Esra Abla, Yaşadıklarıma Değindim

Sizden GelenlerEsra Abla, Yaşadıklarıma Değindim

Esra Abla Yaşadıklarıma Değindim

Merhaba,

Ben Hakan, 1997 doğumlu ve şuanda 19 yaşındayım. Bundan 9 yıl önce 2008 yılında, tip 1 diyabet teşhisi konulmuş birisiyim.

O günden sonra hayatım kökünden değişti. Bu değişiklikle yemelerim, içmelerim yani hayat düzenim oldukça farklı bir hale geldi ve ben buna açıkcası iyi açıdan bakıyorum. Çünkü onun öncesinde fast-food alışkanlığım ve ilkokulumun kantininde değişmek bilmeyen yeme prosedürleri, belkide hayatımı kötü yöne sokacaktı. Elbette kötü günler yaşadım takıntılar, üzüntüler, yalnızlık duygusu ve hatta sinirli olduğum anlarda oluyor. O zamanlarda anlıyorumki kan şekerim yüksek ve sanki farklı insana dönüşüyormuşum gibi hissediyorum.

Bazen diyabetli olmasaydım kötü alışkanlıklarıma halen devam edecektim dediğimde oluyor doğrusu. Nasıl teşhis konulduğuna gelirsek, çok tuvalete çıkma ve uzun zamandır rastlamadığım 6-7 bardak su içmek (belki uzun zamandır bu kadar içmemiştim 🙂 ) anne ve babamın hatta benimde oldukça ilgimi çekmişti. İdrar yollarını üşütmüş kafasıyla doktora gittik ve çıkan 400 kan şekeriyle ve ardından 300 ile hastaneye yattım. Hastaneye yatmadan önce ilk insüline sırf o anki yüksek kan şekeri (400-300) düşürmek için almıştım, hastaneye yattığımda bana getirilen mavi insülin kalemi sanki benim için tasarlanmış gibi hissetmiştim ve hediye gibi anımsamıştım. İğne vurulurken özellikle karından bazen sızı duyardım ama sonralarında alışmıştım ve artık kendim yapmasını öğrendim. Evimize geldiğimde, öğrendiklerimi kendimde uyguluyorum. Annem de benim için işinden ayrılıp bana destek oldu, ondan dolayı minettarım kendisine. Bir keresinde gece 400’ü bulan kan şekerimle hastanede kalmıştım ve serum verilmişti bana ama o zamanlar daha küçük yaşlardaydım. Ayrıca 8 yıl boyunca düşmek bilmeyen Hba1c değerlerim en sonunda 7’yi görmüştü ve 8 yılın ardından bu rakamla  Medtronic insülin pompasını kullanmaya başladım. O zamanlar lise 3.cü sınıftaydım, insülin pompasına başlamamdan itibaren diyabet hakkında bilgilerimin daha da arttığını fark ettim. Yabancı siteleri araştırdım, diyabet teknolojileri ve bilim dünyasında diyabet adına yapılan çalışmalar hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalıştım. Facebook üzerinden amerikalı benim gibi insanlarla tanıştım farklı kişiler, farklı insanlar tanıdım.

Bazen acil durumlarda, beni üzen bazı durumlarla karşılaştım. Özellikle eczanelerin yardım konusunda aşırı derecede bilinçlendirilmesi ve yanlarında numune insülin kalemi taşımalarının gerektiğini düşünüyorum. Elbette insülin kalemi taşımamız gerekli ama taşıması bazen sıkıntı yaratabiliyor.

Artık karbonhidrat hesaplamasına göre insülin dozunu hesaplıyorum, yeme düzenimden örnek vereyim ( sabah 30 kh, öğlen 60kh, akşam 45kh) alıyorum bunu diyetisyenimin yardımıyla belirledik ve ortalama günlük insülin alma miktarım 40’a yakın şuanda.

19 yaşındayım ve öğretmen olmak istiyorum. Ben şöyle düşünüyorum bence hepimiz birer savaşçıyız, hergün yaşamak için savaşıyoruz ve en azından yaşamak için bir sebebimiz var.

Son olarak eklemem gerekirse, diyabet yönetimi ev de olunca daha konrol altında oluyor, dışarıda ister istemez stabil gitmiyor.

Esra abla yaşadıklarıma değindim.

iyi akşamlar.

Hakan Çelen

 

1 Yorum

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: