Gece

2 gibiydi galiba.

Eşref’ten erken yatmıştım. Yine kaşıntım başlamış ve eve gelir gelmez de doktorumun yeni verdiği Xyzal ilacını içmiştim. Bu ilaçlar uyku yapıyor ya. Olduğum yerde biraz uyuduktan sonra yatağımıza gitmiştim.

Ne oldu bilmiyorum ama kalktım. Salona geldim. Eşref televizyon karşısında uyumuş. Kaldırdım. Televizyonu kapatıp fişini çektim. Fişini ne olursa olsun çekmeyi unutmuyorum. Takılı kalsa bile faturamıza güzel yansıyor 🙂 Biraz da muhalif ruhumu düşünüyorum her fişi çekişimde. Paramız boşa gitmesin de diyorum.

Eşref birkaç kez sordu kan şekerimi. Kendimi iyi hissediyordum. Her şey yolundaydı. Dedim ya. Saat gece yarısı 2 suları.

Biraz Eşref’i izledim yatarken. O hemen dalmıştı uykuya. Ara sıra yaparım. Eşref’i izlerim. Ara sıra ona kızdığım, sinirlendiğim ama onun bu yaptıklarıma rağmen bana sinirlenmemesini düşünürüm. ‘Acırım Eşref’e’. O da bana ‘acır’. Bilirim bunu. Bu duygu birbirimize olan iletişim esnekliğini daha da esnek hale getiriyor. En sinirli anımızda bile bu ‘acıma’ duygusunu devreye ne olursa olsun sokuyoruz. Ki daha da gerilmiyoruz. Daha da kırmıyoruz.

Ben de daldım uykuya.

Bir ara Eşref’in; ‘kan şekerini ölçmemiz lazım’ dediğinde ve yine standart ben; ‘hayır. ben iyiyim.’ cevaplarım. Sonra aniden Eşref’in baskısına dayanamayıp yatakta olduğum yerde fırlayıp iPad’in ışığını açtım. Sonra glükometrem ile kan şekerimi ölçmeye çalıştım. Olmadı. E-4 hatası ekranda. Kan yetmedi. Sonrasında tekrar parmak delecektim ki, ‘amannnn boş ve’r dedim kendi kendime. Az önce deldiğim parmağımdan kan çıkarmaya devam ettim. 49 mg/dL’yi hatırlıyorum ekranda. Sonra Eşref’e; ‘başımın üstünde ölçüm cihazım. neden burada ölçüm yapıyoruz.’ demiştim (glükometre yatağımızın üzerindeydi). Sonra glükometrenin sesinin neden olmadığını sormuştum.

Eşref bu durumları yaşamadan önce 1 bardak vişne suyunu zaten içirmiş. 49’dan sona bir ölçüm daha yapmış. 36 larda filanmış kan şekeri. Tekrar vişne suyu ve bir dilim tam tahıllı ekmek. Eşref bu işi biliyor galiba. Ben yanında olsam da, ben konuşamasam da, onu yönlendiremesem de bu işi yani hipoglisemi anında ne yapması gerektiğini biliyor.

Ben cam kenarına doğru yatarım yatağımızda. Eşref ise kapıya doğru olan tarafta. Bunu stratejik bir karar ile belirlemedik. Ama iyi de oldu galiba bu. Acil bir durumda Eşref bir yere çarpmadan rahat gidiyor mutfağa 🙂 Ben kendi tarafımda ve yatağın ucunda oturmuşum. Bir elimde ekmek ve bir bardak vişne suyu. Bunu da hatırlıyorum. Sonra Eşref’e; ‘çok fazla yedim içtim. sabah şekerim fırlayacak’ dedim. Elimdeki bardağı aldı. Ve ben kendi tarafıma uzandım.

Biraz zaman geçti. 5-10 dakika galiba. Zaman kavramı da gidiyor biliyor musunuz bu durumlarda. Söylediğinizin, verdiğiniz tepkilerin farkında bile değilsiniz. Ama karşınızdaki kişi sizi ara ara sanki toparlanmış düşünüyor. Çünkü bu durumda ara ara da olsa oldukça bilinçli hareket edip cümle kurabiliyorsunuz. Ama inanmamak lazım 🙂 O an inanın her şey gidiyor. Akıl başta kalmıyor. Kan şekerimi ölçtük yeniden. 117 mg/dL çıktı. Bu ölçümü de Eşref’in zorlamasıyla yaptım. ‘Bak. Her şey yolunda. Beni çok yoruyorsun. Ben iyiyim. Sıkıldım kan şekerimi ölçmekten’ diye isyan da ettim aradan.

Ben yattım. Ama Eşref beni izliyor. Fark ediyorum. İnanın mutlu etmiyor o an o bakışlar. Bu kadar takip edilmek ve kontrol edilmek mutlu etmiyor. Özellikle bu anlarda. Hipoglisemi anlarında.

Sabah Eşref anlattı. Önce sayıklamayla başlamış. Öyle kalkmış Eşref. Zeynep Hanım’ı ve halamın oğlu Veysel’i ve bloğumuzdaki birkaç durumu sayıklamışım. Zeynep Hanım doğum yaptı biliyorsunuz. Cuma akşamı onları ziyarete gittik. Halamın oğlunun da yeni nikahı kıyıldı. Düğün hazırlıkları ise devam ediyor. Bu aralar sık görüşüyoruz. Blog zaten hayatımın merkezine yakın. ‘Birkaç kez kaldırmaya çalıştım ama biliyorum kalkmayacağını’ dedi. ‘Kan şekerini ölçtüm. O anlarda sürekli abuk subuk şeyler söyledin’ dedi. 2,5 bardak vişne suyu içmişim. Son bardağı da şekerim çok yükselmesin diye içmemişim 🙂

Eşref; ‘İnan nasıl kalktım bilmiyorum. Çok sessiz sayıklıyordun. Ya kalkamasaydım?’

Ama ben kesik kesik hatırlıyorum olanları. Eşref anlattıkça aklıma geliyor. Aaaa, evet. O da oldu. Onu da söyledim. Sanki o kişi ben değilim. Bir ara Eşref’e benden korktun mu diye de sormadım değil. ‘Niye korkayım ki? Sen canımsın’ dedi.

Bu yazıyı üzülmek ya da geçmiş olsun demeniz için yazmıyorum. Unutmayın bunu. Eşi, kızı, oğlu, annesi ya da babası ya da bir yakını tip-1 diyabetli olanlara rehber olsun diye yazıyorum. Hipoglisemi anlarında panik yapıp, ağlamamanız için yazıyorum. Biz tip-1 diyabetlilerin hipoglisemi anlarında ne durumda olduklarını anlamanız için yazıyorum. Bilinçli hareket etsek bile zaman kaybetmeden kan şekerimize bakmanız gerektiğini anlatmak için yazıyorum. Biz size o anlarsa inanılmaz direnç gösteririz. Ya da sanki bir sorun yok ve her şey yolundaymış gibi ‘ben iyiyim’ deriz. İnanmayın. Bunları belirtmek için yazıyorum size.

Bizim bu anlarda soğukkanlı ve ne yaptığını bilebilecek sizlere ihtiyacımız var.

16 YORUMLAR

  1. Kızımın akşam yatmadan önce şekerini mutlaka ölçeriz. Eğer 100 ün üzerindeyse içim rahat yatarım, eğer altındaysa her saat başı kontrol için kalkarım. Zaten odası benim odamla bitişik. Gece kontrollerim 3 e kadar elimi burnuna yakın mesafede tutarak nefes kontrolü yaparım, kalbinin atışını kontrol ederim ve parmaklarına bakarım titriyormu diye rengide iyiyse 1 saat sonra tekrar ederim kontrollerime.Saat 3 te şeker kontrollerimiz vardır.Eğer şekeri iyiyse sabaha kadar rahat bir uykuyu hakettiğimi düşünürüm.

  2. Esra Hanım günaydın,
    Beklediğim bi mail vardı gelmiş mi diye sabah bilgisayarın başına geldim, yok gelmemiş.Bilgisayarı açmışken diyabatimbe’i pas geçmek olmazdı.İyi ki geçmemişim ama bana sabah sabah böyle duygusallıklarla ince devrelerimi yakacak şekilde gelmeyin lütfen. 🙂
    Annem ufak bi ameliyat geçirdi ve evimiz vişne-portakal-şeftali ve sütten geçilmiyor.
    (vişne suyu için size sponsor olayım mı) 😀
    Dün gece 00:30 civarı elimde meyve suyu ama vişne içiyorum, Esma ya bırak onu portakal daha iyi bundan iç dedi o aklıma siz geldiniz.Şimdi bu kadın mecburen ortalama 3-5 bardak vişne suyu içiyor dedim kendi kendime.Vişne suyunu bende çok severim ama algıda seçicilik devreye girdi sanırım bu defa tadı bi garip bi acayip geldi.
    Eşref abi’nin size daha doğrusu ilişkinize olan duygusu acıma duygusu değil bence kaybetme ihtimali olaması duygusu
    ” İnanın o an sizi mutlu etmiyor o bakışlar”
    Tabi ki siz mutlu etmiyor ki burda sizi izlemek bi mutluluk kaynağı zaten Eşref abi için.
    Burada sizin değil Eşref abi’nin mutluluğu devreye giriyor. 😉
    AVCI ailesinin mutluluğunu, Allah bozmasın inşallah.
    Geçmiş olsun demek yok. 🙂

    • Hatice Hanım Merhaba,

      Sıkı bir blog takipçisi olarak kınıyôrum sizi 🙂 Meyve suyu yerine meyvenin kendisini yemek daha sağlıklı. 1 bardak portakal suyu 60 adet eriğe eşitti hatırlarsanız. Hadi siz en doğalına ulaşıyorsunuz ama bizler maalesef paketli ürünlerden içiyoruz hipoglisemi anlarımızda.

      Sponsorluk fikri harika 🙂 Vallahi en sonunda Eşref ile size geleceğiz 🙂

      Sevgiler

  3. Merhaba Esra hm
    saat sabahın 7 si işyerindeyim nöbete geldim ve yazınızı okuyorum
    yine çok duygulandım hatta erkekler ağlamaz derler ya hazır eşim çocuklar yok ofiste benden beşkada kimse yok hıçkıra hıçkıra ağladım benim kızım 7 yaşına girmek üzere şu an biz kızımın şekerini kontrol altında tutuyoruz ama büyüyecek çok korkuyorum karşısına nasıl biri çıkar diye bizim veya eşref beyin takip ettiği gibi onu kontrol edecekmi yada bana veya eşime bişey olursa kızımın hali ne olur insan evladının biyümemesini istiyebilirmi ben istiyorum keşke hep böyle kalsa küçük masum ama olmuyor büyüyecek ve dertlerime yeni dertler katacak çok kaygılıyım korkuyorum bu kaygı bütün hayatımı alt üst etti.

    • Dursun Bey Günaydın,

      Eminim Sıla’nın da karşısına hem kendisini hem de tip-1 diyabetini iyi şekilde yönetebilecek biri çıkacak.

      Kendinizi üzmeyin lütfen. Bazen ben de hep en kötü ihtimalleri düşünür ağlar dururum. Mahvolurum.

      Bu arada ağlamanız iyi olmuş kimse yokken 🙂 İnsana güç veriyor.

      Sevgiler

    • Merhaba Dursun Bey,
      Esra Hanımın yazısında tuttum kendimi ama sizin yorumunuz ağlattı beni..Benzer soruları hergün ben de kendime soruyorum; benzer korkuları yüreğimin taaa derinliklerinde hissediyorum çünkü..Allah hepimizin yavrusu için herşeyin en iyisini en hayırlısını nasip etsin inşallah.Bu soruları her soruşumda diyabetle ilgili yapılan araştırmaları düşünüyorum.Yapay pankreastı, adacıktı, hücre nakliydi, beta hücresi üretimi….Sonra ”yok yok ”diyorum dolan gözlerimi rahatlatmak için tavana bakarak; ”az kaldı.Elbet bunlardan biri sonuçlanacak, yüzümüz gülecek.Sabır, biraz daha sabır…” Ve o taa derinlerden çıkıp gelen korkularımı yine geldiği yere gömüyorum, bidahaki sefere kadar unutuyorum.Bu duyguları içimizden söküp atmak zor biliyorum ama siz de rahatlatın kendinizi. Ben diyabetin geleceğinin güzel ve daha rahat olacağına inanıyorum…

  4. Geçmiş olsun demiyorum Esra Hanım 🙂
    Ben şöyle düşünüyorum bu sıralar,
    Hakikaten yarına çıkmaya elimizde senedimiz yok. Rızkı veren Yüce Allah. Siz diyabetliler bizim yakınlarımız, canımızsınız ancak ; Biz elimizden geldiğini yapabiliriz. Kime ne olacağını bilmiyoruz. Bize de her an herşey olabilir. Bu yüzden, ben aklımın ve gücümün yettiği kadar, soğukkanlı bir şekilde kızımın yanındayım. Gerekeni ve bana düşen herşeyi gönüllü olarak yerine getireceğim. Diğer tip 1 diyabet yakınlarına da bunu tavsiye ediyorum. Arkasından ne yaşayacağımızı, ancak yaşayıp göreceğiz. Güçlü olmak lazım. İnanıyorum ki, kızım ve sizler en yakın zamanda İnşallah bu hastalıktan kesin tedavi ile kurtulacaksınız. 🙂

  5. Ben 7yıldır tip 2 şeker hastasıyım her geçen yıl değerlerin daha yükseldiğini gözlemiyorum halbuki beslenme biçimim aynı bu konu ile ilgili gözlemleri olanlar var mı

  6. Esra hanım bizim paşa da aynı şeyi yaşıyor, hatta en son hipoglisemi maceramızı telefonda konuşmuştuk.
    Cem de çok kötü oldu ve o sıralar baya sık hipoglisemi yaşadık.
    Bunun için ben yurtdışında hipoglisemi tabletleri getirttim, ama şeker 36 larda olduğunda ağzında bu şekerleri döndüremiyor. tekrar araştırmaya devam ettim bunlar için amerikada gilikoz jelleri yapılmış onlardan getirttim doktorundan onay aldıktan sonrada kullanmaya başladık çok güzl sonuç aldık, çok hızlı kan şekerini yükseltiyor ve gelmesi gereken yerde de tutuyor. Kalorisi çok düşük kilo yapmıyor. Cem çok sık yaşadığı Hipolardan çok kilo aldı yarın resimlerini internetsitesini yollaycağım çok sevgiler Eşref bey e selamlar. Bu arada siteyi buldum.
    levelfoods.com

    • Berna Seçkinay’ın yorumu

      Tüm blok arkadaşlarına ve sevgili Esra dostumuza merhaba, hipoglisemi şüphesiz hepimizin sıklıkla karşılaştığı sorun,örneğin ben de 5 senedir insülin pompası kullanan 16 senelik tip1 diyabetli olarak dün akşam yatarken saat 24.30 da şeker ölçtüğümde 54 çıkınca , 5 kesme şeker yedim (çünkü çok terleme, halsizlik v.s. gibi hipoglisemi belirtileri hiç olmuyor yani hissetmiyorum üstelik yanımdakilere de aynı Esra’nın yaptığı gibi “ben çok iyiyim” diye ısrar ediyormuşum.) ve yarım saat sonra sonuç 96 olarak değişti. Bir de sabah şekerini sorarsanız, 212 idi. Esra ile yaptığımız görüşmeden onun da insülin pompası kullandığını hatta sensörlü pompa olduğunu hatırlıyorum. Demek bunlar da hipoglisemi atakları için kesin önleyici değil. Bir de bu hipoglisemi durumları için glukoz tabletler olduğunu ve çok kısa sürede sonuç aldırdığını ayrıca şeker içermediği için de şeker değerinde yükseklik riski taşımadığını duymuştum. Yurt dışında satıldığını da söylediler, bu konu hakkında bilginiz var mı? Teşekkür ederim.BERNA

      • Berna Hanım Merhaba,

        Sensörlü insülin pompasını geçici kullandım ve bence özellikle gece yatarken hipoglisemi ataklarında oldukça başarılı. Ve oldukça önleyici önceden haber vererek.

        Glükoz tabletler sadece yurt dışında değil Türkiye’de de satılıyor. Adı GlucoTabs. Ben de kullanıyorum.

        Sevgiler

  7. Merhaba Esra hanım.Yazınızı aglayarak okudum.Aglamak istemedim ama gözyaslarım beni dinlemiyor kendiliğinden akıyorlar.Okurken yasadığımız hipoglisimi tekrar canlandı gözümde.Bizim şeker düşüklüklerimizde 45 lerdeyken falan furkan çok fazla sinirli oluyor.Yatağını yumrukluyor bagırıp yeter artık diye bana kızıyor.Sabah kalkıp anlattığımda bir tanesini bile hatırlamıyor.Bazen yaptıklarını anlatırken gülüyor bilerek yapmıyorum biliyorsun dimi diyor.Umarım çocuklarımızda sizin gibi şanslı olur.İleriki hayatlarında karşılarına anne baba şevkatiyle yaklaşan, Gece 03.00 da yanımdamı diye bakan bir eşleri olur inşallah.Şansınız her an yanınızda olsun Esra hanım…

    sevgiler

    • Yeliz Hanım Merhaba,

      Evet. Bazen durmuyor bu namussuz gözyaşlarımız 🙂 Boşverin. Ağlayın. Bence iyi bir terapi yöntemi.

      Umarım hepimizin şansı hep yanında olur. Çocuklarımız da en iyi şanslarla karşılaşır. Zira buna çok ama çok ihtiyacımız var.

      Sevgiler

  8. Merhabalar saygideger tip1 ve tip2 diyabetli arkadaslarim,hepinize selam olsun(girizgah kismi muhtar adayi konusmasi gibi oldu) Huznunuze ve sevincinize ortagim.Hasta camiasinin en on numara insanlari diyabet hastalaridir,bugun bir kez daha anladim bunu.Hastanede sira beklerken;ev mantisinin sekere etkisi ve kac tane tuketilmesi gerektigi,hangi meyvelerin sekeri hangi hizda yukselttigi,belli araliklarla yaptirmamiz gereken testler vb.konularda yapilan sohbetlere kulak kabarttim.Diyabette henuz 1 yili dolmamis bir tip 2 diyabetli olarak ,doktora “Cok terlemek noropatik hasar belirtisi olabilir mi” diye sorup kendime konuya hakimmis havasi verdim 🙂 Bu bilgiyi burada bir yorumda okumustum sanirim.Hava asiri sicak,insan kalabaligi da eklenince hastane pide firini gibi olmus,terlemek normal tabi.Bugun ilk kez retinopati kontrolu icin goz hekimine gittim,doktor yaptirmam gereken testleri isaretledi test kagidinda.Goz bebeklerini buyuten bir damla damlatip beklemeye aldilar,sonra gerekli olcumleri yaptilar.Mesai bittigi icin sonuclari gosteremedim henuz,resmi olmayan kaynaklardan aldigim bilgilere gore durum gayet iyi.Goz damlalari gecici sure bulanik gormeye neden oluyor.Kolay gelsin.

  9. Feride Hanım merhaba,
    Tip 2 diyabette birkaç farklı gidiş var, bunlardan bir tanesi de beta hücrelerinden salgılanan insülin miktarının zamanla azalması şeklinde seyretmesi. Tabii tam detayı bilmiyorum durumunuzla ilgili ancak kan şekeri yalnızca beslenme ile ilgili bir şey değil. yukarıdaki gibi bir durum söz konusu ise kullandığınız ilaç ya da insülinler zamanla yetmeyecektir. Doktorunuzla mutlaka görüşüp durumu anlatın ilaç kullanımında bir değişikliğe gitmesi gerekebilir.

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: