Flatbush Diyabet: Tip-1 Diyabetin Gölgesinde Farklı Bir Hikaye

Sizden GelenlerFlatbush Diyabet: Tip-1 Diyabetin Gölgesinde Farklı Bir Hikaye

Ben Yusufhan. Kayseri’de yaşayan bir yazılımcıyım. Diyabetle olan yolculuğum diğerlerinden biraz farklı ve bu yüzden de sizlerle paylaşmak istedim.

Bu yazıyı özellikle tip-1 diyabet ağırlıklı bir platformda sizlere sunmak benim için önemli. Çünkü benim hikayem bazen sınırların nasıl bulanıklaştığını ve tanıların beklenmedik yüzlerini gösteriyor.

Flatbush Diyabet Nedir?

Flatbush diyabet; halk arasında “ketotik tip-2 diyabet” olarak da adlandırılan, genellikle tip-2 diyabet sınıfına giren, ama başlangıçta ketoasidozla (Tip-1’e benzer bir krizle) ortaya çıkan nadir bir diyabet türüdür. Amerika’da Flatbush bölgesinde yaşayan Afro-Amerikan popülasyonda ilk kez tanımlanmış. Ama aslında genetik ve çevresel faktörlerin birleşimiyle her ırkta görülebilir.

En ilginç yanı; hastalığın başlangıçta insüline ihtiyaç duyulması ama hızla insülin kullanımının azaltılabilmesi ve sıklıkla tamamen bırakılabilmesidir. Yani başlangıçta tip-1 diyabet gibi görünse de aslında bir tip-2 diyabet formudur. Hatta bu diyabetin dönemsel bir diyabet yani geçici olduğu da birkaç doktorum tarafından sıklıkla bana söylendi. Bu durumun tespiti, doğru tedavi ve yaşam tarzı değişikliğiyle kontrolün mümkün olduğunu gösteriyor.

Benim Hikayem

Yaklaşık 1 ay önce aniden başlayan halsizlik ve aşırı susuzluk şikayetleriyle hastaneye gittim. Kan tahlillerinde keton 4+ pozitif çıktı ve ketoasidoz tanısıyla yatırıldım. Ancak bu yatışımda ilginç bir durum vardı: Diğer ketoasidoz hastalarının aksine kendimi gayet dinç ve enerjik hissediyordum. Öyle ki; hastanede röntgen, MR ve EKG gibi testleri yaptırmak için 2 damar yolum açık tek başıma koşturuyordum. Doktorum bile şaşırmıştı; “Nasıl hâlâ ayaktasın?” diye sormuştu.

Bu tuhaflık hastalığımın klasik tip-1 diyabet ketoasidozundan farklı olduğunu gösteren ilk işaretti. Hastanede yatılı tedavi süresi boyunca tamamen tip-1 gibi tedavi gördüm ve eğitimler, psikolojik destekler aldım. Nitekim doktorlar da; “Tip-1 tanısını koyalım” demişlerdi. Fakat özellikle yatışımı yapan endokrin doktorumun içinde hep bir kurt vardı, tip-1 olmadığıma dair. Babamda tip-2 diyabet öyküsü vardı ve benim de kilolu olmam ve üstüne yatışımdan hemen önceki testlerde C-peptit seviyesinin referans aralıktan 1.5 katı fazla çıkması nedeniyle doktorlar durumumu yakından inceleyip yeniden değerlendirme kararı aldılar. C-peptit ve insülin seviyelerimin hala çok yüksek olması, insülin direnci teşhisim, çok hızlı toparlanmam, ve nihayetinde tüm otoantikor testlerimin de negatif çıkmasıyla tip-1 değil, aslında başka bir diyabet türü olduğunu gösterdi: Flatbush diyabet.

Bu süreç, benim için hem çok şaşırtıcı hem de öğretici oldu. Diyabetle yaşamda insülin kullanımının yanı sıra yaşam tarzı değişikliklerinin ne kadar etkili olduğunu öğrendim. Kendimi diyabetin kurbanı değil, kendi sağlığımın kontrolünü elinde tutan bir savaşçı olarak gördüm ve bu doğrultuda yaşam tarzımda köklü değişiklikler yaptım. Başta kabullenmek çok zor olsa da tip-1 yahut tip-2 farketmeden diyabetle yaşamanın nasıl olması gerektiğini ve beni nelerin beklediğini çok iyi kavradım ve yoluma devam ettim.

Mücadelem ve İlham Verici Yanlar

Flatbush diyabetin en güzel yanlarından biri, güçlü bir yaşam tarzı değişikliğiyle tanıyı kontrol altına alabilme ve hatta atlatabilme şansı. Ben, insülin dozlarımı azaltırken, sıkı bir diyet ve günlük egzersizle kilo vermeye ve insülin direncini kırmaya odaklandım. Yaklaşık 2 hafta önce de doktorum insülinlerimi tamamen kesti. Şu anda sadece Diaformin(metformin) kullanıyorum ve kan şekerim stabil. Yürüyüşler, yüzme ve ağırlık antrenmanlarıyla hem fiziksel hem ruhsal olarak güçleniyorum.

Tanı koyulmasının ilk şokundan, tam da taburcu olup eve geçtikten sonra, kendime şu soruyu sordum: “Bu beni nasıl daha güçlü yapabilir?” Ve cevap; bilgi edinmek, mücadele etmek, asla pes etmemek oldu. Bu süreçte öğrendim ki; diyabet, bir hastalık değil, hayatımızı şekillendiren, disiplin ve kararlılık gerektiren bir yaşam tarzı.

Tip-1 Diyabet Topluluğuna Mesajım

Tip 1 diyabetle yaşayan dostlar, sizinle son 1 ay gibi kısa sürede çok ama çok ortak yön yaşadım; kan şekerini kontrol etmek, kriz anlarıyla mücadele etmek ve yaşam kalitesini yükseltmek. Ama şunu da bilmenizi isterim ki; bazen sınırlar o kadar keskin değil. Flatbush diyabet gibi farklı formlar da var. Tanılarla ilgili ön yargılardan ve dezenformasyonlardan uzak durmak, sadece bilime ve tıpa güvenmek her zaman yeni şeyler öğrenmek ve birbirimize destek olmak en büyük güç.

Eğer benim gibi farklı bir diyabet formuyla karşılaşırsanız, pes etmeyin. Çünkü günümüzde diyabet artık spesifik tip-1 ya da tip-2 gibi net bir tanı değil artık yüzlerce diyabet türü var ve bunlar maalesef yanlış yaşam tarzından ve gelişen(!) dünyanın bize dayattığı normlar yüzünden hızla türemiş durumda. MODY Diyabet, LADA vs. Bunlardan sadece birkaçı. Ancak türü her ne olursa olsun tedavi ve yaşam tarzı değişikliği ile kontrol mümkün. Kendinize çok iyi bakın ve kendinize inanmayı hiç bırakmayın.

Bir yorum yapın.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Diğer yazılar