Ankara’da Neler Oldu?
Her yıl 14 Kasım’da Dünya Diyabetliler (şeker hastalığı) Günü kutlanır. Ben pek sevmem öyle önemli günleri kutlamayı. Buna evlilik yıl dönümümüz de dahil 🙂 .
Ama bu sene hem bloğumuzun daha 9 aylık olması hem de Ankara ekibinin bizi Ankara’ya davet etmesi ile 11 Kasım Pazar günü zorlu bir yolculuğun ardından Ankara’daydık.
Zorlu bir yolculuk diyorum. Çünkü bizim için yani İstanbul’da gidecek katılımcılar için ayarlanan midibüsün kaloriferi çalışmıyordu. Bunu fark ettiğimizde Adapazarı civarındaydık. Aracın içerisinde nefesimizle ısınamayan camlardan su damlaları akıyor ama sular akamadan donuyordu. Bir ara camların tamamı o kadar buz tuttu ki sanki buzhanede hissettik kendimizi.
10 Kasım Cumartesiyi 11 Kasım Pazara bağlayan gece saat 02:00’da çıkmıştık yola. Pazar sabahı 08:45’te şükür varmıştık. Bizi karşılayan Diyetisyen Nesil Gören Atalay ve Ankara Diyabetizler Grubu’nda Aşır Can Büyüker, Enes Ünver ve Samet Tekinışık’ın samimiyeti bizi çabucak ısıttı. Bloğumuz aracılığı ile Kastamonu, Kayseri, Samsun, Ankara ve Kütahya’dan da katılanlar vardı. Çocuklarımızla beraber yaklaşık 41 kişi U düzeni masa etrafında kahvaltımızı yapmaya başlamadan önce öncelikle Dyt. Nesil Hanım ve ardından ben kısa birer konuşma yaptık. Konuşmayı yaparken tüm katılımcıların orada bulunmadan ne kadar mutlu olduklarını sizlere anlatmam inanın çok zor. Ortak paydası diyabet olan ve paydadan yola çıkarak birçok ilden Ankara’ya gelebilen ben dahil herkesi şaşkınlıkla izledim. Düşünsenize, bizler sırf blogtan yaptığımız çağrı ile birçok arkadaşımızı getirmiştik olduk. Peki nası oluyor da bu kadar güvenebiliyoruz birbirimize? Bunun nedeni tek ortak payda olan diyabet’in gücünün çok fazla olması işte.
Bir ara Öyküm ile Antalya’dan canlı bağlantı yaptık. Bildiğiniz üzere bir enfeksiyon sebebiyle Antalya’da tedavi görüyor. Telefon görüşmesini tüm salonla beraber dinledik. Ağlamamak için kendimi zor tuttum.
Saat 11:30 gibi de Nesil Hanım bize KH Sayım Yöntemini kısaca anlattı. Soru-cevaplarla güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Ben ne mi öğrendim? Şaşırabilirsiniz ama inanın bilmiyordum. Mesela paketli bir ürünün KH miktarı hesaplanırken indeks kısmında KH miktarı ve bununa beraber posa miktarı da dikkate alınmalıymış. Eğer 1 paket bisküvinin 30 gr KH ve 6 gr posa içerdiğini indeks kısmından okuyorsak 30 gr KH – 6 gr posa = 24 gr KH aldığımızı hesaplamamız gerekiyormuş. Ama bu KH ve posa miktarı hesaplaması paketli ürünler için gerekli.
Kahvaltı yaparken DiyabetimBen YA SEN? t-shirtlerimizi herkese dağıttık. Çok mu çok güzel olduk t-shirtlerin içerisinde 🙂 .
12:00 gibi de Roche’un Ankara ekibi bizlere Accu-chek Performa Nano ve ölçüm çubukları getirdiler. Bunun yanında Performa Nano kalemleri ve ayak bakım kremleri aldık. Bildiğiniz üzere Roche İlaç İstanbul’dan Ankara’ya gidiş-dönüş ulaşımımıza, DiyabetimBen YA SEN? T-shirtlerimizin basımına, sabah yaptığımız kahvaltımızın ödemesine de sponsor olmuşlardı. Tekrar ROCHE İLAÇ’a bize verdikleri destekten ötürü teşekkür ederiz.
Bir ara elimde 1 adet özel kesim 2,5 yaş t-shirtü vardı konuşma yaparken. Facebook’ta herkes ‘gel vatandaş gel’ diye satış yaptığımı hayal ediyor 🙂 . Vallahi ben de bu fotoyu görünce; ‘abilerim, ablalarım. bu t-shirt var ya bu t-shirt…’ dediğimi hayal ediyorum 🙂 .
Saat 13:30 civarı artık Ankaralı Diyabetizler Grubu yavaş yavaş gelmeye başladı. Ankara havaları eşliğinde hepimizi sahnede oynarken görmek büyük keyif verdi. Ekiplerin kaynaşması ayrı bir mutluluk.
Öğle yemeğine başlamadan önce Nesil Hanım tabaklarımızdaki yemeğin kaç gr KH içerdiğini söyledi. 80 gr idi değil mi? Yanlış hatılıyor da olabilirim. Ekmek hariçti bu rakam. Bir tabakta kanat, Adana, haşlanmış sebze, milföy böreği vardı. Ayrıca ortada salata tabakları da bulunuyordu. Bizler için harika bir öğün.
Bu arada bir ara bir de halay çektik. Halay çekmeyi severim. Düğünümde de halay başı bendim 🙂 . Halayın ruhuna uygun aynı ayak hareketleriyle çember oluşturup birliği kuvvetlendirmiş olmamız büyük bir mutluluk.
Müzikleriyle bizi oynatmayı başaran ve samimiyeti ile de ayrıca tanıştığımıza memnun kaldığımız Dj Osman Boztepe’ye teşekkürler 🙂 .
Bir ara Tülya Can Bülbül ile tanıştım. Blogtan ve Facebook üzerinden tanışıyoruz ama ilk defa yüz yüze karşılaştık. Yolculuğumuzun kötü geçtiğini bildiği için bana boynundaki şalını verdi. Tekrar çok teşekkür ediyorum kendisine.
Diyabet hikayelerimizin meşhur kahramanı Sıddık Bey ile de tanıştık. Sinem Çakır’ı da yüz yüze tanıma fırsatım oldu.
Veda konuşmamızı da yapıp İstanbul yoluna çıkmak için aracımıza doğru gittik. Bizi aracımıza kadar yolcu etti tüm arkadaşlarımız. Aracımız tam kalkarken Kayseri’den Buket Hanım’ın turkuaz mavi pikesini bize vermesi de ayrı bir duygusallaştırdı. Yol boyunca boynumda Tülay Hanım’ın şalı, Eşref ve benim üzerimde Buket Hanım’ın verdiği pikesi vardı. Bir ara Oktay Bey’in yanına pike ile gidip bir de onunla ısındık.
23:30’da ise İstanbul’daydık. Herkese tüm destekleri ve katılımları için tekrar çok teşekkür ederiz.
esra hanım sağ salim ulaştığınıza etkinliğimizden memnun kalmanıza sevindim.Genelde biz Ankaralı diyabetizler grubu her etkinliğimizi böyle düğün tadında yapıyoruz .Hem stres atmış oluyoruz hem kaynaşıyoruz.Birde biz etkinlik dışındada görüştüğümüz için etkinliklerde sohbet değil eğlence ağırlık oluyor.Belki sizleri yeterince ağırlayamadıkmı diye düşünüyorum. Hani sohbet ağırlıklı olmdı diye…Yinede sizleri tanımaktan mutluluk duydum.inşallah önümüzdeki senede biz geliriz.yALNIZ bişeyi anladım bizler böyle kalabalık ve şehirlerarası organizasyonları ya sonbaharda ya ilkbaharda yapmalıyız.Malum hepimizin vücut direnci düşük enfeksiyonda şekerleri bozuyor.Ben bile şu an öksürük hapşırık boğaz yanması yaşıyorum.Herşeye rağmen güzel bir gündü.Geldiğiniz için hepinize tek tek teşekkürler ediyorum