Tip-1 Diyabetin Hayatıma Faydaları ve Zararları

Tip-1'imTip-1 Diyabetin Hayatıma Faydaları ve Zararları

UnknownBen ortalama 12 yıldır tip-1 diyabetliyim. Şu an 31 yaşındayım. 19 yaşındaydım tip-1 diyabetle tanıştığımda.

Tip-1 diyabetimin ilk yılında düzenli beslenme girdi hayatıma. Yanımda ‘doğru’ besin gruplarını taşımaya başlamıştım. Ana ve ara öğün saatlerini kaçırmaz, saati saatine yemek yerdim. Aslında bu durum bilinçli bir hareket değildi. İstenen buydu. Ve bunları yerine getirmek de benim sadece ve sadece ‘görevimdi’.

O dönemden aklımda kalan ve kahvaltılarda en önemli yeri olan ‘4 adet zeytindir’. Ben halen zeytin yerken hep 4 adet yerim. 5’i, 6’yı zor bulur bu sayı. Çünkü o dönem diyetisyenim tarafından bu öğretilmişti. Kahvaltıda 4 adet zeytin.

Bir de utanmadan ve sıkılmadan her yerde insülin kalemi ya da enjektör ile insülin yapabilme özgürlüğünü sağlamış olmamdı. Diyabetimben.com‘u kurduktan sonra diğer tip-1 diyabetli akranlarımın ‘sosyal kayıgısını’ gördükçe içim sıkıldı. Halen de sıkılıyor. Çünkü ben hiçbir zaman ‘sosyal kaygı’ yaşamadım. Utanmadım. Sıkılmadım. Etrafı çok da umursamadım. Önemli olan ben ve tip-1 diyabetimdi. Önemli olan ‘diğerlerinin’ algısı değildi.

Düzenli beslenme ve yaşama süreci ortalama 2 yıl kadar sürdü. Ve bu 2 yılın sonunda sanki kıtlıktan çıkmış gibi yemeler, içmeler ve kafama göre yapılan insülinler ve alınan kilolar. Ve o kiloları yıllarsa verme çabaları. Ve hüsran. Öyle böyle yemekten bahsetmiyorum. Bir öğle yemeğinde 2-3 adet sac böreği, 1 porsiyon iskender, 3-4 adet içli köfte, diyet kola ve ekmek. Ve şimdiki gibi de karbonhidrat oranıma göre insülin yapayım değil. Kafama göre insülin yapayım.

Jeoloji Mühendisliği mezunu olduğumu hatırlatayım tekrar. Kendi mesleğini yapamayanlardanım. Sistem kurbanı değilim. Tip-1 diyabetin kurbanı olduğumu söylemem daha yerinde olur. Ben jeoloji mühendisliğini ofiste değil sahada yapmayı sevenlerdendim. Ve saha şartları tip-1 diyabetli beni bir kadın olarak değil, bir tip-1 diyabetli olarak zorlamaya başlamıştı. Düzensiz beslenme, düzensiz insülin, hipoglisemi ve hiperglisemilerle dolu günler.

Sene 2006’da İstanbul’da özel bir şirkette risk departmanında işe başlamamla Jeoloji Mühendisliği kariyerime son verdim. Sonra hiç bilmediğim İnsan Kaynakları alanında bir kariyer maratonum başladı. Önce Pfizer İlaçları, sonra ETİ ve sonra Bilkom.

Özellikle bu son 3 şirkette hayatım ve tip-1 diyabetim daha düzenli gitti. Ajandama daha dikkat eder oldum. Çünkü insülin ya da yemek saatlerime dikkat ederken günlük ajandama da dikkat etmeye başlamıştım. Ve benim için süre kavramı çok önemli olmaya başladı. Her şeyi zamanında ve hatta mümkünse en iyi şekilde ve kısa sürede bitirmek. Daha kaliteli beslenmek. Kaliteden kastımı anlıyorsunuz. Daha doğru kaynaklardan beslenmekten bahsediyorum. Detaycı olmak. Sorunların üstesinden daha kolay gelmek. Acil bir durumda en soğukkanlı olan kişi olmak.

Ama bir de şu kan şekeri dalgalanmaları bi olmasa. Hipoglisemi atakları sonrasında hiçbir şeyi hatırlamamak. Hatırlamaya çaba göstermek. Boş boş bakmak. Kan şekeri yüksekliklerinde başlayan genital bölge kaşıntıları ve enfeksiyonlar.

Cambridge’den Ali ile gerçekleştirdiğimiz Skype görüşmesini izlediyseniz sorusunu da hatırlarsınız. ‘Tip-1 diyabetin hayatına faydaları neler?’ Bu yazıyı yazmamdaki amacım buydu. Bu sorunun cevabını sizlerle paylaşmak ve hem tip-1 diyabetli akranlarımı hem de yakınlarını yani sizleri dinlemek. (Görsel kaynak: kulkoleksiyonu.com)

5 YORUMLAR

  1. Esra ,

    Hemen birşey soracağım . Çağla aralıklarla çişim gelmiş gibi oluyor anne diyor. 2-3 kere doktora gittik be tüm tahlilleri yapıldı . Herhangi bir iltihaplı durum çıkmadı. Lakin Çağla’nın genital bölgesinde aralıklarla kızarıklıklar oluyor . Eskiden de olurdu . Pişik kremi süper iyi geliyor . Doktor bana sirkeli su ile yıka demişti. Arada yıkıyorum iyi geliyor bence .. Ama bu çişim gelmiş gibi oluyor ama şeker yüksekliklerinde genital bölge kaşıntısı nedeniyle mi oluyor diye de düşünmeden edemedim . Çünkü herhangi bir iltihaplı duruma karşı antibiyotik de kullandık . Doktor bol su ve kesinlikle çiş tutma yok dedi ki Çağla maalesef çişini tutuyor . Yazını okuyunca yazayım dedim.

    Sevgiler,

    • Asena Merhaba,

      Diyabetle tanıştıktan sonra ortalama 1 yıl aynı durum bende de olmuştu. Kan şekeri yükselince sık tuvalete gitme durumu bir şekilde oturmuştu. Hafiften sıkışsam bile tuvalete gitmeye başlamıştım.

      Burada en temel konu kan şekerinin yükselip düşüşe geçmesi. Ki yükseklik sürecinde kaşıntı ve enfeksiyon başlıyor. Kan şekeri normale gelse oluşan mantarlar sebebiyle kaşıntı devam ediyor. Ama mantar ya da genital bölge enfeksiyonu için antibiyotik kullanımı iyi değil. Zira antibiyotik mantarı daha da arttırıyor.

      Çiş tutma konusunda maalesef bir şey söyleyemeyeceğim.

      sevgiler

  2. Merhaba Esra Hanım,
    Aynı şeyler Ada içinde geçerli, çiş tutma bizde de var ben sık sık idrara çıktığı için bıkkınlıktan tuttuğunu düşünüyorum.

    Şekerin eksilerinde sık idrara çıkma, sıkça idrar yolları enfeksiyonu, parmak uçlarında delikler ve insülin yerlerindeki morluklar. Artıları, çok karbonhidrat ve şekerli besinler tüketmemesi ve düzenli beslenme.
    Sevgiler,

  3. Ben de yaklaşık bir yıldır hastayım. Bi’ bakınca kendime yani diyabet sonrası bana…Her şeyden önce daha sağlıklı besleniyorum. Daha pimpirikliyim kendi sağlığım hem de tanıdıklarım konusunda. Ama öyle her yediğimi saymam kimilerince şımarıklık oluyor çünkü çevremizde o kadar çok umursamaz diyabetli var ki onlara göre ben çok abartıyorum. Siz çok şanslısınız Esra Hanım, Eşref Bey çok ilgili ve takip ettiğim kadarıyla da size karşı çok bilinçli yani sinirlendiğinizde bunun nedeni yüksek şeker olabilir diyebiliyor. Açıkçası benim öyle bir çevrem yok. Ne olursa ne yaparsam tamamiyle benim sorumluluğumda. Aileler bence böyle durumlarda da dikkatli olmalı yani bir şeker hastasında duygusal dalgalanmaların olması da çok normal. Ama kesinlikle acıyarak değil, anlayarak davranılmalı. Son olarak da aklımda hep ölüm var. Belki kızarsınız bana bunları yazıyorum diye ama daha hazırlıklıyım, hipoglisemi atakları zaten hayatımdan çalıyor. Elimizden geldiğince yaşıyorum.

  4. ben ikinci yılımı dolduralı epey oldu. alıştım bu süre zarfında. normal yaşantımı kısıtlamalarla da olsa devam ettirmek zorunda olduğumun farkındayım. ben hastalandıktan sonra hayatı toz pembe göremiyorum maalesef. bu hastalık benim hayatımın yarısından fazlasını götürdü. psikolojik sorunlarım baş gösterdi. şükür ki son 3 hba1c’lerim 6.6’yı geçmedi. doktorum çok iyi diyor ancak o seviyede tutmak için çok şeyden fedakarlık ediyorum. özetle diyabet amansız kötü bir hastalık. :/

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: