MELD-ATG: Tip-1 Diyabette Bağışıklık Saldırısını Yavaşlatan Yeni Yaklaşım

Haberler&GelişmelerMELD-ATG: Tip-1 Diyabette Bağışıklık Saldırısını Yavaşlatan Yeni Yaklaşım

Tip-1 diyabet tanısı konduğunda bile vücutta bir miktar çalışan beta hücresi kalır. Bu kalan beta hücrelere tanı aldıktan bir süre bizlere “balayı dönemi” dediğimiz dönemi de yaşatabilir.

MELD-ATG’nin fikri ise bu durumdan ortaya çıkmış: Bağışıklık saldırısını erken dönemde hafifletmek ve kalan beta hücrelerini daha uzun süre çalışır halde tutmak.

İlacın adı ATG (anti-timosit globulin); organ nakillerinde yıllardır kullanılan, T-hücrelerini hedefleyen, bir antikor karışımıdır.

🔬 ATG nedir ve MELD-ATG neyi test etti?

  • ATG, T-hücreleri başta olmak üzere bağışıklık hücrelerini geçici olarak azaltır/dengeler. Amaç otoimmün saldırıyı yavaşlatmak.
  • MELD-ATG en düşük etkili dozu (minimum effective dose) bulmak için tasarlanmış faz 2, çok merkezli, çift kör, plasebo kontrollü, adaptif bir çalışma olduğu belirtliliyor (14 merkez, 5–25 yaş, yeni tanı-3. evre tip-1 diyabet). Birincil hedef: 12. ayda karışık öğün testi (MMTT) sırasında C-peptid eğri altı alanı (AUC) ile beta hücresi fonksiyonunu korumak.  

👥 Katılımcı profili ve tip-1 diyabeti yönetim şekilleri

  • Tüm katılımcılar yeni tanı tip-1 diyabetlilerdi.
  • Tanı konduktan hemen sonra insülin tedavisine başladılar. Genellikle de çoklu enjeksiyon (MDI) veya insülin pompası kullananlardı.

🧪 Çalışma nasıl yapılmış?

Araştırmacılar MELD-ATG’nin etkisini anlamak için denemeyi üç gruba ayırmışlar:

💉 Birinci grup: 0,5 mg/kg ATG almış (çok düşük doz).

💉 İkinci grup: 2,5 mg/kg ATG almış (daha yüksek doz).

Üçüncü grup: Plasebo almış — yani gerçek ilaç yerine aynı şekilde verilen, ama etkisiz bir solüsyon. (Bu grup, tedavinin işe yarayıp yaramadığını anlamak için kıyaslama amacıyla kullanılmış.)

İlaç iki gün boyunca damardan (infüzyon yoluyla) verilmiş.

Sonrasında katılımcılar bir yıl boyunca takip edilmiş.

Bu 12 aylık süreçte araştırmacılar şunları izlemişler:

  • Beta hücrelerinin çalışmaya devam edip etmediğini,
    → bunu anlamak için kandaki C-peptid düzeyine bakmışlar (vücudun hâlâ insülin üretebilme göstergesi).
  • Kan şekeri dengesini (HbA1c) ve günlük insülin ihtiyacını,
  • Yan etkileri (örneğin ateş, halsizlik, bağışıklık tepkileri)

Toplamda 114–117 kişi çalışmaya katılmış.

👩‍🔬 Bilim insanları

Baş araştırmacı: Prof. Chantal Mathieu (KU Leuven) — EASD (Avrupa Diyabet Derneği) Başkanı
Diğer önemli isimler: Thomas Danne, Tadej Battelino, Mark Evans, Mikael Knip, Mark Peakman, Miriam Cnop
Bu ekip, Avrupa’nın INNODIA Ağı kapsamında ( https://www.innodia.eu/ ) T1D’nin erken teşhisi, koruyucu immünoterapiler ve genetik risk belirteçleri üzerinde çalışan ana bilim grubunu oluşturuyor.

📊 Yayınlanan verilere göre somut sonuçlar

🧩 1️⃣ Beta hücreleri daha uzun süre korunmuş.

Araştırmanın ana hedefi, vücudun hâlâ insülin üretebilen beta hücrelerinin çalışmaya devam edip etmediğini görmekmiş.

Sonuçta hem düşük doz (0,5 mg/kg) hem de yüksek doz (2,5 mg/kg) alan gruplarda, C-peptid seviyeleri plaseboya göre daha yavaş düşmüş.

Yani vücut, kendi insülinini üretmeye daha uzun süre devam edebilmiş.

💉 2️⃣ Düşük doz da işe yaramış. Üstelik daha güvenliymiş.

Yüksek dozda da fayda görülmüş ama yan etkiler daha fazla olmuş.

0,5 mg/kg’lık düşük dozda ise hem koruma etkisi devam etmiş hem de vücut ilacı daha iyi tolere etmiş.

Bu nedenle araştırmacılar bu dozu “en düşük etkili doz (minimum effective dose)” olarak belirlemişler.

📈 3️⃣ Kan şekeri kontrolü genel olarak daha iyiymiş.

Tedavi alan gruplarda HbA1c değerleri (üç aylık ortalama şeker) plasebo grubuna göre daha düşük seyretmiş.

Bazı merkezlerde bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuş — yani “tesadüf değil, gerçekten tedaviden kaynaklanıyor” denecek kadar güçlüymüş.

🛡️ 4️⃣ Yan etkiler beklenenden az görülmüş.

Düşük doz alan grupta sadece hafif ateş, halsizlik veya baş ağrısı gibi geçici belirtiler raporlanmış.

Yüksek dozlarda görülebilen “serum hastalığı” ya da bağışıklık tepkileri düşük doz grubunda neredeyse hiç yaşanmamış.

Genel olarak tedavi iyi tolere edilmiş. Yani  “vücutla kavga etmeden işe yarayan bir doz” bulunmuş diyebiliriz.

🧪 ATG’nin önceki klinik basamakları (MELD-ATG öncesi)

ATG fikri yeni değil. TrialNet başta olmak üzere düşük doz denemeler zaten umut vermişti:

ATG aslında yeni keşfedilmiş bir ilaç değilmiş.

2018–2019 yıllarında “TrialNet” adlı uluslararası araştırma ağı, ATG’yi tip-1 diyabetin erken döneminde denemiş.

O çalışmada:

  • 89 kişi yer almış,
  • 2,5 mg/kg dozunda ATG verilmiş (bazı katılımcılara G-CSF adlı destekleyici ilaç da eklenmiş),
  • Amaç yine beta hücrelerinin daha uzun süre çalışmasını sağlamak olmuş.

💡 Sonuçlar umut vericiymiş:

  • Vücut kendi insülinini üretmeye 2 yıla kadar devam etmiş,
  • HbA1c değerleri düşmüş,
  • C-peptid kaybı yavaşlamış.

Yani bağışıklık sisteminin saldırısı biraz olsun yavaşlatılabilmiş.

Bilim insanları ayrıca bu tedaviye iyi yanıt veren kişilerde bağışıklık sisteminde özel bazı değişiklikler fark etmişler:

➡️ Düzenleyici T-hücrelerin (koruyucu hücrelerin) arttığını,

➡️ Ve bu hücreleri belirleyen bazı “biyobelirteç” sinyalleri olduğunu keşfetmişler.

Bu da gelecekte “kimlerin bu tedaviden fayda görebileceğini” öngörmeyi kolaylaştırabilecekmiş.

💬 MELD-ATG’nin farkı nedir?

TrialNet çalışmasından sonra bilim insanları demiş ki: “Bu ilaç işe yarıyor ama yüksek dozlar yan etki yapabiliyor. Acaba çok daha düşük bir dozla aynı korumayı sağlayabilir miyiz?”

İşte MELD-ATG bu sorunun yanıtını aramak için planlanmış.

Yani önceki çalışmaların üzerine inşa edilmiş ama “en az etkili ve en güvenli dozu bulmak” hedefiyle daha sade, klinikte uygulanması daha kolay bir tedavi planı haline getirilmiş.

Yukarıdaki görüntüde bir pankreas adacığındaki farklı hücre tipleri özel boyalarla renklendirilmiş. Yani bu mikrograf MELD-ATG’nin hedeflediği problemi görselleştiriyor:
🟣 Mor tonlardaki hücreler: T-lenfositler yani bağışıklık hücreleri.
Bunlar tip-1 diyabette beta hücrelerine saldıran hücrelerdir.
🟠 Turuncu-pembe tonlardaki hücreler: Beta hücreleri (insülin üreten hücreler).
İçlerindeki koyu renkli yuvarlak yapılar insülin granülleridir.
🟤 Koyu kahverengi noktalar: Hücrelerin içinde lizozomal aktivite artışını (yani hücre içi yıkımı) gösteriyor.

🔁 Peki “benzer” çalışmalar neler?

1) Teplizumab (anti-CD3, FDA onaylı, evre-2 korunma)

  • Ne yapıyor? Otoimmün süreci modüle ederek klinik tanıya geçişi geciktiriyor (evre-2 → evre-3).
  • Kanıt: Tek kür infüzyon, tanıya geçişi medyanda ~32,5 ay geciktirdi; bazı kişilerde 5 yıla varan gecikme raporlandı. FDA onayı evre-2 (riskli, çoklu otoantikorlu) bireyler için.  
  • Nerede duruyor? Önleme/erteleme hattı. Yeni tanı (evre-3) için standart bakım değil.

2) ATG (düşük doz) – TrialNet vs MELD-ATG (evre-3, yeni tanı)

  • TrialNet 2,5 mg/kg: Etkin ancak yan etkiler (özellikle ilk günlerde sitokin salınımı/serum hastalığı) yönetim gerektiriyor.  
  • MELD-ATG 0,5 mg/kg: Benzer koruma sinyali + daha az yan etki → pratiğe daha uygun “minimum etkili doz” adayı.  

3) Abatacept/rituksimab vb.

  • Çeşitli faz 2 denemelerde C-peptid kaybını yavaşlatma sinyali olsa da geniş uygulamaya geçmiş değiller. Doz/yan etki/kalıcılık dengesi hâlâ tartışmalı. (Genel derleme.)  

🧩 Bu bilgiler pratikte ne anlama geliyor?

  • MELD-ATG: Yeni tanı (ilk haftalar) çocuk-gençlerde beta hücresi fonksiyonunu koruma yönünde faz 2’yi başarıyla geçti. 0,5 mg/kg gibi düşük bir dozun yettiğini göstermek, günlük pratik için oyun değiştirebilir (daha az yan etki, daha kolay uygulanabilir protokol). Bir faz-3 doğrulaması bu yaklaşımı standarda yaklaştırır.  
  • Teplizumab: Hastalık başlamadan (evre-2) tanıyı geciktirmek için bugün erişilebilen tek onaylı seçenek. MELD-ATG ile tamamlayıcı bir yerde duruyor (biri önleme, diğeri erken tedavi).  

📌 Ek notlar

  • Bu ilaçların hiçbiri insülini tamamen bırakmak için değildir; hastalığın hızını yavaşlatmak ve günlük yönetimi kolaylaştırmak için eklenir.
  • Zamanlama kritik: MELD-ATG’de tanıdan 3–9 hafta sonra başlanması hedeflendi; teplizumab’da tanı öncesi (evre-2).   

📚 Kaynaklar

1️⃣ The Lancet (18 ve 27 Eylül 2025) – Low-dose anti-thymocyte globulin in recent-onset type 1 diabetes (MELD-ATG)

🔗https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(25)00488-7/fulltext

🔗https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(25)01773-8/abstract?rss=yes

2️⃣ ClinicalTrials.gov – MELD-ATG ( NCT04509791 )

🔗https://clinicaltrials.gov/study/NCT04509791

3️⃣ INNODIA Official Announcement – MELD-ATG study results and collaboration update

🔗 https://www.innodia.eu/results/meld-atg-trial-update

4️⃣ EASD 2025 Conference Abstracts – Session on Immunotherapy in Type 1 Diabetes

🔗 https://www.easd.org/annual-meeting/2025/abstracts/session-immunotherapy-type-1-diabetes.html

5️⃣ TrialNet Low-Dose ATG Study (2018 / 2019) – Results from the TrialNet ATG G-CSF Phase 2 study

🔗 https://www.trialnet.org/studies/atg

6️⃣ Teplizumab NEJM / JAMA Derlemeleri – Prevention and delay of type 1 diabetes with anti-CD3 therapy

🔗https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa2101735

🔗https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2783693

Bir yorum yapın.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Diğer yazılar