Askerlikten Muaf Olma Hikayem

Diyabetli HaklarıAskerlikten Muaf Olma Hikayem

Askerlikten Muaf Olma Hikayem

1 Haziran’da düşünüp karar verip, kendimi askerlik şubesinde bulduğum olaydır kendisi.

Askerlik şubesine gidilir, form doldurulur.

+Burayı nasıl doldurayım?

– Gafana göre goçum doldur işte. (sivil memur)

-Herhangi bir hastalığın var mı?

+Tip-1 diyabet var bende…

-O ne ki la! Öyle yenir mi ki bu?

+Şeker hastalığım var.

-La oğlum seni almazlar lan askere.

+Essah mı diyorsun? Vallaha mı? (gözlerine inanamamak)

Askerlik şubesinden çeşitli belgeler ile beraber aile hekimine gidilir.

+Askerlik şubesinden yolladılar beni de, bu kağıda “x askeri hastanesinin dahiliye bölümüne sevki uygundur” yazmanız gerekiyormuş.

-Neden ki? Senin ne hastalığın var?

+Ben buraya geliyordum beni tanımadınız mı?

-Buraya her gün kaç kişi geliyor biliyor musun sen? (doktordan fırça yemek)

Belge alınıp askerlik şubesine tekrar dönülür. Sivil memur ‘goçum hallettin mi ya la?’ deyip beni hoş karşılar. Çeşitli belgeler tutuşturur elime. ‘Bak sakın bu zarfı açma. Sonra iptal olur her şey. Bak askere alırlar sonra.’ deyip korkutur beni. Zarfta “x tarihinde x askeri hastanesinde olunuz zarfı açmayınız, zarf askeri hastane personeli tarafından açılacaktır” ibaresi yer alır.

Askeri hastaneye gidilip dahiliyeci tabip albay ile tanışılır. Gayet güler yüzlü, sivil hastane gibi değil özel hastaneymiş gibi muamele gösterir size. Şaşırıp kalırsınız vesselam.

Yarın gel. Gelirken eşyalarını getir. Seni yatırıp öyle yapacağız işlemlerini. Ayakta olmuyor bu tür testler filan…

Ertesi gün tekrar askeri hastaneye gidilir ama doktor albayın dediği gibi öğleden sonrayı kendi kafasına göre anlayan ben saat 4 gibi doktorun kapısını çalar doktor yoktur… Hemşiresi fırça atar. ‘Niye bu kadar geç geliyorsun? Mesai bitti filan. (devlet dairelerinde ki mesai anlayışı)

Sonra doktorum gelir, git şuraya sana bilmem kim astsubay kıyafet verecek onları giy (mavi asker pijama takımı) hastaneye yatışım yapılır. Hastanenin iki tane bölümü vardır. Biri subaylar için diğeri erler için. Yatışım yapılırken çok korkmuştum. Askeriyede ranzalar var filan… 2 kişilik odada tek başıma kalacağımı öğrendim. Mutlu oldum. Çok sevindim.

Bana 5 litrelik bir şişe verildi…

+Al bunu sabah ilk çişini dışarı yap, sonra hep buna yap 24 saat boyunca…

-Ama bakın ben çok su içerim, ya bu şişe dolarsa.

Hemşireler arasında kahkaha kopması.

+Yenisini veririz sana merak etme.

-Ama bak ben bunu doldururum.

Tekrar kahkahalar.

Bu arada uzun saçlıyım ve yoklama eriyim. Saçlarım kıvırcık. Hastanede yatıp asker olmayan bir tek ben varım. Hemşire ve tüm askeri personel hatta sivil hastalara espri malzemesi olmak. (sivil hastalar artık askeri hastaneye kabul ediliyor.)

Sabah 7 de kahvaltıya uyandırıldım, mutfak personeli tarafından, evimdeki sıcaklığı orada da hissettim gerçekten. kim ne derse desin askeri hastane çok iyi sağlık hizmeti veriliyor. Kahvaltıya gidecekken hemşire seslendi;

+Gel, yemeğini yedin mi?

-Yok daha yeni uyandım hemşire hanım.

+Kan alacağız senden tatlım.

Ben yılda ortalama en az 4 en fazla 8 kere damardan kal aldırıyorum şeker hastalığım olduğu için. Siz de biliyorsunuz, sürekli kontrol edilmem gerekiyor. Ben böyle güzel kan alma, damarı patlatmadan, hiç acıtmadan gerçekten profesyonel personele sahip hakkını vererek kan alabilen bir tek askeri hastane ve üniversite hastanesinde gördüm… O yüzden iki hastaneden başka birine gitmiyorum zaten.

Kan verdikten sonra kahvaltı ettim. Kahvaltıdan 2 saat sonra tekrar kan verdim. Bu arada kan vermemin sebebi biliyorsunuz ki vücudumuz daha doğrusu beynimiz şeker ile çalışıyor… Bu şeker kanımızla tüm vücudu dolaşıyor ve besleniyor. Normal insanlarda en fazla 126 mg/dl olması gereken kan şekeri bende açken 181 mg/dl olarak ölçüldü. Zaten hastaneye yatma amacım bu adam dolandırıcı mı askerlikten yırtmaya mı çalışıyor. Biz buna bir bakalım gerçekten hastamı bu adam deyip yatırıyorlar.

Askeri hastanenin olduğu il ve yakınındaki illerde görev yapan askeri personel, benim muhattap olabileceğim erler ile çok iyi anlaştım. İlaç (insülin kullanıyorum) kullanmadığım, yemek veya evrak işleri ve kan tahlili tarzı şeylerle uğraşmadığım zamanlar da hastanenin kafeteryasında oturup çay-sigara yaptığımız hatta onların asker olmasının yanı sıra tavla oynamalarına (bkz: tavla oynamayı bilmeyen adam) varıncaya kadar hoş sohbetli arkadaşlar edindiğim, sadece onlara badi ve asker arkadaşım diyebileceğim asker arkadaşları edindim. (askere gidemiyor olmak.)

3 günlük tahliller sonunda 4. gün öğlen saatlerinde askeri hastanenin sağlık kurulu toplandı. (sadece haftada 2 kere toplanıyorlarmış)

Bana seslendiler, içeri girdim. Yerde ‘dur’ yazan yazıya bastım. Kendimi çok komik hissettim. Gülmemek için zor tuttum kendimi. Hatırlatayım, uzun saçlıyım ve 4 gündür saçlarımı yıkayamadım. Aynı zamanda kıvırcık saçlı olduğum için saçlarım kabardı. Bonus oldu anlayacağız. İçeri girip dur yazısında durdum. Beyaz önlük giymiş komutan saçların çok güzelmiş dedi güldü. Bozuntuya vermeyip cevap vermedim…

Sonra TSK sağlık yönetmeliği x maddesi x bendi uyarınca; ‘Barışta askerliğe elverişli değildir. Seferde görev yapar.’ 40/b/2 olması lazım arıza kodum.

Kuruldan çıktıktan sonra, asker arkadaşlarımın yanına döndüm. Bana verilen mavi asker pijama takımını teslim edip, sivil kıyafetlerimi giydim. Askerlikle ilişiğim kesildiğine dair askerlik şubesince adresime gönderilecek evrak gelene kadar askeri sıhhi izinde olduğum anlaşılan bir kaç belge verilerek bunları askerlik şubesine teslim et dediler ve bir örneği de sende kalsın deyip beni yolladılar. Asker arkadaşlarla ayrılmak çok zor olmadı ama içimde burukluk vardı. Onların da şafakları, özlemleri ve bekleyişleri vardı. Askerlik görevini yapabilmek isterdim. Çoğu insan len boş ver… Böyle daha iyi… deyip beni teselli etmiş olabilir ama, bundan sonra askerliğini nerede yaptın kardeşim? derlerse… Ben ne diyeceğim onlara?

Emin Bozkurt

NOT: Yazıyı Facebook ya da Twitter gibi sosyal medya kanallarında paylaşabilirsiniz. Alttaki Facebook, Twitter, Google+ ya da Pinterest butonlarına tıklamanız yeterlidir.

7 YORUMLAR

  1. Merhaba Emin, hikayeni okuduğumda benim başımdan geçenler geldi gözümün önüne. Seninle aynı şeyleri yaşamış ve hissetmiş biri olarak seni fahri devrem ilan ediyorum 🙂 Ha bu arada atlamadan, askerliğini nerde yaptın diye soranlara; askeri hastane çavuşuydum, benden kıdemlisi yoktu, sabah akşam çay içip tavla oynuyodum diyebilirsin.

  2. Askerlik ile ilişiğim kalmadı fakat bir diğer hayatımın en önemli sorunu baş gösterdi iş arayışı içerisindeyim, görüştüğüm iş verenler seni alamayız diyorlar arızalı gördükleri için en çokta askerlikten muafım lafını duyduktan sonra bana karşı duruşları değişiyor sanki eksik bir insanmışım gibi muamele ediyorlar. İyi niyetli bir kaç iş veren engelli kadromuza seni alalım fakat rapor almalısın dediler, bende bu hafta Uludağ Üniversitesi’ne gidip işlemlere başlayacağım. Adamlar iş vermiyor resmen hastalığımı bilmeyen bir işletmede işe başlamıştım 1-2 gün sonra hipoglisemiye girdim adam korkup kardeşim biz seninle çalışamayız dediler halbuki 15-20 dakika mola vermem gerekmişti işleri benim olmayışım dolayısıyla 1 hafta aksamıştı iş ahlakı olan öz verili çalışabilecek bir bireyim ama çok şanssızım özürlü (ayrıcaklı) raporu almak zorunda bırakıyorlar ya kendime yedirememiştim başvuru yapmayı bu güne kadar ama şuanda mecbur kaldım. Umarım %40 rapor verip beni daha fazla üzmez bu sistem yoksa çok çekeceğim var.

    • Emin Bey Merhaba,

      Maalesef toplumsal algılarımız oldukça kötü. İnsan Kaynakları profesyoneli olarak önce kişileri dinleyip sonrasında objektif karar verme tarafındayım ve böyle ilerliyorum. Ama norm kadrodan işe girmek maalesef tip-1 diyabetliler için zorlu oluyor.

      Bu sebeple % 40 öncelikli raporu almanız bence daha iyisi. En azından kendinizi hayatın her alanında gereksiz yere yormamış olursunuz.

      Çoğu birey sizin gibi engelli ya da öncelikli rapora negatif bakıyor ama bu rapor olmadan da norm kadroda iş bulmak baya zorlu. Bu benim için de geçerli. Son 5 yıldır norm kadroda profesyonel iş hayatım devam ediyor.

      sevgiler,

Esra Avcı için bir cevap yazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: