Dr Bernstein’ın Diyabet Çözümü / Normal Kan Şekeri Değerlerine Ulaşma Rehberi – Bölüm2

T1D Hakkında Her ŞeyDr Bernstein’ın Diyabet Çözümü / Normal Kan Şekeri Değerlerine Ulaşma Rehberi -...

Dr Bernstein’ın Diyabet Çözümü / Normal Kan Şekeri Değerlerine Ulaşma Rehberi – Bölüm2

Dr Bernstein’ın Diyabet Çözümü / Normal Kan Şekeri Değerlerine Ulaşma Rehberi başlıklı yazımızdan ilk bölümü okuyabilirsiniz.

Kitabın 7. bölümünden kalan kısmı sizlerle paylaşıyorum.

İnsülin Dozu Emilim Kuralı

Eğer insülin kullanmıyorsanız bu bölümü geçebilirsiniz.

Tekrar trafiği düşünün. Arabayla ilerliyorsunuz ve arabanız orta bölüme doğru yöneliyor. Tekrar şeridinize girmek için direksiyonunuzu hafifçe düzeltirsiniz. Problem yok. Ama direksiyonu birden çevirirseniz kendinizi bir anda başka bir şeritte ya da yolun tamamen dışında bulabilirsiniz.

İnsülin enjekte ettiğinizde tamamı kan dolaşımınıza geçmez. Araştırmalar insülinin emiliminin tam olarak ne kadar gerçekleştiği konusunda bir miktar belirsizlik olduğunu göstermektedir. Kullandığınız insülin miktarı arttıkça, belirsizlik miktarı da artacaktır.

İnsülin enjekte ettiğiniz zaman, bağışıklık sisteminize göre, orada olmaması gereken bir maddeyi cildinizin altına alıyorsunuz. Yaptığınız insülinin bir bölümü, kan dolaşımına katılamadan vücudunuzda yabancı bir madde olarak zarar görecektir. Zarar görecek miktarın büyüklüğü pek çok faktöre bağlıdır. İlk faktör, yaptığınız dozun ne kadar büyük olduğudur. Doz arttıkça sebep olduğunuz enflamasyon ve iritasyon artacak, ve bağışıklık sisteminize daha fazla tehlike işareti göndereceksiniz. Derinlik, hız ve enjeksiyon yerini diğer faktörler olarak sıralayabiliriz.

Enjeksiyonlarınız doğal olarak her seferinde değişecektir. En titiz insanlar bile enjeksiyon süreçlerinde farkında olmadan küçük değişiklikler yapacaklardır. Dolayısıyla kan dolaşımınıza geçen insülin miktarında her zaman bir miktar değişkenlik olacaktır. Doz arttıkça, değişkenlik miktarı da artacaktır.

Birkaç yıl önce, Minnesota Üniversitesi’ndeki araştırmacılar kolunuza yaklaşık 20 ünite insülin enjekte ettiğinizde, kan dolaşımınıza geçen insülin miktarında bir günden diğer güne ortalama %39 değişiklik olduğunu gösterdiler. Karın bölgesine yapılan enjeksiyonlarda ise bu farkın sadece %29 civarında olduğunu buldular ve bu nedenle enjeksiyon için sadece karın bölgesini kullanmamızı tavsiye ettiler. Kağıt üzerinde iyi gibi görünse de pratikte bunun kan şekerine olan etkisi hala kabul edilebilir seviyede değildir.

Diyelim ki bir defada 20 ünite insülin enjekte ediyorsunuz. 68 kg.lık bir yetişkin için her ünite, kan şekerini yaklaşık 40 mg/dl düşürecektir. %29’luk bir değişkenlik 20 ünitelik bir enjeksiyonda 6 ünitelik bir farklılık yaratabilecek, bu da kan şekerinde 240 mg/dl bir belirsizliğe sebep olacaktır (40 mg/dl x 6 ünite). Sadece yapılan insülinin emilim miktarında yaşanan bir farklılık bile tesadüfi ve belirsiz kan şekeri sonucuna sebep olacaktır.

Yapılan araştırma ve şahsi tecrübem göstermektedir ki, insülin dozu azaldıkça, değişkenlik de azalmaktadır. Obez olmayan Tip 1 diyabetliler için ideal olarak ¼ ile 6 ünite arasındaki dozları, en fazla 7 ünite, görmek istiyoruz. Genellikle bir defada 3-5 ünite insülin alabilirsiniz. Bu düşük dozlarda, emilimden kaynaklı belirsizlik nerdeyse sıfıra yaklaşır. Bu nedenle kolunuza, karnınıza ya da başka bir bölgeye enjeksiyon yapmak konusunda endişe duymanız da gerekmez.

Yatmadan önce 27 ünite uzun etkili insülin kullanması gereken bir obez hastam var. İnsülin direnci o kadar yüksek ki, daha düşük dozlarda kan şekerini kontrol altına almamız mümkün değil. Bu büyük dozlarda belirsizliği azaltabilmek için, uyku öncesi enjeksiyonunu aynı şırıngayı kullanarak farklı bölgelere 4 küçük doza bölerek yapıyor. Kural olarak, yetişkinler için bir enjeksiyonda en fazla 7 üniteden fazla insülin yapılmamasını tavsiye ediyorum. Çocuklar için bu rakam orantısal olarak daha da düşük olacaktır.

İnsülin Etki Süresi Kuralı

Tekrarlıyorum, herhangi bir ilacın etkisini güvenli bir şekilde öngöremiyorsanız kullanması çok zor olacaktır. Bu, insülin için, ne kadar enjekte ettiğiniz kadar ne zaman enjekte ettiğinizle de ilgilidir. Eğer Tip 1 diyabetliyseniz, yemekten sonra kan şekerinizin yükselmemesi için hızlı etkili (regular) insülini beslenme planınıza uygun yemeğinizden 40-45 dakika önce enjekte edebilirsiniz. Regular-hızlı etkili insülin, ismi öyle olmasına rağmen, çok hızlı etki etmez, ve diyabet olmayanlardaki faz 1 insülin cevabına yaklaşamaz. Daha az olmakla birlikte, bu durum yeni nesil hızlı etkili lispro (Humalog), glulisine (Apidra) veya aspart (Novolog) insülinler için de geçerlidir. Bunlar hala elimizdeki en hızlı seçenekler. Regular insülinin küçük dozları yaklaşık 45 dakika içinde etki etmeye başlar ve etkisi 8 saate kadar devam eder. Lispro yaklaşık 20 dakika içinde başlar ve onun da etkisini tamamlaması en az 5 saat sürer. Bu, hızlı etkili karbonhidratların kan şekerini yükseltme hızından önemli ölçüde yavaştır.

Yıllar önce John Galloway, sonraları Eli Lilly and Company’de tıbbi direktör oldu, gözlerimizi açacak bir araştırma yaptı. Diyabeti olmayan bir gönüllüye damar yolu ile 70 ünite (çok yüksek bir doz) regular insülin enjekte etti.

Ardından birkaç dakikada bir kan şekerini ölçtü ve serum yoluyla hastanın kan şekerini 90 mg/dl’de tutacak şekilde glukoz verdi. Tehlikeli derecede düşük kan şekerlerini, veya hipoglisemiyi önleyecek glukoz takviyesini ne kadar süreyle yaptı sizce?

Üzerindeki bilgilerde regüler insülin etkisinin 4-12 saat aralığında sürdüğü yazsa da, bu deneyde 1 hafta sürdü. Sonuç olarak, insülinin etki süresi bile, ne miktarda enjekte ettiğimize bağlı olarak değişmektedir. Pratikte, daha büyük insülin dozları erken etki etmeye başlıyor, daha uzun ve daha az öngörülebilir bir süreyle de devam ediyor.

Eğer tarif ettiğimiz kısıtlı karbonhidrat diyetine uygun olmayan bir öğün yer ve bunu insülin ile karşılamaya çalışırsanız, yemek sonrasında öncelikle yükselecek, ardından hızlı etkili insülinin devreye girmesiyle birlikte de şekerinizde düşüş yaşayacaksınız. Bu da her yemek sonrasında yüksek şekere maruz kalacağınız ve uzun dönemde diyabet komplikasyonları tuzağına düşeceğiniz anlamına gelmektedir. Yemek sonrası yaşanacak bu yüksekliği önlemek için insülinin etkisinin başladığı anda yemeğe başlamayı denerseniz de kolaylıkla hipoglisemi yaşayabilirsiniz, ki bu da eğer bilincinizi kaybetmediyseniz, daha çok yiyerek durumu telafi etmeye çalışmanızla sonuçlanacaktır.

Faz I insülin tepkisi azalmış veya hiç bulunmayan Tip 2 diyabetliler de Tip 1 diyabetlilerinkine benzer bir problem yaşamaktadır. Eğer hızlı etkili karbonhidrat veya çok miktarda yavaş etkili karbonhidrat tüketirlerse, onların da saatlerce insülinin faz II etkisini beklemeleri gerekecektir.

İnsülin zamanını ayarlamak için kritik olan konu karbonhidratın ve insülinin kan şekerinizi nasıl etkilediğini anlamak ve bu bilgiyi kan şekerinizdeki dalgalanmaları azaltmak için kullanmaktır. Faz I insülin cevabının zamanını tahmin edemeyeceğiniz için, yaptığınız insülinin limitleri içinde kalmanıza izin verecek yiyecekleri yemelisiniz. Eğer ADA’nın önerdiği yüksek karbonhidratlı ve düşük yağlı diyetten mahrum kaldığınızı düşünüyorsanız, ki istatistiklere bakarsanız tek başardığı obezite seviyesinde artış, yükselen trigliserid ve LDL, ve salgına dönüşen diyabettir, düşük karbonhidratlı beslenmenin sadece diyabetliler için değil herkes için daha sağlıklı olduğunu gösteren pek çok çalışma bulunmaktadır. (Bu konuda daha detaylı bilgi için, Protein Power, Drs.Michael and Mary Dan Eades, Bantam Books, 1996; veya www.diabetes-book.com “Articles” bölümünden Gary Taubes’ün “What If It’s All Been a Big Fat Lie?” yazısını okuyabilirsiniz.)

Eğer sadece düşük miktarlarda yavaş etkili karbonhidrat tüketirseniz, yaptığınız hızlı etkili insülin ile yemek sonrası kan şekerinizin yükselmesini önleyebilirsiniz. Aslında karbonhidrat alımını kısıtlayarak pek çok Tip 2 diyabetli de faz II insülin tepkisiyle bu yükselmeyi önleyebilecek ve yemek öncesinde insülin yapmalarına gerek olmayacaktır.

Küçük Sayılar Kanunu’na Uymak

Küçük sayılar kanununa uymak için önemli olan, yediğiniz zaman  yavaş etkili karbonhidratlardan küçük miktarlarda yemek, ve hızlı etkili karbonhidratlardan da yememektir. Bu kitapta tavsiye edilen miktarlardan (9–11. Bölümler) fazla yendiğinde, yavaş etkili karbonhidratlar bile yapılan insülinin veya faz II insülininin etkisini geride bırakacaktır.

Küçük miktarda yavaş etkili karbonhidrat yediğinizde, yemek sonrasında kan şekerinizde yükselme yaşamaz veya çok az miktarda yaşarsınız. Yediğiniz düşük etkili karbonhidrat miktarını iki katına çıkartırsanız, kan şekerinizdeki yükselme iki katından da fazla olacaktır (yüksek kan şekerinin daha da yüksek kan şekerine yol açtığını hatırlayanız). Eğer yavaş etkili karbonhidrat ile tıka basa doymaya çalışırsanız da, daha az miktardaki hızlı etkili karbonhidrat kadar hızlı etki edecek, daha az tokluk hissedecek ve Çin lokantası etkisi ile birleştireceksiniz. (Çeviri notu: Kitapta Çin lokantası etkisi ‘karbonhidrat yükü düşük olsa bile mideyi çok dolduracak büyüklükte yemek yemenin veya sindirimi çok zor olan şeyler yemenin kan şekerini kontrolsüz şekilde yükseltici etkisi’ olarak anlatılıyor ve kan şekerini yükselten nedenler arasında sıralanıyor)

Bütün bunlar gösteriyor ki konu sadece daha az karbonhidrat tüketmek değildir, konu günde 3 büyük öğün yemek yerine daha az miktarda 4-5 öğün yemeyi de içerir. İlaç kullanması gerekmeyen bir Tip 2 diyabetliyseniz, bu şekilde yemek işe yarayabilir. Bu şekilde yemenin zorluğu zahmetli olmasıdır, ama bazı insanlar bunu dert etmez ve zaten bu şekilde yemeyi tercih eder.

İnsülin kullanması gerekmeyen Tip 2 diyabetliler için gün boyu küçük öğünler tüketmek, kan şekerlerini sabit tutmaları için etkili olabilir. Bu şekilde bir beslenme faz 2 insülin cevabına uygun olacağı için, kan şekerleri asla çok yüksek değerlere çıkmayacaktır. Ama her durumda düzen değişikliklerinden-hastalık, seyahat, misafirleri vb- olumsuz etkilenecek,  bir hazırlık ve rutinleşme gerektirecektir. Yemeklerini ve yüksek kan şekerlerini insülin yaparak karşılayan insanlar için ise günde 3 öğünden fazla tüketmek uygun olmayacaktır (19. Bölüm).

3 YORUMLAR

  1. Merhaba Esra hanim öncelikle emeğinize teşekkür ederim. Insulin kullananlar için 3 öğün yeterli ara öğün yapmayın ama tip 2 iseniz ogunlerinizi bölün diyor değil mi yanlış anlamadım. Ben tip 1 diyabetim. Ara öğün yapmayı sevmiyorum zaten yüksek gidiyor gerek duymuyorum.

Furkan ERDOĞDU için bir cevap yazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: