Moonletter’ın Gestasyonel Diyabeti ve Hamilelik Süreci
Mesleğim bankacılık ve işimi bırakalı 1 yıldan fazla zaman oldu. 31 yaşındayım ve ilk bebeğime hamileyim.
Bugün(10.05.2013) itibariyle de 33+6 dayız.Heyecanla gelişini bekliyoruz.Gebeliğimin 28. Haftasında OGTT testi ile gebelik şekeri olduğumu öğrendim.Kadın doğum doktorumuz bizi Türk Diyabet Vakfı,Küçükyalı’ya yönlendirdi ve yapılacakları anlattı.Yok efendim parmağımı delecekmişim, günde birkaç kez kan şekerimi ölçecekmişim, yok efendim diyet yapacakmışım.Pehh! dedim hiç hoşuma gitmedi 🙂 Zaten bunları duyunca canım sıkıldı, kalktık aile sağlığı merkezimizdeki aile doktorumuza bir danışalım dedik.Kendisi bize gebelikte bu ve diğer kan değerlerinin çok oynak olduğunu, dikkate almamıza gerek olmadığını, yeme içmeye dikkat edersem sorun olmayacağını söyledi.Kötülemek istemem lakin malumunuz ülkemizde hastaneler ticarethanelere dönüştüğü için bizde bunu bir kazanç kapısı yapacaklarını, üzerine bir de canımızı sıkacaklarını ve yakacaklarını düşünüp konunun peşini bıraktık.Tarih Mart 2013 başıydı.
Bir ay sonra gebelikten dolayı kontrolümüz vardı.Bebeğimiz 10 gün ilerdeymiş, maşallah tosuncuk olmuş biz kendisini çıtı pıtı bir kız olarak beklerken içerde neler olmuş neler! Bende cahilce bebeğime ne kadar iyi baktığımı düşünürken doktorum nazikçe başımıza gelecekleri anlattı.O konuştukça kaynar sular döküldü başımdan.Bir kaynar bir soğuk sular derken lafları arasında beni sarsıp kendime getiren cümlesini aktarıyorum:”Gitmemekte ısrarcı olmanız manasız, kaybedeceğiniz şey çok büyük!” Ama ne sarsılma, nasıl gözyaşı, nasıl bir vicdan azabı! Hiç insan kendi arzusuyla bebeğini zehirler mi? Şekerin aslında zehir olduğunu sonradan, bilinçlenmek için araştırmalarım sonucu öğrendim.Ah ne cahil olabiliyor insanoğlu!
Bu durumlardan öncesinde yaşantımın nasıl olduğunu özetlemek gerekirse; kendi ailemde asla sebze ağırlıklı beslenilmez, ağırlıklı hamur işi, ağır tatlılar, fast food vb. yani sağlıksız olan ne varsa yenirdi.Bende şahsen farklı bir beslenme şekli uygulamadım.Hatta bir ara fast food a o kadar çok ağırlık vermiştim ki ilgili firmadan 1 kutu çikolata göndermişlerdi tebrik mahiyetinde.Şaka değil, gerçek ama acı gerçek.Bozacının şahidi şıracı gibi 🙂 Eşim İzmirli.Kendisini tanıdığımdan bu yana beslenme tarzım değişti artık kerevizde, enginarda, şevketi bostanda yiyorum.Bana yemeyi bıraktırıp sağlıklı beslenmeyi kendisi öğretmiştir.Müteşekkirim.Artık daha uzun yıllar birlikte yaşayabiliriz belki 🙂
Gebelik şekerini kontrol almamız gerektiğini anlayınca tabi hemen apar topar Diyabet Vakfına gittik.Gebe olduğumdan hemen yardımcı oldular.Öncelikle diyetisyen hanım ile görüştük. Ne yiyip ne içtiğim hakkında iki günlük bir liste istemişlerdi, onu da götürdüm.Hanımefendi bir listeye baktı bir bana.Söyleyeceklerini güçlükle toparlayıp sadece ‘’Yediklerinizi beğenmedim diyebildi, hiiiç beğenmedim.’’Halbuki aile hekimimiz ne istersen ye demişti!?(Doktorların bu fikir ayrılığı-zıt görüşleri kafa karıştırıcı)Yeme-içme alışkanlıklarımı, bir günümün nasıl geçtiğini vb. irdeledikten sonra, gebeliğimi de dikkate alarak uygun bir diyet listesi verdi.Şekerin kesinlikle yenmeyeceğini, meyvenin gramla yeneceği,bol sebzenin olduğu, beyaz ekmeğin olmadığı bir listeydi.Yani bana çok ama çoook tersti 🙂 Bunu iki gün uyguladım, değerlerim düşmeyince insüline başladık.Dahiliyeci doktorum gebelik ilerledikçe değerlerin yükseleceğini zaten söylemişti.Sorun yok şimdi dozları artırarak devam ediyoruz.İki günde bir rapor veriyorum kendisine 🙂
Bu durum bir çok şeker hastasına yaptığı gibi bana da disiplini öğretti.Artık gün içi aktivitelerim, yemeklerim, kısacası her şey o kadar programlı gidiyor ki ben hayatımda bu kadar disipline bir dönem yaşamadım.Ayrıca gebelik başlangıcında 65 kiloydum şu an 77 de sabitlendi kilom.Kendimi eskisine nazaran daha dinamik hissediyorum(gebelikten dolayı olan başka durumlar dışında).Sağlıklı besleniyorum.Şekeri ve tatlıyı seven biri değilim, yokluğunda kendisini pek özlemiyorum. En önemlisi bebeğimin gelişimi normal seyrinde.Bu vesileyle keyfimde yerinde 🙂
Düşünüyorum da daha önceki gibi yiyor olsaydım doğacak çocuğuma da aynı davranışları geçirecek ve onunda bedenini mahvetmesini seyredecektim. Eskiden hakkında hiçbir şey bilmediğim diyabet hakkında epeyce bilgiye sahip oldum.Artık şeker hastasıyım diyen kişilerin gerçekte neler yaşadığını birebir biliyorum,bilinçlendim.
Şimdilik benim durumum geçici.Kalıcı da olabilir, çocuğumda da görülebilir bunları zaman gösterecek.En azından bunun korkutucu bir şey olmadığını, daha önceleri gereksiz yere vücuduma zarar verdiğimi (kendi ellerimle!),eskiden bu konuda kesinlikle çok duyarsız olduğumu anlamış bulunmaktayım.
İnternette araştırma yaparken blogunuza rastlamam büyük nimet oldu.Paylaşımlarınızı gayet bilgilendirici, net, anlaşılabilir, tutarlı, güvenilir buldum.Yaklaşık bir haftadır inceliyorum.
Sizinle bu uzun yazıyı paylaşıyorum ama blogunuzda paylaşmasanız da dikkate almanız benim için kafi. Hayatınızda başarılar ve kolaylıklar dilerim.
Moonletter
https://tr.wikipedia.org/wiki/Diyabet
Merhaba Moonletter,
Okuduğumda biran geçmişime gittim ve kendime verdiğim zaraları beslenme alışkanlıklarımı vurdum duymazlığımı ve daha nicesini anımsadım yazını okudukça.
Ama sonra mutlu oldum gerçekleri gördüğün için ve bir annenin duyarlılığını hissettiğin için.
Böyle bir yazıyı paylaşman ve mükemmel bir üslupla yazman zaten taktire şayan.Keşke herkes böyle duyarlı olabilse;ama ne mümkün.Dünyadaki ilaç patronlarının hastalıkları körüklemek için hergün yeni bir arayış içerisine girdikleri ve hazır gıda sektörüyle bir nevi ortak çalıştıkları ve biz insalarında bu soğuk savaşta birer denek ve rant olduğumuzu, yıkanmış beyinlerimizle bunu bile geç farkettiğimiz bir durum aslında tüm bunlar.
Neyse bırakalım felsefeyi sizi anneliğinizden ve duyarlılığınızdan ötürü tekrar tebrik ediyor sağlıklı ve şekersiz günler diliyorum.
Ayrıca İzmirli olan ve sağlıklı beslenmeyi bilen eşinizi de tebrik ediyorum.
Ünsal Kantarcı