Sosyal Medyanın Sağlık Sektörüne Etkisine Yönelik 24 Sıradışı İstatistik ve Rakamlar Bölüm-1

Haberler&GelişmelerSosyal Medyanın Sağlık Sektörüne Etkisine Yönelik 24 Sıradışı İstatistik ve Rakamlar Bölüm-1

imagesDiyabetimBen.com‘un Twitter’da da olduğunu biliyorsunuz. Bizi @DiyabetimBen olarak Twitter’dan da takip edebilirsiniz.

Takip ettiğim ve bizim de takipçimiz olan Sn Sertaç Doğanay’ın dün bir Twiti ilgimi çekti. Aslında bizim gibi sosyal medyanın gücünü kulllanarak aynı derdi olan bireylerle beraber olmak, tartışmak, paylaşmak, gelişmeleri takip etmek ve beraber organizasyonlar yapmak gibi birçok konunun önemini anlatıyor Sertaç Doğanay.

Sertaç Bey’in yazısı bilimsel çalışmalara dayanmakta. Ve kendi yorumları da bulunuyor yazısında. Ben de bazı maddelerini referans alarak sizlerle fikir alış-verişinde bulunmak istiyorum.

Öncelikle iki maddeyi paylaşacağım sizlerle. İki maddenin de kaynağı ttp://www.sertacdoganay.com

1) Tüketicilerin %40′ı; Sosyal Medya’da Bulunan Sağlık Bilgilerinin Kendi Sağlık Durumlarıyla İlgili Aldıkları Kararlarda Etkili Olduğunu Söylemektedir. (Kaynak:Mediabistro)

Neden Önemli: Sağlık sektörü profesyonellerinin, hastaların sağlıkla ilgili konularda doğru olarak bilgilendirmesini sağlamak ve yanlış bilginin açığa çıkmasını sağlamak amacıyla sosyal medyada paylaşılacak eğitim içeriği oluşturma gibi bir yükümlülükleri var. Sosyal medya kullanıcılarının fikirleri genellikle güvenilirdir ancak, özellikle konu sağlık gibi hassas bir konu olduğunda, bu her zaman doğru olmayabiliyor. 

2) 18-24 Yaş Arası Katılımcıların %90′ı Sosyal Medya Ağlarındaki Diğer İnsanlar Tarafından Paylaşılan Bilgiye Güvenebileceklerini Söylüyor. (KaynakSearch Engine Watch)

Neden Önemli: Y kuşağının sosyal medyada oluşturdukları ağ çevrimiçinde çokça güvenilen insanlardan oluşan bir grup. Bu da aslında onlarla sağlık profesyonelleri olarak yeni ve otantik bir yolla bağlanmak için bir fırsat da sunuyor.

Esra’nın Notu: Blog olarak hem benim hem de bloğumuzdaki herkesin önemle üzerinde durması gereken bir konu. Yani bloğumuzda yazılan bilgiler şu anda en doğru ve güncel bilgiler olsa dahi sırf bana, bir başkasına ya da bloğumuza güveniyorsunuz diye her yazanı uygulamamalısınız.

Kısacası biz gezmeye giden teyzoşlar gibi olmamalıyız. Olamayız da. Gezmedeki bir teyze başka bir teyzeye derdini anlatırken; ‘Ben bu ilacı kullandım iyi geldi. Sen de kullan’ diye öneride bulunur. Ki genelde de aralarında ilaç alış-verişi yaparlar. İlaç iyi gelir ya da gelmez. Bu konu önemli değil. Ama iyi gelmezse bunun sorumlusu kim olacak? Burada durup yüz kere düşünmek lazım.

Örneğin ben yakın bir zamanda sizlerin de bildiği gibi Apidra marka insülini doktorumun önerisi ile kullanmaya başladım. Ki ben 2002 yılından bu yana hep Humalog kullanırdım. Kan şekerimi Humalog’a göre çok iyi toparladı ama ara ara alerji gibi bir kaşıntı oluşmakta. Yılbaşı sonrası doktorumla tekrar Humalog’a döneceğiz. Ve ben tip-1 diyabetimi bilsem dahi doktoruma danışmadan karar vermiyorum. Ancak ben; ‘Apidra iyi lütfen siz de kullanın ya da kullanmayın’ demem. Demem de. Kan şekerim toparlamış olabilir ama bende insülin alerjisi yaptı. Ancak herkeste yapacak ya da herkesin kan şekerini daha iyi toparlayacak diye bir durum yok ki!demek gibi bir durumda değiliz.

Bugüne kadar arka planda ısrarla önerilerde bulunan takipçilerimizin yorumlarını yayına almıyorum. Ben elimden geldiğince aradaki dengeyi kurmak zorundayım. Ama lütfen ama lütfen sosyal medyadaki her bilgiye güvenmeyin. Doktorunuz ve/veya diyetisyeniniz bilgisiz olsa dahi sosyal medyada duyduğunuz ve kafanıza yatan bir konu varsa doktorunuza sorun. Danışın. Bir fikri yoksa başkasına sorun. Ama sizin en önemli rehberiniz sizin gibi hasta olan bireyler olmamalı.

Y kuşağı konusuna gelirsek. İnsan Kaynakları Sorumlusu olarak çalıştığım için kuşakları biz İK’cılar iyi biliriz 🙂 Ben de yaş olarak Y Kuşağı olsam da içim de biraz X Kuşağı var. 1980-2000 arası doğumlular Y Kuşağı’ndan olurken 1965-1979 yılları arası doğumlular X Kuşağı’ndan olurlar. Ben birçok konuda kendi kuşağımın ruhunu taşırken birçok noktada da X Kuşağı gibi oluyorum. (Kuşaklarla ilgili http://www.kariyeratolyesi.com/kusak-nedir-kusaklar-kaca-ayrilir-kusaklarin-ozellikleri-nelerdir/ linkinden bilgi alabilirsiniz.)

Biz Y Kuşağı insanları çok araştırmacı oluyorlar. Ve gerçekten de en doğru bilgilere ulaşıyorlar. Yayınladıkları ve aktardıkları bilgiler genellikle en doğru ve güncel bilgilerdir. Arkadaşlık ve dostluk Y Kuşağı’nda önemli olduğu için etkiledikleri insan kitlesi de bir o kadar fazla olmakta. Bu sebeple ilaç ya da sağlıkla ilgili teknoloji şirketleri Y Kuşağı’nı elinde tutmaya çalışmakta. Hatta bu firmalar bizim bloğumuz gibi sosyal medya kanallarına ulaşmak için ciddi çaba harcıyorlar.

Firmalar yani; insülin, glükometre ya da insülin pompası gibi bizim tip-1 diyabetimizle ilgili firmaların özellikle sosyal medya kanallarını oldukça iyi kullanmaları gerekiyor. Kullanmazlarsa özellikle Y Kuşağı’nı müşterileri olarak kaybedebileceklerdir. Özellikle sosyal medya kanallarını kullanmayarak hastalarının yanında olduklarını hissetirmeyen firmalar gittikçe geri planda kalabileceklerdir.

Aynı şekilde işini iyi yapmayan ve hastasına gerekli önemi vermeyen özellikle firmalara bizim gibi olan sosyal medya kanalları kendi ve sosyal medyanın da gücünü kullanarak gerekli tüm baskıları yapabileceklerdir.

Benim düşüncelerim bu yönde. Sizlerin aktarmak istedikleri ve tartışmak istediği noktalar varsa yazarsınız. (Görsel kaynak: zonproviral.wordpress.com)

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: