Bazen insülin pompası kullanmanın ‘eziyeti’ altında kalıyorum. Gün boyunca sütyen arama taktığım pompa ile yaşamak, acaba dışarıdan birileri görüyor mu sorusu, akşam eve gelince sütyeni ve dolayısıyla insülin pompasını çıkarınca göğüs kafesimdeki o sıkışma hissinin gitmesi ve rahatlamam, pijamamın göbek kısmına takıp onun orada sallanmasını görmek, tuvalete gittiğimde pompa bir yere aman çarpmasın endişesi ve akşam yatarken pijamama takılı insülin pompası ile uyumak. Ve sabah ilk iş pijamamın t-shirtünü çıkarıp, sütyenimi takıp ve tekrar göğüs kafesimde baskısını, varlığını hissedeceğim pompayı takmak.
Bu aralar insülin pompasındaki teknik birkaç sıkıntı ve özellikle setin ucunda kan birikmesi gibi durumlar gittikçe arttı. Galiba eskisi gibi de o kadar özenli değilim. Perşembe günü alelacele insülin pompası set ve rezervuar siparişimi verdim. Alelacele. Çünkü ilk kez unutkanlıktan ve yoğunluktan üzerimdeki set ve rezervuar dışında bir aparat kalmamıştı.
Dün yani Cuma günü kargo şirkete gelmiş. Dışarıdaydım. Seti değiştirmeme ise daha 2 gün vardı. Bu sabah gidebilirdim şirkete. Ve setlere kavuşabilirdim.
Ama dün geceden bu yana yüksek şeker sürprizi beni yordu. Abbott’un Optium Free Style Xceed ve Roche’un Accu-chek Performa Nano cihazları elimin altında. Abbott’un cihazında ‘HI’ yani ‘High’ yani ‘Yüksek’ anlamına gelen uyarısı çıkarken Roche’un cihazında 350 lerde görünen şeker değeri. Sonra tekrar ölçüm. Bu sefer Abbott’un cihazı 450 lerde bir değer gösterirken Roche’un cihazı istikrarını koruyor. İlk sonuca yakın bir değer çıkıyor. İnsülin kalemi ile araya gir. Düzeltme insülini gönder. İnsülin pompa seti yeni değiştiği için sette bir sıkıntı yoktur düşüncesi kafamın içinde. Şekerin düşmeye başlaması ve düşene kadar bol su ve 1 soda içme çabası. Sonra yavaş hareketlerle idrara çıkma. Ve gece ikiye doğru yatış.
Sabah dokuz buçuk gibi çok hafif bir baş ağrısı ve mide bulantısı ve hafif ishal durumu. İnsülin kaleminden gönderilen insülin düşürürken pompanın görevini yerine getirmemesi. Ve sabah 350 gibi bir şeker değeri ile uyanmak. Bazen şahane geliyor bu anlar. O kadar çaba harcıyorsun. Ama olumlu geri dönüş alamıyorsun. Ne kadar şahane bir durum değil mi?
Eşref’i uyandırıp şirkete gidip, set kutusunu tuvalete götürüp tuvalette set değişimi yapmak. Eski seti çıkardığımda setin içerisinin bulanık bir kan renginde olduğunu görmek. Bu muymuş beni birkaç gündür mahveden sorusunu sormak ve cevap bulmak. Ve gerçekten lanet etmek. İnsülin pompasına, tip-1 diyabete, harcadığım ama sonuç alamadığım çabalara. Her şeye lanet etmek.
Hayatımız işte böyle garip. Sürekli bir hareket ve çaba halindeyiz. Hoş çaba sarfedip sonuç alamama riskimiz de fazla. Sürekli acaba nasıl gidiyor, acaba neden şimdi böyle oldu, tamam müdahale ettim ve şimdi düzelecek, düzelmeyince de neden düzelmiyor gibi birçok soru cümlesi.
İnsülin olmazsa olmuyor. İnsülin pompası doğru çalışmazsa olmuyor. İnsülin pompasının setinde ufak bir problem olduğunda ise hiç olmuyor. Ve diyorum ya. Bazen bu durumlara lanet ediyorum.
Esra Hanım anlattığınız olaylar o kadar tanıdık ki..pompa dışında yaşadıklarımız aynı…
Yalnız ben son bir aydır hayatımdan ekmeği çıkardım (her türlüsünü) ve şeker değerlerimin eskiye göre çok daha stabil gittiğini gördüm. Hem hiperlerim hem de hipolarım belirgin vaziyette azaldı. Ekmeği bırakınca vurduğum toplam insülin miktarı yarı yarıya azaldı ve akşamları yarım saat/3 km yürüyüş ile birlikte yaklaşık 5 kilo verdim..(hatırlarsanız bir süredir kilo verememekten şikayetçiydim)
Ekmeksiz hayat evet zor ama imkansız değil. Almam gereken karbonhidratları daha sağlıklı besinlerden (kuruyemiş) almaya çalışıyorum..
herkese sevgiler..