Doktor Tecrübesi
Uzun zamandır sizlerin de bildiği üzere diyabet (şeker hastalığı) için Prof Dr Nilgün Güvener Demirağ’a gidiyorum Başkent Üniversitesi Hastanesi Altunizade Diyabet Polikliniği’ne.
Nilgün Hanım’a gittikten sonra benim yemeklere bakış açım daha bir değişti. Evimize artık glisemik indeksi yüksek gıdalar girmiyor. Paketli ürünlerle eskiden daha yakınken artık yakınlığımız son buldu. Ana ve ara öğünlerde doğru beslenmeyi öğrendim. Salata zaten öğle ve akşam yemeğinde masamızdan eksik olmaz. Ayran da. Benim tek eksiğim et konusuydu. Eti aza yakın tüketiyordum. Yine Nilgün Hanım sayesinde ana öğünlere mutlaka kırmızı et ekliyorum. Tavuk tüketimimiz malum üretim sıkıntıları sebebiyle yok denecek kadar az. Yani tabak 3 e ayrıldı. Protein, et ve KH. Ve bence de en ideal beslenme şekliyle beslenmeyi başardım. Bir de hayatıma Devit ve Matofin sayesinde girdi. Ancak tip-1 diyabetimi yönetmede bazal, KH/İnsülin Oranım gibi 2 önemli datayı adam akıllı oturtamadık. Çok özverili. Telefon randevuları oldukça ünlü. Randevu verdiği saatte mutlaka arar ve verdiği ödevleri size sorar ve aksilik varsa gidermek için yönlendirir. Bizim kendisiyle olan muayene saatlerimiz diğer hastalarına oranla da uzun oluyor. Bazen 1 saati bulmakta. Bu da hoşuma giden bir nokta.
Ama galiba beni artık tatmin etmemeye başladı. Beklentilerim arttı. Ancak farklı bir arayışa girdim. Yolum sevgili arkadaşım Serap’ın sayesinde Memorial Ataşehir’de Doç Dr Gökhan Özışık ile kesişti. 11 Şubat Cumartesi günü tanıştık kendisi ile. Eşref ile beraber gittik yanına. Benim tip-1 diyabetimle ilgili demografik bilgilerimi aldı ve yol haritamızı çizdi. Ödev verdi 2 hafta kendisi için datalarımı toplamam için. Ayrıca çenemin hizasından kulak memelerime giden yolda siyah kıllar ve boynumdaki kıllar dikkatini çekmiş ve hormon durumumu sormuştu. Ben de ne zaman yaptırsam normal çıkıyor demiştim. Ama Gökhan Bey; ‘bence yolunda gitmeyen bir şeyler var’ dedi. Ve erkeklik hormonu olan testesterondan söz etti. Bu hormon fazla ise kan şekerinde yükselme yönünde dengesizlik yaratırmış. Ban doğum kontrol hapı vermek istediğini söyleyince ‘hayır’ dedim. Zira evlendiğimiz ilk zamanda Yazz adında yeni çıkan bir kontrol hapı kullanmış ve kan şekerimi dengede tutmada zorluk yaşamıştım. Gökhan Bey’e bu deneyimimi anlatınca yeni çıkan bir ilacın bu etkiyi yapmayacağını ve daha doğala yakın bir ilaç olduğunu söyledi. İlacın adı: Qlairista. Oldukça yeni bir ilaç piyasada. 14 Mayıs’tan bu yana kullanıyorum. Fiziken bir etki görüp görmeyeceğimi bilmiyorum ama bu konuda detaylar oluştukça sizlere bilgi veririm.
Gökhan Bey benden 2 hafta boyunca kendisi için kan şekeri ölçümlerimi, yediği, içtiğim her ne varsa istedi. Ben de topladım ve yanına gittim. Geçtiğimiz hafta Perşembe günüydü. Yanımda 2 adet A3 ve üzerinde ne yedim ne içtim, kan şekerlerim, kan şekerim yüksek çıkmışsa neden yüksek çıkmış, neden düşük çıkmış ve düşük çıktığında ne yaparak yükselttiğime dair her türlü detay yazıyor. Benim için her şey yolunda gitmişti o 2 hafta. Tek sorunum akşam üzeri saat 16’da başlayan ve sonrasında da devam eden kan şekeri yüksekliğim idi. Bazalları da arttırmıştım ama sorunu çözememiştim. Normalde akşam üstü için saat 16:00 ile 18:00 ve 19:00’dan arasında sabit giden bazal değerlerim var. Gökhan Bey 16:00-17:00, 17:00-18:00 ve 18:00’dan sonra olarak saat 16’dan sonrasını 3 bölüme ayırdı. Ve her ayrımda farklı dozlarla ilerledik. Şu anda Gökhan Bey’in dediği gibi dilimizi ısıralım, her şey yolunda gidiyor 🙂
Diğer önemli nokta birkaç test istemesi. DHEA-SO4 (böbrek üstü bezlerinin çalışma performansını gösterir.), Kortizol ve ACTH yani Adrenokortikotropik Hormon değerlerimi istedi. ACTH Hormonu Kortizol Hormonu’nun üretimini uyaran bir hormon. Ki Kortizol artık hepimizin bildiği üzere kan şekerini yükselten bir hormon. Sonuçlardan da görebileceğiniz üzere bu testler düzgün çıktı.
Ve biz bu sonuçları referans alarak bazı değişikliklere gittik bugün. Gökhan Bey bugün maille bana şunları önerdi; “Artık Matofin ve Apikobal’i kesebilirsin Esra. Natrol Chromemate adlı kapsülden öğlen yemek öncesi 1 tane, New Life B12plus adlı pastilden de günün herhangi bir saati 1 tane başla. Nöropati için de Thioctacid-600mg adlı tabletten (içinde alfa lipoik asit vardır) gece yatmadan önce 1 tane almanı öneriyorum.”
Bu arada bu 3 ilaç için 137 TL ödedim. SGK ödüyor mu bilmiyorum. Ki ödemiyordur. Ama belki özel sağlık sigortama ödettiririm 🙂 Natrol Chromemate’i Matofin yerine kullanacağım. Onun gibi bir fonksiyonu var. Apikobal’i B12 için kullanıyordum. Ki benim 449 çıkmıştı sonucum. Masa başı çalışanlar için 500 olması en iyisiymiş. Bu sebeple Apikobal yerine New Life B12 Plus emme tabletini alacağım. Selen Hanım vasıtası ile tanıdığım Alfa Lipoik asiti Gökhan Bey’e sormuştum. Sana nöropati için önlem ve Alfa Lipoik asitin yararlarından dolayı vereceğim demişti. Onu da Thioctacid-600mg’dan alacağım.
Ancak Natrol Chromemate kolay bulunmuyor. Bu ilacın üreticisi kaynaklı bir sıkıntı var galiba. Eczane depolarında yok ve ilaç firmasından pazartesi günü getirilecek ve ben ancak salı günü kullanabileceğim.
Bendeki son gelişmeler bu şekilde. Baya şey olmuş 2 haftadır tip-1 diyabetli hayatımda. Gökhan Bey ile iyi ki de tanışmışım. Serap iyi ki de bana önermiş. Umarım hep aynı dinamizm, verim ve gelişme ile tip-1 diyabetimi daha iyi yönetebiliriz.
böyle doktorlar bizede denk gelir inşallah:)))