorum. Kendimize ya da bize zarar vermek isteyen bir insanlar topluluğu muyuz şu an bunu düşünüyorum. Sizin gibi Dünya’nın çoğu yerinde insanlar komplo teorileri üretiyor. Aslında çözümü bulundu ama engelleniyor gibi. Ama bilim dünyası da deli gibi tip-1 diyabeti sonlandırmak için deli gibi çalışıyor. Uykusuz kalıyor. Çözümünü bulan kişi bir ton para kazanacak ya da namı tüm dünyada duyulacak. Ben olsam namım duyulsun isterin mesela.

      Bence bu tarz komplo teorilerini düşünmekten çok tip-1 diyabetimizi daha iyi yönetmeye odaklanırsak daha iyi olacağını düşünüyorum.

      sevgiler

      • Esra hanım siteniz ve yapmış olduğunuz yayınlar beni aydınlatıyor, eminim bu siteyi takip eden herkes böyle düşünüyordur… Fikirlerimi, düşüncelerimi yazma şansı verdiği için de ayrıca minnettarım buraya… Bu yüzden önceden de yaptığım gibi bir kez daha teşekkür ediyorum… Darısı hastalığın çözümünün bulunduğu ve haberinin yapıldığı günlere… 🙂 Sağlıkla kalın… 🙂

        • Arif Bey Merhaba,

          Güzel cümleleriniz için teşekkür ederim.

          Bahsettiğiniz gibi umarım tip-1 diyabetin son bulduğu haberlerini de yayınlama fırsatımız olur.

          sevgiler,

    • Sizde haklısınız ne diyeyim, ama düşünsenize tek bir hücreden yapay organ üretelibilen bir teknoloji nasıl olur da diyabet gibi bir hastalığa çözüm bulamaz. Çözümü de geçtim başka tedavi formları bulamaz? Ben sadece buna vurgu yapmak istiyorum…

  3. Bence Diyabetliler birlik olsa, anlassalar kendi aralarinda ve 1 ay insulin kullanmasalar, görün bakin nasil da tutusacak ilac firmalari ve gizledikleri cozumleri ortaya cikaracaklar. Biz kuzu kuzu ödüyoruz diye tedaviyi sunmuyorlar…

    Saka bir tarafa da, dusunsenize, bir ilac suruyorsunuz piyasaya ve tum diyabet hastalarini hastaliktan kurtariyor. Guzelde bir fiyat bicelim ilaca, bir de diyabet hasta sayisi ile carpalim tum dunyadaki. Yok yok, surmeyelim piyasaya, ufak ufak insulin satariz diye dusunur mu careyi bulan firma?

    Ya dusunuyorsa?

    🙂

    • Sayın Tuğsay kulaksız tam da benim söylemek istediklerimizi söylemişsiniz teşekkürler, söylediklerin komplo teorisi olarak yorumlanmış, saygı duyuyorum. Fakat işin bu yönünün manidar olduğunu düşünüyorum. Engin Bey’in yaptığı yoruma verdiğim cevapta ki gibi, tek bir hücreden yapay organ üretelibilen bir ortamda nasıl olurda diyabetin çözümü, çözümü de geçtim başka bir tedavi formu bulunamaz ben bunu anlamıyorum, insülin tedavisine kötü demiyorum, ancak neden daha iyisi varken buna takılıp kalalım buna vurgu yapmak istiyorum (varken derken, yapılabilecekken demek istiyorum ;))

  4. Sayın Engin ey ve Esra Hanım..Arif Bey in yorumunda hiç mi doğruluk payı yok anlamadım?bir umuttan ziyade , ben de tip 1 diyabetin ve diğer birçok rahazsızlığın çözümünün bulunduğunu inanıyorum.ilaç-tıp sektörü rant kokuyor hala farkında değil misiniz? saygılarımla..

  5. muzaffer makul sorularınız için eksik olmayın. ilaç-tıp sektörü de diğer sektörler gibi rant kokuyor, fazlasıyla pis kokular yayılıyor, sonuna kadar katılıyorum. az çok hepimizin burnuna gelen kokular, ilaç maliyetlerinin çoğunu ar-ge ve imalattan çok pazarlama satış dağıtım giderlerinin oluşturması, politik ve ekonomik ali cengiz oyunları, etik olmayan ilaç deneyleri, ilacın yegane çare olduğu algısı (bizimki için konuşmuyorum), patent sorunları ve çirkinliği, tıp dünyasıyla girdikleri çirkin ilişkiler ve daha benim sayamadığım bir çok şeyin olduğu konsunda ben de katılıyorum. neden katılıyorum? okuduklarımdan, çevremde gördüklerimden, hastaları ve hekimlerin umursamazlık ve bilinçsizliklerinden, istatistiksel veri ve tablolardan bunları görmek bir hayli mümkün. ama siz, kansere ve tip 1 diyabete çare bulundu ve insanlardan saklıyor diyorsanız çok ama çok iddialı şeyler söylüyorsunuzdur. bu işlerle uğraşan bunca ekibe, çalışana haksızlık etmiş olursunuz ve aynı zamanda bizi aciz ve çaresiz bir durumda göstermiş olursunuz. bunu kanıtlamakla olmasa bile tatmin edici şeyler öne sürmelisiniz. çok ağır bir itham bu. hem bunu gizleyenler(!) hem de gizlenene muhtaç olan bizler için.

muzaffer yıldırım için bir cevap yazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: