Diyabet Riski Ölçümü

Kaynak: Türkiye Diyabet Vakfı

15 YORUMLAR

  1. Evet ama sanırım ben bu tabloda ki kriterlere uymayan bir Tİp2 Diyabetli olarak literatüre geçebilirim :))), Kilom,46,37 yaşındayım, prematüre bir çocuk doğurdum. evet bir tane diyabetli akrabam var…. Tüm bu kritetlere göre diyabet riskim olmamalı ama tip 2 diyabetim :(…

  2. Serap Hanım;

    Diyabet riski tüm bu faktörlerden bağımsız olarak esasen hayatın fetus döneminde de ortaya çıkabilmektedir..Yani Tip-1 Diyabet ve Tip-2 Diyabet riski esas olarak anne karnında belirlenmektedir..Anne yeteri kadar güneş görmüyorsa, D vitamin düzeyi düşükse, omega-3’den fakir besleniyorsa, C vitamini-folik asit gibi vitaminlerden zengin sebze ve meyvelerin tüketimi azsa, esansiyel aminoasitlerden zengin olan et,balık ve kuruyemiş tüketimi azsa; anne karnındaki fetusun gelişimi düzgün olmuyor..Daha az hayati olan pankreas ve karaciğer gibi organlar yeterince gelişmiyor ve fetus tüm gelişim enerjisini beyin ve kalp gibi hayati organların tam gelişimi için kullanıyor..Yani rezervde az miktarda kalan D vitamini, Omega-3, C vitamini, B-12 Vitamini, organik aminoasitler gibi kaliteli biyolojik materyaller, pankreas ve karaciğer gibi organların gelişiminde daha az kullanılırken; beyin ve kalp gibi hayati organların gelişimi için daha çok kullanılıyor..Bu sefer doğuştan gelen bir ”pankreatik beta hücre azlığı ve dayanıksızlığı” sözkonusu oluyor..Normalde kilo alınmadığı, bol karbonhidratlı ve aşırı kalorili beslenilmediği ve spor yapılmadığı sürece beta hücreleri işlevini görüyor düşük insülin salgısı ile..Ancak kilo alımında, hamililelikte, spordan uzak kalmada yada yanlış beslenmede beta hücreleri, artan insülin gereksinimini karşılayamıyor ve gizli şeker veya Diyabet gelişiyor….Benzer bir durum tip-1 diyabet için de geçerli..Özellikle annenin yeteri kadar güneş görmemesi ve iyi beslenmemesi sonucu ( iyi beslenmek çok yemek değildir ) fetusun beta hücreleri hücresel antioksidan mekanizmalardan yoksun doğuyor ve düşük d vitamini sebebiyle bağışıklık sistemi aşırı uyarılgan oluyor..En ufak bir alerjik reaksiyonda da Tip-1 diyabet gelişebiliyor..Nitekim yaz aylarında doğan çocuklarda daha az Tip-1 Diyabet görülmesi ve ekvatatora doğru gidildikçte tip-1 diyabetin daha az görülmesinin nedeni olarak bu durum gösteriliyor..Finlandiya’da güneş lambalarının kullanımı ve D vitamini takviyesinin yaygınlaşmasıyla beraber Tip-1 Diyabet’in görülme riskinin 8 kat azalması da bu ilişkiyi gözler önüne seren bir bulgu olarak değerlendirilmelidir..

    Bu ilişki tıp biliminde Thirfty(İdareli) Fenotip Hipotezi olarak da geçmekte olup ciddi manada destek görmektedir..

    Thrifty (idareli) fenotip hipotezi sadece beta hücre yetmezliği olan bireylerin diyabete yakalanacağını öne süren bir hipotez olmakla birlikte son yıllarda yapılan çalışmalar düşük doğum ağırlığı ile erişkin yaşta ortaya çıkan glukoz tolerans bozukluğu ve Diyabet arasında böyle bir bağıntının olabileceğini göstermektedir.Bu hipoteze göre fetüs ve bebeğin gelişimindeki yetersizliğin fetüs ve bebeğin yeterince beslenmemesine bunun da annenin yetersiz beslenmesine bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu şekilde inutero malnütrisyona maruz kalan fetüs aldığı nütrisyonu idareli kullanmak için birtakım stratejiler geliştirerek beyin gibi hayati organlara öncelik vererek karaciğer ve pankreas gibi daha az hayati organların daha az beslenmesine yol açar. Sonuçta bu durum pankreas ve beta hücrelerinin yetersiz gelişimi ile sonlanır. Fötal gelişim sırasında sağlanan bu adaptasyon programı erişkin yaşamda beta hücresi için ek risk faktörlerinin eklenmesi ile bozulabilmektedir. Fetal nütrisyonun bozulması sonucu oluşan insülin sekresyonunda veya beta hücre kitlesinde azalmanın üzerine kalıtımsal olarak belirlenmiş olan insülin direncinin eklenmesi ile erişkin yaşta Tip-2 diyabetin oluşabileceği düşünülmektedir. Böylece normal yaşlanma süreci, obezitenin başlaması veya insülin direncinin genetik kompenentlerinin kötüleşmesi gibi faktörler ile beta hücresi insülin salgısını artırmaya başladığında eğer beta hücre kitlesi fetal hayatta gördüğü zarardan dolayı azalmışsa insülin salgısındaki artış yeterince olamıyacağından relatif bir hipoinsülinemi oluşur ve prediyabet yada klinik diyabet süreci başlar. İnsülin-signaling yolundaki proteinleri ve leptini kodlayan ve bu şekilde hipotezin genotipik temelini oluşturacak birkaç aday gen tanımlanmıştır. Bundan yola çıkarak thrifty genotipi ile konjenital lipoatrofik diabetin biribirlerinin ayna hayali olduğu (mirror image) düşünülmektedir.

  3. Bu forumu iyiki bulmuşum. Ben birşey sorcaktım Eyüp hocam….Şimdi bundan 2 sene önce 240 olan açlık kan şekeri yüzünden vede 400 olan tokluktan ötürü şeker hastası teşhisi kondu bana. Birsüre Novomix iğne ve Glukopahge diye bi ilaç kullandım. Ancak bundan 6 ay önce şikayetlerimin artması üzerine Acıbadem’in aciline kaldırıldım ve kendi isteğimle 10 gün yattım orada. Orada ayrıntılı incelemede Behçet hastası dediler bana bu yönde teşhis koydular. 3 ilaç yazdı doktor şimdi bu ilaçları kullanıyorum ve şekerim tamamen normale döndü bu ilaçlardan sonra. Hiçbir ilaç kullanmama rağmen sabah şekerim 88’di. Tokluk da 93 filan. Ben bu işten anlamadım. Bayadır ölçüyorum ve sonuçlar normal. Şeker ilacı kullanmıyorum.

    22 Aralık’da sabah şekerim 85, tokluk şekerim 101.
    27 Aralıkta sabah şekerim 93 tokluk şekerim 89
    5 Ocakta sabah şekerim 95 tokluk şekerim 104
    11 ocakta sabah şekerim 79 tokluk şekerim 99
    24 Ocakta sabah şekerim 84 tokluk şekerim 85 akşam yemeği sonrası 90.
    2 Şubatta sabah şekerim 92 tokluk şekerim 103.
    18 şubatta sabah şekerim 88 tokluk şekerim 106.
    3 martta sabah şekerim 91 tokluk şekerim 100.

    Nedir bu böyle hocam şeker hastasımıyım. Başka ne testi önerirsiniz bana?Şeker hastası değilimdir inşallah… İnşallah değilimdir.Behçet varken birde şekerle uğraşamam….Napmam lazım şimdi benim?

    • kusura bakmayın haktan bey,geriye dönük olacak ama şikayetlerimin artması derken Ani şeker düşmeleri neydi sizi Acile götüren,Behçet hastalığı yani deriyle ilgili birtakım şikayetlermiydi..Sekonder Diyabet olupta hayatının geri kalanını ömrünü aslında hiç gerekmeyecek insülinle allak bullak edecek birine yardım edersiniz herhalde..Aslında Ülkemizde bu işler maalesef çok iyi incelenmeden yapılıyor, Tetkikler anlık Ya şekersin yada deyil bu çok saçma..!!!

  4. Haktan Bey merhaba;

    Sizde sekonder diyabet gelişmiş..Yani bazen endokrinolojik yada immunolojik hastalıklar, kullanılan ilaçlar, gıda-alkol zehirlenmeleri gibi birçok faktör, pankreatik beta hücreleri üzerinde toksik etki meydana getirerek; sekonder diyabet gelişimine yol açabilmektedir…Behçet Hastalığı otoimmun bir hastalık olup pankreasta kalsifikasyonlara yada amiloid birikimine yol açarak beta hücre fonksiyonunu bozarak, insülin sekresyon düzenini bozup geçici bir diyabet tablosu oluşturabilmektedir..Lupus Hastalığı ve diğer otoimmun hastalıklar için de aynısı geçerli. Benzer şekilde Cushing sendromu, Akromegali, Hipertrioid durumu, kistik fibroz, pankreas kanseri, pankreatit, mide kanseri, hipofiz bezi tümörleri, böbrek yetmezliği, siroz gibi birçok hastalık da glukoz metabolizmasını bozarak, sekonder diyabete yol açabilmektedir..

    Siz Behçet hastası olduğunuz için sizde sekonder diyabet gelişmiş..İlaçlarınızı kullanıp hastalığınızı konrol altına alınca beta hücre fonksiyonu normale dönmüş ve normoglisemi sağlanmış..Olay budur..Şansınız varmışki beta hücreleriniz ölmemiş..Aksi takdirde geri dönüş imkansız olurdu..Meslek hayatımda lupus hastalığı, hipofiz bezi tümörü, kullanılan hormon ilaçlarına, metil alkol zehirlenmesine bağlı olarak birçok sekonder diyabet hastası tanıdım..Bunların yarısı primer hastalığın tedavisinden sonra normale dönerken, yarısı dönemediler. Hele metil alkolden zehirlenen biri vardıki, O tamemen tip-1 diyabet gibi oldu mesela..Çünkü beta hücreleri çok narin ve hassas..Herşeyden etkilenebiliyorlar..Hücresel antioksidan sistemleri gelişmediği için kendilerini koruyamıyorlar..Evrimsel olarak insanoğlu, tarihin hiçbir zamanında bu denli yoğun ve hızlı emilen karbonhidrat tüketmediği için evrimsel gelişim açısından organizma buna gerek duymamış..Çünkü eski çağlarda bu kadar insüline gereksinim duyulmuyormuş..

    Ama şunu söyleyim..Herhangi bir sebeple sekonder diyabet geliştiren kişilerde ileride tip-2 diyabet gelişme riski çok fazladır..Yani risk altındasınız..15 günde bir olmak kaydı ile açlık şekerinizi, tokluk 1.saat ve tokluk 2.saat şekerinizi ölçerek not ediniz..Sorun varsa hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz..Ayrıca 5 senede bir ”İnsülin konrollü OGTT testi” yaptırmayı da ihmal etmeyiniz..

    Bol Sağlıklı Günler..

    • sekonder diyabetle tip1 veyatip2 veya1.5 nasıl ayırabileceğiz.Burda Arkadaşımız Behçet hastalığı dışa vuran bir şey olduğu için teşhisi kolay ya dışa vuran bir şey olmasaydı mesela ciddi gıda zehirlenmesini ben şekerim çıkmazdan 2-3 sene evvel yaşadım.Bu etki edermi bilemiyorum veya hala tip 1 miyim veya 2miyim bu sorunun cevabını bulamamış olmam mı beni bunlara itiyor.Beni bu düşüncelere sevk eden insülin kullanım zamanları sabah 15 ünite ve öğlen 25 ünite daha sonra yok ertesi güne kadar şekerim çok iyi..Nasıl bir şey bu.

  5. Bu arada ilginç bir ayrıntı yakaladım..Bu konuyu nereye açsam bilemediğim için buraya yazmayı uygun görüyorum..

    Kuruyemiş olarak tüketilen badem, diyabet ve ona bağlı komplikasyon riskini azaltabilir..

    Düzenli badem tüketimi ayrıca HbA1C seviyelerini, total kolesterolü, LDL kolesterolü, açlık glukozunu da düşürmüş..İnsülin sensitivesini arttırmış..Sabah kahvaltısında badem tüketilmesi tokluk şekerini de düşürmüş..

    Bence ara öğünlerde bir kase badem muhakkak tüketilmeli..Hem doyurucu hemde çok fonksiyonel bir gıda..Liften, bitkisel omega-3 yağ asitlerinden, E vitamininden ve esansiyel maddelerden çok zengin bir gıdadır badem..

    Araştırma linkleri burada:

    http://www.wellnesstimes.com/articles/almonds-lower-blood-sugar-diabetics

    http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20580779

    http://www.dailymail.co.uk/health/article-1342476/Eating-almonds-help-prevent-diabetes-heart-disease-say-scientists.html

  6. ben de gizli şeker var.çok kilolu doğmuşum,hep kiloluydum,60 yaşındayım,170 kilolardaydım,kilo versemde tekrar alıyordum,boyum 164cm.annem 39 yıldır şeker hastası,erkek ve kız kardeşimde şeker hastası ve tüm komplikasyonları ile ilgili ilaç kullanıyorlar,by-pass ameliyatı oldular,onlar çok zayıfken kilo aldılar,ben yaşamım boyunca kiloluydum,23-24 yaşında 80 kilolarda iken,30 lu yıllarda 90 kiloya,35 yaşında evlendim 100 kilo ile hamile kaldım,ilk doğumumdan sonra aldığım kiloları veremeden 4 ay sonra 2.gebelik ve doğum,loğusalık sonrasında 120 kilo idim,her yıl rutin testlerimi yaptırdım,tiroit,karaciğer,böbrek fonksiyon testlerim normal,kan yağlarım normal,ailede en fazla kilolu olan benim ancak hep kan değerlerim normal.23 yaşımdan beri kilomun nedeni konusunda ileri araştırmalar yapılmadı,insülin direnci bile bakılmadı.bu durumumu obezite yılında sağlık bakanlığına da kaç kez e-mail ile bildirdim,siz obezite yılında bu araştırmayı yapmazsanız,yarın ben de şeker,kalp,ostropoz,uyku apnesi,kolestrol,by-pass gibi hastalıklar bana da uğrayacak,beni uygun göreceğiniz bir merkeze gönderin dedim,ama bana birçok sağlık broşürü göndermekle yetindiler,obezite okuluna kaydımı yaptırdım 3 yıldır çağaracakler.hastaneye gidiyorum mide kelepçe ameliyatlarından bahsediyorlar,hiçbir şekilde çözüm bulamadım.en sonunda kaymaklı ekmek kadayıflarını yedim gittim özel bir polikliniğe,2011 yılı mart ayında AKŞ 102mg/dl,2 poğaça ve 2 şekerli çay sonunda ölçülen tokluk kan şekeri 180mg/dl ile gizli şeker teşhisi konuldu.kan değerlerim ve karaciğer,troit,böbrek fonksiyon testlerim de normal çıktı.kan yağlarıma da doktor şaştı,HbA1c 5 idi.raporla 1000mg metformin sabah akşam içmem söylendi.2 yılda 42 kilo zayıfladım,hiç hareket edemiyordum.şimdi iyiyim.her sabah AKŞ bakıyorum 115mg/dl çıkıyor.yeniden rapor almalımıyım,mart ayından buyana ilaç içmiyorum.yalnız yaptığım yemeklerimi düzenli yememe gibi bir alışkanlığım var.ailemden biliyorum ara öğün yemediler mi şekerleri çok düşüyor.ben acıkınca aklıma geliyor yemek yemek saat 14 – 15,çok rahat orucumu tutuyorum.EKG VE EKO da çektirdim,onlarda normal bu kilonuza rağmen kalbiniz büyümemiş dedi doktor,ama anjiyo ya gerek görmedi.sabah bir elma,biraz mevsim meyvesi ya da süt,yulaf ezmesi,meyve,tarçın,ceviz koyup onu yemeyi seviyorum.saat 17 den sonra bütün muzurluklar aklıma geliyor,ama muzurluk dediysem evime hiç beyaz ekmek sokmam,yoğurdumu,peynirimi, ekmeğimi kendim yaparım,fast food hiç yemem… reçel,turşu, komposto yapmam,köftemi sucuğu mu evde yaparım.ve sağlıklı beslendiğimi sanıyorum,ama tek başına olduğum için,kendim için düzenli yemek yapamıyorum.tansiyonum genelde 11-7 ancak zaman zaman,uykusuz kaldığımda küçük tansiyonum 9 a,büyük tansiyonum 14 oluyor.beni araştırılmak üzere bir merkeze yönlendirirseniz sevinirim,değerlendirmenize ve yorumlarınıza ihtiyacım var…şimdiden teşekkürler…

  7. merhaba dr bey
    4 ay onceden bashlayan dıyabet hastalıgım alkol zehırlenmesından dolayı ola bılır mı? ılk verdıgım tahlılde sabah sekerım 313 ve 2 sa@ tokluk sekerım 410 olmustu kı dr bana glucophage vermıstı kı 3 ay kulndım ama sekerım bazan 40-50 arasında tustu kı bende ılacı kulnmayı kestım ve verdıgım son tahlılde hıc ılac kulanmadım kı sabah sekerım 128 ve ıkı sa@ tokluk sekerım 134 ve aksam 5 sekerım 145 oldu… sımdı dr bana yıne aynı ılacı vermus bıde vıtamın D kulanıyorum sadece, sıze su sorularım olucak.
    1.benım su tahlılerım alkol zehırlenmesından ola bılırmı?
    2.sumdı ben dıyabet tıp 2 mıyım?
    3.ne zamana kadar ılac kulanmalıyım?
    ıranlıyım yazmada yalnısım olursa kusuruma bakmayın.
    hurmetlar…….

  8. Eyüp bey merhaba
    birşey sormak istiyorum
    ben 2 yıldır bazı belirtiler yasıyordum ama doktor kan sekerimin normal oldugunu soyluyordu ocaktakı doktor
    idrarımı tutamıyordum, çok sık ıdrara cıkma vs.. uyuyamadıgım için içtiğim melatoninden kaynaklandıgını soylemıstı doktorum idrar problemimin.. melatonini bıraktım yine de geçmedi..

    ayrıca cildim çok tuhaflaştı, parmak uclarım jilet kesigi gibi yarılıyor yüz cildim de aynı sekılde.. asırı kuruma ve 1 yıla yakın mikroba baglı olmayan kasıntı yaşadım, zaten bebek sampuanları kullanıyorum devamlı zeytinyagı sürüyorum ayrıca nemlendirici kullanıyorum buna rağmen her yerim çatlak patlak oldu

    moralim sıfır..

    şu an boyum 163 ve kg 71.. acaba kilom eskisi gibi 52 olsa cildim, idrar sorunum ve diyabetle alakalı sıkıntım tamamen geçer mi?

    teşekkürler saygılar

  9. 2015 aralık ayından böbrek taşı düşürmem nedeni ile acile gittim aks 133 çıktı sonra böbrek taşı 17 gün geçmesine rağmen mesane girişin de takılıp sağ böbreğim süzme işlevi yapamadığı için ameliyat olmam gerektiği söylendi ameliyat için yapılan kan testlerinde 12 saat açlıkta 103 sekerim çıktı. Ailede babam tip 2 şeker hastaydı böbrek sorunu yaşamadım dönemler ölcuyordum 90 cikiyordu acaba bu şeker yüksekliği böbrek fonksiyonlari yaşadığım için yükselmiş olabilir mi?

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.