Bence Tip-1 Diyabet Kötü Değil, Özel Bir Yaşam Şekli

Sizden GelenlerBence Tip-1 Diyabet Kötü Değil, Özel Bir Yaşam Şekli

Bence Tip-1 Diyabet Kötü Değil, Özel Bir Yaşam Şekli

Ben tip1 diyabet ile Eylül 2016’da tanıştım. Başka bir mide rahatsızlığım yüzünden tatilimi yarıda kesip, ailem ile Eskişehir’e döndüm. Hastaneye geldiğimde herşeyden habersiz bir şekilde diğer mide doktorunun “çok zayıfsın” demesiyle başladı bu hikayem ve tip1 arkadaşlığım.

Araştırıldı ve çoğu testler sonucunda tip-1 diyabet teşhisim kondu. Düşünenlerin aksine hiç tedirgin değildim, sadece şaşkındım çünkü; diyabet adına hiçbir bilgim yoktu. Sanıyordum ki geçici grip gibi bir rahatsızlık…

Sonra devlet hastanesindeki doktor şekerin 245 ve acilen hastaneye yatırılman gerekiyor demesiyle hastanede yatarken buldum kendimi. Artık orada diyabetim ile ilgili hem bana hem de bu süreçte hep yanımda olan hakkını hiçbir zaman ödeyemeyeceğim anneme bilgiler, dersler, insülin ile ilgili ne geliyorsa aklınıza anlatılmaya ve öğretilmeye başlandı. Sürekli şeker seviyelerim kontrol ediliyor, diyet yemekler geliyor. Yavaş yavaş alışıyordum sanki. Konuşulanların aksine ben diyabeti kolay kabullendim. Bazı diyabetli arkadaşlarım gibi “neden ben?” sorusunu hiçbir zaman kendime sormadım. Çünkü zamanla birşeyi fark ettim ki evet, tip-1 diyabette önemli kısım psikoloji..

Bir buçuk-iki ayda takip sürecinde hemşirelerin diyabet ve insülin yapabilmem hakkında dersleri bırakmıştım. Çünkü artık vücudumu ve diyabetimi tanıyordum. Tanıdıkça denilenler bir tarafa diyetime, ölçümlerime ve yürüyüşlere dikkat ederek o günde 4 kere vurduğum insülinden yavaşça kurtularak tek doza düşmüştüm artık. Az önce psikoloji demiştim. İşte bu tip-1 diyabeti öğrendiğim anda annemin söylediği cümle “Ceren biz bunu yeneceğiz göreceksin.”

Bu süreci yazdığım kadar kolay şekilde geçirmedim tabii ki. Benim de bir okul hayatım, aile ve arkadaş hayatım vardı. Bu süre içerisinde ikinci üniversite için tercih yapacakken düzenimin yerinde olabilmesi için ara vermek zorunda kalmıştım. Ara sıra hipoglisemi ya da hiperglisemi durumları yaşıyordum. Araştırıyordum her an için herşeyi. Fakat biliyordum ki herşey bende bitiyordu. Evde olduğum bu süreçte annem her öğün yemeklerini ayrı ayrı hazırlıyor, herşeyi yapıyordu. 23 yaşındayım dışarı ve çevre hayatım vardı tabiiki benim de. Dışarıda olduğum zamanlar canım çekiyordu ama gayret ediyordum “Yemek yok bak. Herşey yoluna giriyor” diyerek durdurmaya çalışıyordum kendimi.

Ailem alışverişe gittiğinde bile artık gitmek istemiyordum bile. İnanması zordur belki ama 5-6 ay hiçbir şekilde az da olsa yasak olan yiyecek ve içecekleri yememiştim. Tüm sorumluluklarımı yerime getirirken, özel hastanedeki doktorum ile tanıştım. Şu andaki rahatlığımı, sağlığımı, geleceğimi ve özel birisi olduğumu ona borçluyum, teşekkür ederim doktorum..

Onun bana önerdiği ve yapmam gereken ne varsa herşeyi yapıyordum. Diyabet benimle birlikte yaşayan bir arkadaş olmuştu. Dışarıda bile kendimi bana özel hissettiriyordu. Arkadaşlarımdan ayrıcalıklıydım yediklerim içtiklerim olsun hatta bazıları özeniyorlardı bana bu kadar sağlıklı beslenebilmek için. Emeklerimin karşılığını almaya başlamıştım artık ve sonuçlarım ile doktorumu şaşırtmaya devam ediyordum. Değerlerim daha iyiydi ve artık şaşırtıcı bir şekilde sabah tokken 8 ünite Lantus yapıyordum. Profesör doktorlarla bile görüşülen bu durumumu onlar bile anlamıyor, şaşkınlık içerisinde mutlu oluyorlardı. Bu da beni çok mutlu ediyordu. Bu 8 ünite Lantus’un yanı sıra HbA1c bile 6.3 çıkmıştı.

Biliyorum belki tamamen beni bırakacak bir arkadaş değil tip1 diyabet ama ben onun en azından önüne geçiyorum ve çevremdeki herkesi şaşırtırken mutlu da edebiliyorum. Ileride daha iyi yada kötü durumları yaşayabilirim, bununda farkındayım fakat diyabetim ile arkadaş olmaya devam ederken savaşmayı da sürdüreceğim. Bunu herkes böyle bilmeli ve düşünmeli. Umarım herşeyim böyle yolunda devam eder. Diyabetli olan herkesin bu hikâyemden örnek almasını isterim. Bu yazıyı, hikâyemi yazmama sebep olduğunuz için de size teşekkür ederim.

Yanımda olan önce anneme, sonra aileme ve doktoruma teşekkür ederim.

Ceren Doğan

7 YORUMLAR

  1. Ceren Hanım Merhaba,

    Öncelikle geçmiş olsun. diyabet olalı henüz bir yıl olmuş. aynı yaşlarda hasta olmuşuz. ben 9 yıldır hastayım. ben de ilk 6 ay çok iyi yedim içtim kendime baktım hep olması gerektiği gibi beslendim ancak zorluklar yıllar geçtikçe artacak o kadar pozitif beklentileriniz olmasın hayal kırıklıkları yaşayabilirsiniz. büyük zorluklara hazır olun. özel yaşamda iş hayatında sosyal ortamlarda trafikte seyahatte diyabet size sinsi bir zorunlu arkadaş olacaktır. ne kadar bunlara hazır olursanız o kadar rahat edersiniz diye düşünüyorum. ben de bunda birşey yokmuş diye başladım ağrısı sızısı olmayan bir hastalık ancak şu ana kadarki gibi düzenli götürmeniz çok zor. aşırı halsizlik ve kronik yorgunluğa hazır olun. diyabet zor bir hastalıktır. 7/24 bir hastalıktır. yıllar geçtikçe daha da yük olur. umudumuz beklentimiz kökten bir çözüm. kök hücre vb. hepimize şifalar diliyorum.

    • Merhaba. Bunların farkında ve bilincindeyim zaten. Tek amacım; bu tür şeyleri tatlı bir savaşmayla sürdürebilmek ve umut kaybetmemek. Teşekkür ediyorum yazdığınız şeyler için de. Umarım söylediğiniz şekilde bir yük değilde bir ortak olur. 💪🏻💫

  2. Kökten çözüm elbette istediğimiz bir şey, ancak şimdi bize 5-6 ayda bir tekrarlanan aşı misali bir çözüm bile yeter. En azından aylarca rahat yer içeriz, sonra bir aşı daha. Böyle böyle kesin çözüm bulunur belki. Bilim insanları, ne kadar zormuş çok uzun etkili insülin bulmak.!!!!

  3. iş yerinde bir arkadaşın 37 yaşında hba1c si 11 çıktı açlık şekeri 300 üzeri. bu kadar geç yaşta tip1 olan gördünüz mü? tip1 olmama ihtimali var mı?

Anonim için bir cevap yazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: